Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, 6183 sayılı yasanın 28/2 maddesi uyarınca davanın kabulü ile 12.9.2003 tarihli tasarrufun iptaline, Tavas Vergi Dairesi Müdürlüğünün alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere taşınmaz üzerinde davacının cebri icra işlemlerine devam etmesine karar verilmiş, hüküm davalılardan Mehmet Kökçü tarafından temyiz edilmiştir....

    Dava SSK prim alacaklarının tahsiline sağlamaya yönelik olarak yapılmış takipler sonucu açılan 6183 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerine ilişkin tasarrufun iptaline ilişkindir. 506 sayılı SSK.nun 80/7 maddesi uyarınca SSK.prim ve diğer alacaklarının tahsili için 6183 sayılı kanuna göre borçlular hakkında yapılan takipler nedeniyle S.S.K tarafından açılan tasarrufun iptali davalarına alacaklı sigorta müdürlüğünün bulunduğu yer (il) iş mahkemesinde bakılması gerekir. Mahkemece, bu davalara bakmakla görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğu nazara alınarak görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu Hasan aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazlarını oğlu Turgay’a satışına ilişkin tasarrufun iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili ve davalı ... davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taşınmazların satışının baba-oğul arasında gerçekleştiği ve iptal şartlarının oluştuğu ancak yapılandırma sözleşmesinin ihlali halinde infaz edilmek kaydı ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı Kanu'nun 24 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı borçlu Hasan aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu taşınmazlarını oğlu Turgay’a satışına ilişkin tasarrufun iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili ve davalı ... davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taşınmazların satışının baba-oğul arasında gerçekleştiği ve iptal şartlarının oluştuğu ancak yapılandırma sözleşmesinin ihlali halinde infaz edilmek kaydı ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı Kanu'nun 24 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

          Mahkemece, taşınmaz hissesinin satışının vergi borcunun tahsiline engellemek için muvazaalı olarak satıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davalı ...’ın borçlu ...’in kardeşi olmasına, 6183 Sayılı Kanunun 28/1 maddesinde, bu derece akrabalar arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde sayıldığının ve iptale tabi olduğunun öngörülmesine, buna ilaveten davalı ...’ın, kardeşi olan borçlu ...’in amme alacağının bir kısmının veya tamamının tahsiline imkan bırakmamak maksadiyle hareket ettiğini bilmesi lazımgelen kimselerden olması nedeniyle de tasarrufun iptali gerekeceğine (6183 s.K m. 30) ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2- Davanın kabulüne karar verildiği halde infazda tereddüt yaratacak şekilde dava konusu tasarrufun...

            tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dava 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 24 ve devamı maddeleri ile 35. md. gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaların görülebilmesi içinde borçlu hakkında 6183 sayılı yasaya göre bir takip yapılmış ve kesinleşmiş olması gerekir ancak aciz belgesine gerek olmayıp borçlunun borcunu ödeyememe durumunun gerçekleşmiş olması yeterlidir. Öte yandan 6183 sayılı Yasa’nın 28/2 maddesine göre kendi verdiği malın akdin yapıldığı sıradaki değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler bağış niteliğinde olup iptali gerekmektedir. Yine aynı yasanın 30.maddesine göre de kamu alacaklarının bir kısmını veya tamamının tahsiline olanak bırakmamak amacı ile borçlu tarafından bir taraflı tasarruflar ile borçlunun maksadını bilen veya bilmesi gereken kimseler ile yaptığı tasarrufların tarihleri ne olursa olsun geçersiz olacağı hüküm altına alınmıştır....

              Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, davanın 6183 sayılı Yasaya dayalı olarak Maliye Hazinesi tarafından açılmış olmasından dolayı aciz belgesi aranmasının şart olmamasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle sonucu itibariyle doğru olan hükmün ONANMASINA, 492 sayılı Harçlar Yasasının 13/J maddesi uyarınca Hazineden harç alınmamasına 14/09/2009 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                Dava 6183 s.K’nun 24 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. 6183 S.K’nun 27-28. maddelerine göre amme alacağını ödememiş borçlulardan, müddetinde veya hapsen tazyikına rağmen mal beyanında bulunmıyanlarla, malı bulunmadığını bildiren veyahut beyan ettiği malların borcuna kifayetsizliği anlaşılanların ödeme müddetinin başladığı tarihten geriye doğru iki yıl içinde veya ödeme müddetinin başlamasından sonra yaptıkları bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar hükümsüzdür. Tasarrufun yapıldığı sırada davalı borçlunun vergi borcunun mevcut olması gereği açıktır. Ancak vergi alacağının dava açıldıktan sonra da kesinleşmesi mümkündür. Somut olayda kabul edildiği gibi ödeme emrinin dava açılmasından sonra tebliğ edilmiş olmasının tek başına davanın reddi sebebi olmadığı tartışmasızdır....

                  Dava 6183 s.K’nun 24 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. 6183 S.K’nun 27-28. maddelerine göre amme alacağını ödememiş borçlulardan, müddetinde veya hapsen tazyikına rağmen mal beyanında bulunmıyanlarla, malı bulunmadığını bildiren veyahut beyan ettiği malların borcuna kifayetsizliği anlaşılanların ödeme müddetinin başladığı tarihten geriye doğru iki yıl içinde veya ödeme müddetinin başlamasından sonra yaptıkları bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar hükümsüzdür. Tasarrufun yapıldığı sırada davalı borçlunun ver gi borcunun mevcut olması gereği açıktır. Ancak vergi alacağının dava açıldıktan sonra da kesinleşmesi mümkündür. Somut olayda kabul edildiği gibi ödeme emrinin dava açılmasından sonra tebliğ edilmiş olmasının tek başına davanın reddi sebebi olmadığı tartışmasızdır....

                    Bu durumda bu haliyle dairemize verilen tasarrufun iptali davası niteliğinde olmadığı, muvazaya dayalı satışın iptali isteminden ibaret olduğu değerlendirildiğinde temyiz incelemesini yapmak görevi dairemize ait olmayıp Yargıtay Yüksek 4.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 29.5.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu