Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak, 1) Yangın sahasında yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporu ile, 6831 sayılı Kanun'un 110/3. maddesinde düzenlenen gerçek zararın hesabında yanan sahada hasar gören ağaç ve ağaçcıklarla, bitki örtüsüne göre oluşan zarar, ağaç ve ağaçcıkların hayatiyetini kaybedip etmediği, geride kalan emvalin değerlendirilme miktarı, yok olan canlı varlıktan ve toprağın verim gücündeki azalma gibi hususların nazara alınması gerekip ağaçlandırma gideri ve yangın söndürme masraflarının dikkate alınmaması gerektiğine göre; ağaçlandırma gideri ve yangın söndürme masraflarından oluşan zararın sanık tarafından giderilmediğinden bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair karar verilmesi, 2) 5237 sayılı TCK’nin 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının taksirli suçlarda uygulama olanağı bulunmadığı gözetilmeden sanık hakkında hak yoksunluklarına hükmedilmesi, Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye kısmen uygun...

    Mahkemece alınan bilirkişi raporlarında, ceza dosyasındaki mahkemenin kabulü esas alınarak 16 000,00 m²'lik devlet ormanı sayılan yerde ağaçlandırma masrafı 1.440,00 TL, yine 35522,00 m²'lik devlet ormanı sayılan yerde ağaçlandırma masrafı olarak 3.907,42 TL zarar olmak üzere, toplam 5.347,42 TL ağaçlandırma masrafı doğduğu tespit edilmiş ve mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı istemi doğrultusunda ceza dosyasındaki kabule göre, maden işletme ruhsat alanı dışında kalan bölüm ve ruhsatı iptal edilen bölüme ilişkin kullanım bedelinin tespiti ile hüküm altına alınması gerekirken, açıklanan zarar kalemleri gözetilmeden karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....

      , kesin izinlerde ise; ağaçlandırma bedeli, arazi izin bedeli, orköy bedeli ve erozyon bedelinin alınacağının düzenlendiği, dolayısıyla idare tarafından verilen izinler nedeniyle orman sayılan alanda izin verilmesi sonucu bu yerlerin ağaçlandırılması için yapılacak giderlerin karşılığı olarak alınacak bedel olarak ön izin bedeli, ağaçlandırma bedeli, arazi izin bedeli, orköy bedeli ve erozyon bedelinden söz edildiği, bunun dışında "ilave ağaçlandırma bedeli" adı altında bir yükümlülüğün düzenlenmediğinin görüldüğü, uyuşmazlık konusu olayda; davacı şirkete RES faaliyetinde bulunmak üzere usulüne uygun olarak izin aldığı orman vasıflı arazi için ağaçlandırma bedeli ödemesi gerektiği konusunda duraksama bulunmamakla birlikte davacı şirketten istenen ilave ağaçlandırma bedelinin yasal dayanağının bulunmadığı, her ne kadar dava konusu işlemler 16/07/2013 tarih ve 880 sayılı Genelge gereğince tesis edildiği ifade edilmiş ise de; anılan genelge içeriğinde ilave ağaçlandırma bedelinin yasal dayanağının...

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... temsilcisi ... tarafından, davalı ... aleyhine 21/09/2012 gününde verilen dilekçe ile açma nedeniyle ağaçlandırma gideri tazminatı istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16/01/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 06/03/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2019/135 ESAS, 2021/114 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Haksız fiilden kaynaklanan) KARAR : Kozan 2....

          DAVACININ İDDİALARI : Antalya Orman İşletme Müdürlüğü Aksu Orman İşletme Şefliği … nolu bölmede 18/08/2020 tarihinde sunduğu dilekçe ile özel ağaçlandırma yapmak üzere başvuruda bulunduğunu, yapılan değerlendirmede müraacata konu sahanın İşletme Şefliği Otlatma planı sınırları içerisinde "öncelikli otlatma sahasında" kaldığı için uygun görülmediğini, Ağaçlandırma Yönetmeliği'nin "Devlet ormanlarında çalışmalara izin verilebilecek yerlerin tespiti " başlıklı 8. maddesinin 2. bendinin a fıkrasındaki ".. otlatma planı ile ayrılan sahalar ..." ibaresi nedeniyle müracaatın kabul edilmediği, ancak Yönetmelik hükmünün Orman kanunun 57. maddesine, 4122 sayılı Milli Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Seferberlik Kanununa amaç ve sonuç bakımından aykılık teşkil ettiği ve de üstün kamu yararı ilkesine aykırı olduğu ileri sürülmektedir....

            maddenin 6831 Sayılı Kanunun "93/4" maddesi olduğu gözetilmeden "93/3" maddenin gösterilmesi, 3- Suç tutanağında, bina, su deposu ve ardiye olarak inşaa edildiği belirtilen tesislerin açıklık alan açılarak yapıldıklarının ifadesi karşısında keşifte hazır bulunan orman mühendisini yeniden mütalaası alınarak yerin tutanaktaki gibi açıklık alan mı olduğu yoksa örtü kaldırılıp kaldırılmadığı, kaldırılmış ise tarihi, cinsi ve miktarı tam olarak açıklattırılarak sonucuna göre ağaçlandırma gideri gerekip gerekmediğine karar verilmesi gerekirken bu yönden eksik inceleme ile ağaçlandırma giderine hükmedilmesi, Bozmayı gerektirmiş sanık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hüküm bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 27.01.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine; Ancak; Mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen orman yüksek mühendisi bilirkişinin raporunda; dava konusu yerin orman bitki örtüsü gelmeden ve gelmesine mani olunmadan sanık tarafından sürüldüğünün, eylemin işgal ve faydalanma olduğunun belirtilmesine; mahkemenin kabulünün de bu doğrultuda olmasına karşılık bilirkişi tarafından ağaçlandırma gideri tesbit edilmesine göre; bilirkişiden yemini verdirilerek sanığın orman diri örtüsüne zarar verip vermediği hususunda ek rapor alınması ile diri örtüye zarar vermediği veya tahrip etmediği, takdirde ağaçlandırma giderine de hükmolunamayacağı gözetilmeden bilirkişi raporunda belirtilen zararı karşılamadığı gerekçesiyle CMK 231 maddesinin uygulanmamasına ve müdahil idarenin Hukuk Mahkemelerinde dava açmakta muhtariyetine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde...

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Sanığın mahkumiyetine dair, Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine, Ancak; Keşif sonucu tanzim edilen bilirkişi raporunda suç konusu yerin 15-20 yıldan beri üzüm bağı olduğu orman bitki örtüsü ve emaresi olmadığı gibi bu yerde kesilmiş ya da sökülmüş orman bitki örtüsünün bulunmadığı tahribat gören herhangi bir orman alt florasının da bulunmadığı dolayısıyla ağaçlandırma gideri ve tazminatın hesabına da gerek olmadığı orman idaresinin bir kaybının söz konusu bulunmadğı belirtilmesine göre orman idaresinin 30.12.2008 tarihli ağaçlandırma giderine ait zararı belirten yazısı ile ilgili bilirkişiden ve orman idaresinden araştırma yapılmadan hukmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten 5320 sayılı...

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Sanığın mahkumiyetine dair, Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine; Ancak; Keşif sonunda tanzim edilen 13.10.2008 tarihini taşıyan orman mühendisi bilirkişinin raporunda ağaç kesme eylemi ve tahribatın söz konusu olmadığından tazminatın hesaplanmadığı ağaçlandırma giderinin ise, mahkemenizin dava sırasında lüzümu gördüğü takdirde kullanabileceği ağaçlandırma gideri hesaplandığı dava konusu yerin zabıt tarihinden yaklaşık 15 yıl önce ormandan açılmış olduğunu belirtmesine göre, bilirkişiden tereddüte yer vermiyecek şekilde idarenin bir zararı mevcut olup olmadığı sorulurak sonucuna göre sabıkasız olan sanık hakkında CMK'nun 231. maddesinin değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile idarenin uğramış olduğu zararı gidermeyi kabul etmediğinden bahisle CMK'nun 231. maddesinin uygulanmasına...

                    UYAP Entegrasyonu