e satış tarihi 05.05.2000 olup dava ise 16.01.2009 tarihinde açılmasına, 6183 sayılı yasanın 26. maddesine göre tasarrufun iptali davalarının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık süre içinde açılmasının öngörülmesine, söz konusu sürenin hak düşürücü süre olmasına ve mahkemece resen nazara alınmasının gerekmesine, bu durumda mahkemecede bu taşınmaz yönünden "davanın hak düşürücü süre yönünden reddine" karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davacı vekilinin bu taşınmaza ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davacı vekilin dava konusu 6180 sayılı parsel üzerindeki 11 nolu bağımsız bölüme ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Dava, 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
ye satışına yönelik tasarrufun iptaline karar verilmiş, hüküm davacı, davalı ... ve davalılar ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemiyeceğine göre temyiz eden davalılar vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı ... vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazına gelince; Dava 6183 sayılı yasanın 24 ve takip eden maddelerine dayalı tasarrufun iptali isteğine ilişkindir. Bu durumda mahkemece tasarrufun iptali davasına konu edilen taşınmazların borç miktarından az olan gerçek değeri üzerinden davacı yarına nisbi vekalet ücreti takdiri gerekirken maktu vekalet ücreti takdiri yoluna gidilmiş olması doğru değildir....
Tasarrufun iptaline ilişkin ön şartların mevcut olduğu kabul edildiğinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun’un 24 ve devamı maddelerinde yazılı, taşınmazların satış bedelleri ile mahkemece oluşturulacak bilirkişilerin verdiği rapora göre tasarruf tarihindeki gerçek değerleri arasında fark olup olmadığı, tasarrufun tarafları arasında akrabalık, arkadaşlık, ticari ilişki gibi borçlunun mal kaçırma kastını 3. kişinin bildiği ya da bilebilecek durumda olduğunu gösterir bir yakınlığın bulunup bulunmadığı kısaca Kanun’un 27,28, 29 ve 30. maddeleri kapsamında iptal nedenleri irdelenerek bir karar verilmesi yerine eksik inceleme ile hüküm tesisi de isabetli değildir....
Tasarrufun iptaline ilişkin ön şartların mevcut olduğu kabul edildiğinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanun’un 24 ve devamı maddelerinde yazılı, taşınmazların satış bedelleri ile mahkemece oluşturulacak bilirkişilerin verdiği rapora göre tasarruf tarihindeki gerçek değerleri arasında fark olup olmadığı, tasarrufun tarafları arasında akrabalık, arkadaşlık, ticari ilişki gibi borçlunun mal kaçırma kastını 3. kişinin bildiği ya da psamında iptal nedenleri irdelenerek bir karar verilmesi yerine eksik inceleme ile hüküm tesisi de isabetli değildir....
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davanın 6183 sayılı Kanun’un 24 vd maddelerine dayalı olarak açılmış olmasına ve aynı Kanun’un 26. maddesinde açıkça 27, 28, 29 ve 30 uncu maddelerinde sözü geçen tasarrufların vukuu tarihinden beş yıl geçtikten sonra mezkur maddelere istinaden dava açılamayacağı hükmüne yer verilmesine, maddede belirtilen sürenin hak düşürücü süre olmasına ve resen nazara alınması gerekmesine ayrıca hak düşürücü sürenin ilk tasarrufun yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlamasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve 492 sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca Hazineden harç alınmamasına 14.2.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi K A R A R Dava, 6183 sayılı Yasa’nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Davalı borçlu ...Yaş Sebze ve Meyve Gıda Ambalaj Orm. Ür. İnş. Turz. İth. Ltd. Şti aleyhine yapılan takibe ilişkin ödeme emri ve haciz varakalarının davalı borçluya tebliğ edildiğine dair tebligat parçalarını ikinci bir yazışmaya mahal bırakılmaksızın ivedi olarak dosya arasına alındıktan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE 14/09/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddesinden kaynaklanan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 1- HMK'nın 33. maddesine göre Hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme Hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile Hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur. Somut olayda dava, 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu halde İİK’nun 277 ve devamı maddelerine göre değerlendirme yapılması isabetsiz olmuştur. 2- 6183 sayılı Yasa’nın 28/1 maddesine göre üçüncü dereceye kadar kan hısımları ile eşler ve ikinci dereceye kadar (bu derece dahil) sıhri (kayın) hısımları arasındaki tasarruflar bağış niteliğinde olup iptali gerekir....
Mahkemece, dava tarihi itibari ile taşınmazın dava dışı ... adına kayıtlı olduğu, davalıların tapu maliki olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine göre açılan tasarrufun iptali davasında amaç borcun doğumundan sonra borçlunun mal kaçırma amacı ile yaptığı tasarrufun iptali ile alacağın tahsili imkanını sağlamak olduğu, somut olayda dava konusu taşınmazın borçlu tarafından 11.11.2009 tarihinde davalı ...’a onun tarafından da dava dışı....’a onun da ...’a satış yaptığı, bu halde davacıdan anılan sahışların davaya dahili sağlanması ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklı vekili, müvekkilinin davalı borçludan boşandıktan sonra hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığı ve hakkındaki takipleri sonuçsuz bırakmak için arkadaşı .İcra Müdürlüğünün 2011/6183 sayılı dosyasından takip başlatıldığını, bu takibin muvaazalı olduğundan iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece, davacının takibin muvazaalı olduğunu ispatlayamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
Dava; 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; 1- 6183 Sayılı AATÜHK'nin 24 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davaların görülebilmesi için, borçlu hakkında 6183 sayılı yasaya göre bir takip yapılmış ve kesinleşmiş olması gerekir. Söz konusu davalar da aciz belgesine gerek olmayıp borçlunun borcunu ödeyememe durumunun gerçekleşmiş olması yeterlidir. Öte yandan 6183 sayılı Yasa’nın 28/2 maddesine göre kendi verdiği malın akdin yapıldığı sıradaki değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler bağış niteliğinde olup iptali gerekmektedir....