tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri ile 35. md. gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaların görülebilmesi içinde borçlu hakkında 6183 sayılı yasaya göre bir takip yapılmış ve kesinleşmiş olması gerekir ancak aciz belgesine gerek olmayıp borçlunun borcunu ödeyememe durumunun gerçekleşmiş olması yeterlidir. Öte yandan 6183 sayılı Yasa’nın 28/2 maddesine göre kendi verdiği malın akdin yapıldığı sıradaki değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler bağış niteliğinde olup iptali gerekmektedir. Yine aynı yasanın 30.maddesine göre de kamu alacaklarının bir kısmını veya tamamının tahsiline olanak bırakmamak amacı ile borçlu tarafından bir taraflı tasarruflar ile borçlunun maksadını bilen veya bilmesi gereken kimseler ile yaptığı tasarrufların tarihleri ne olursa olsun geçersiz olacağı hüküm altına alınmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptaline ilişkin davada İzmir 11. İş ve İzmir 4. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, prim borcundan kaynaklanan icra takibi sırasında borçlu şirket ortağı tarafından yapılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İzmir 11.İş Mahkemesince, 6183 sayılı Kanunun 24. maddesi uyarınca tasarrufun iptali davalarının genel mahkemelerde görüleceği belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. İzmir 4.Asliye Hukuk Mahkemesi ise, alacağın 506 sayılı Kanundan kaynaklanması nedeniyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....
Dava 6183 s.K’nun 24 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. 6183 S.K’nun 27-28. maddelerine göre amme alacağını ödememiş borçlulardan, müddetinde veya hapsen tazyikına rağmen mal beyanında bulunmıyanlarla, malı bulunmadığını bildiren veyahut beyan ettiği malların borcuna kifayetsizliği anlaşılanların ödeme müddetinin başladığı tarihten geriye doğru iki yıl içinde veya ödeme müddetinin başlamasından sonra yaptıkları bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar hükümsüzdür. Tasarrufun yapıldığı sırada davalı borçlunun vergi borcunun mevcut olması gereği açıktır. Ancak vergi alacağının dava açıldıktan sonra da kesinleşmesi mümkündür. Somut olayda kabul edildiği gibi ödeme emrinin dava açılmasından sonra tebliğ edilmiş olmasının tek başına davanın reddi sebebi olmadığı tartışmasızdır....
Dava 6183 s.K’nun 24 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. 6183 S.K’nun 27-28. maddelerine göre amme alacağını ödememiş borçlulardan, müddetinde veya hapsen tazyikına rağmen mal beyanında bulunmıyanlarla, malı bulunmadığını bildiren veyahut beyan ettiği malların borcuna kifayetsizliği anlaşılanların ödeme müddetinin başladığı tarihten geriye doğru iki yıl içinde veya ödeme müddetinin başlamasından sonra yaptıkları bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar hükümsüzdür. Tasarrufun yapıldığı sırada davalı borçlunun ver gi borcunun mevcut olması gereği açıktır. Ancak vergi alacağının dava açıldıktan sonra da kesinleşmesi mümkündür. Somut olayda kabul edildiği gibi ödeme emrinin dava açılmasından sonra tebliğ edilmiş olmasının tek başına davanın reddi sebebi olmadığı tartışmasızdır....
ın sair temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava 6183 sayılı Kanunun 24 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı vekilinin 09/02/2006 tarihli dilekçesine göre davanın dayanağı olan takipteki vergi borcunun 2004 yılına ait olduğu belirlenmiş bulunmaktadır. Mahkemece, Fatih Vergi Dairesi Müdürlüğünün 02/02/2006 tarihli yazısında bildirilen 23.013,12 YTL alacak ve ferileri için karar verilmiştir. Ancak iptale karar verilirken davacı alacağının tasarruf tarihindeki, asıl ve ferileri ile birlikte ulaştığı miktar bulunup bu miktar ile sınırlı olarak karar verilmesi gerekirken 2004 yılının tamamı nazara alınarak yapılan hesap sonucu bildirilen miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 3-Tasarrufun iptali davalarındaki amaç alacakların, alacağını tahsil edebilmesi için takip hukukunda haczin önünü açmaktır. Bu yönüyle bu tip davalar ayrı dava değil şahşi hak doğuran davalardır....
in torunu olmasına, 6183 sayılı yasanın 28/1 maddesine göre 3. Dereceye kadar kan hısımları arasında yapılan ivazlı tasarrufların bağışlama hükmünde sayılmasına, davalılar arasındaki yakın akrabalık ilişkileri nedeni ile ...'den taşınmazları iktisap eden diğer davalılar ... ve ..., davalı ...nin durumunu bilen ve bilebilecek kişilerden olmasına göre davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve Davalı ... vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı Yasa'nın 24. ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı ......
Dava, 6183 sayılı yasanın 24 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir.Mahkemece 3. kişi olan davalı ...’in taşınmazı banka kredisi alması ve davacının bu davalının kötü niyetli olduğunu kanıtlayamaması nedeniyle davanın reddine karar verilmişse de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Tasarrufun iptali davalarında dava tasarrufun tarafları borçlu ve borçlu ile işlemde bulunan taraf aleyhine birlikte açılması gerekir. Davalılar arasında yasal mercburi dava arkadaşlığı söz konusudur. Bu olgu dikkate alınarak öncelikle dava şartı olan taraf teşkilinin sağlanması gerekir. 6183 sayılı Amme alacaklarının tahsil usulü hakkındaki yasanın 28/2 maddesi uyarınca ‘ kendi verdiği malın, aktin yapıldığı sıradaki değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler’ bağışlama hükmünde sayılmış ve bu tasarrufların iyi niyet koşulu aranmaksızın iptale tabi oldukları kabul edilmiştir....
Bu durumda bu haliyle dairemize verilen tasarrufun iptali davası niteliğinde olmadığı, muvazaya dayalı satışın iptali isteminden ibaret olduğu değerlendirildiğinde temyiz incelemesini yapmak görevi dairemize ait olmayıp Yargıtay Yüksek 4.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 29.5.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve 6183 sayılı Yasa’nın 30.maddesine göre de kamu alacaklarının bir kısmını veya tamamının tahsiline olanak bırakmamak amacı ile borçlu tarafından bir taraflı tasarruflar ile borçlunun maksadını bilen veya bilmesi gereken kimseler ile yaptığı tasarruflar tarihleri ne olarsa olusun geçersiz olacağından ve kamu borç miktarı dikkate alındığında teminat olarak gösterilen aracın alacağı karşılamasının imkansız bulunmasına göre davalılar vekilinin tüm davacı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-HMK’nun 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir....
Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 6183 sayılı Yasa'ya dayalı tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu ...'nin kamu alacağının tahsilini imkansız hale getirmek amacıyla adına kayıtlı dava konusu taşınmazlarından 2 nolu bağımsız bölümü 17.08.2010 davalı ...'ya onun da 22.03.2011 tarihinde davalı ...'e, 5 nolu bağımsız bölümü 01.04.2010 tarihinde davalı ...'a onun da 04.08.2011 tarihinde davalı ...'...