Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ödeme emrinin iptaline yönelik dava “menfi tespit” niteliğinde olup, maddede belirtilen; “böyle bir borcu olmadığı”, “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” yönündeki iddialar dışında yeni ve ayrı bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir düzenlemeye 6183 sayılı Kanunda yer verilmemiş olması karşısında, 7 günlük hak düşürücü süreyi geçiren borçlunun, aynı konuda yeni bir menfi tespit veya alacak davası açma olanağı bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21-623- 717 ve 26.04.2006 gün ve 2006/21-198-249 sayılı Kararları). Somut olayda iptali istenen dava konusu 22/01/2009 tarih ve 2009/39 sayılı ödeme emrinin 02/03/2009 tarihinde yöntemince tebliğ edildiği dosya içerisindeki tebligat parçasından anlaşılmaktadır. Dava ise 14/07/2009 tarihinde açılmıştır....

    Düzenlenen rapor ve dosya okunmakla işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi: 506 sayılı SSK m.80 hükmüne göre; Kurumun süresinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun hükümleri uygulanır. 6183 sayılı AATUHK m.58, Kurum alacakları yönünden tebliğ edilen ödeme emrine karşı dava açma hakkını (7) günlük hak düşürücü süre ile sınırlandırmıştır. 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan takip nedeniyle; borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline yönelik dava “menfi tespit” niteliğinde olup maddede belirtilen “böyle bir borcu olmadığı”, “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” yönündeki iddialar dışında yeni ve ayrı bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. İİK m.72 hükmüne koşut bir düzenlemeye 6183 sayılı Kanunda yer verilmemiş olması karşısında, (7) günlük hak düşürücü süreyi geçiren borçlunun, aynı konuda yeni bir menfi tespit davası açma olanağı bulunmamaktadır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 6183 Sayılı Kanunun'un 79.Maddesi gereğince açılmış menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı idare tarafından 12.6.2006 tarihinde tebliğ edilen 25.5.2006 tarihli haciz ihbarnamesi gereğince davalı idareye 19.211.245,40 TL borçlu olmadığının tesbitine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı vekili, 25.5.2006 tarihli haciz bildiriminin davacıya 12.6.2006 tarihinde tebliğ edildiğini, davacının süresi içinde itiraz etmemesi nedeniyle hakkında ödeme emri düzenlenerek 14.9.2006 tarihinde tebliğ edildiğini, ödeme emrinin iptali için açılan davanın ... 2.Vergi Mahkemesinin 2006/946 Esas sayılı kararıyla reddedildiğini belirterek bu davanın da reddini savunmuştur....

        Ancak bu kısa sürenin geçirilmesi durumunda ayrı bir menfi tespit davası açılıp açılamayacağı 6183 sayılı Kanun'da açıklanmamıştır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesinde koşut bir düzenlemeye yer verilmemiş olması nedeniyle, kanunda öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusunun, aynı konuda yeni bir menfi tespit davası açamayacağını kabul etmek ve sorumlu olmadığı bir borcu ödemeye zorlamak, genel hukuk ilkeleriyle çelişmektedir....

        Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, 6183 sayılı Yasanın 79/III. maddesi gereğince haciz bildirisine 7 günlük süresi içerisinde itiraz etmeyen davacının, aynı yasanın 79/IV. maddesi uyarınca 1 yıllık süresi içerisinde açmış olduğu menfi tespit davasında haciz bildirisinin tebliği tarihinde kamu borçlusuna karşı borçlu olmadığının belirlenmiş olmasına, yasal sürede haciz bildirisine itiraz etmeyerek bu davanın açılmasına neden olması nedeniyle de davalı aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmemesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve kararda yazılı diğer gerekçelere göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 492 Sayılı Harçlar Yasası'nın 13/J maddesi uyarınca davalıdan harç alınmamasına 11.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “… Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....

            Önemle vurgulamak gerekir ki, kanunda da menfi tespit davası açılmasını yasaklayan bir hüküm de bulunmamaktadır (Halil Özdemir; T3 6183 Sayılı Yasaya Göre Ödeme Emri Ve İptali Davaları, Sicil İş Hukuku Dergisi, S:31, Yıl:2014, s. 101- 102). 6183 sayılı Kanun'da menfi tespit davasına, "Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini" düzenleyen 6183 sayılı Kanun'un 30.3.2006 tarihli ve 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde "...Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi hâlinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorunda..." olduğuna ilişkin düzenleme ile üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden öngörülmemiştir....

            A.Ş firmasına başlattığı takip sebebi ile davacıya gönderdiği 26/09/2017 tarih ve 15110 sayılı haciz bildirisinden dolayı borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmiş, verilen karara karşı davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı vekilinin istinaf başvuru sebepleri; Davacının kendisine tebliğ edilen haciz ihbarnamesi üzerini, borcu olmadığı yönündeki iddiasını 7 gün içinde idareye bildirmesi gerekirken bildirmediğinden, 6183 sayılı yasanın 79.maddesi kapsamında borcun tamamının zimmetinde sayılması gerektiği yasa gereği olup hal böyle olunca da davanın reddi gerekirken kabulünün hukuka aykırı olduğu, hususlarına ilişkindir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun 79. maddesi gereğince açılmış menfi tespit istemine ilişkindir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 6183 sayılı Yasa'ya dayalı menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, dava dışı kamu borçlusu ....Taşımacılık ...Ltd.Şti hakkında 6183 sayılı Yasa'ya göre takip yapıldığını ve müvekkiline anılan yasanın 79.maddesi gereğince haciz ihbarnamesi gönderildiğini, ancak süresinde itiraz edilemediğini kamu borçlusuna bir borçları olmadığından 6183 sayılı Yasa'nın 79.maddesi gereğince borçlu olmadıklarının tesbitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı idare vekili, davacının haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediğinden alacağın zimmetinde sayıldığını haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

              Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kabulü ile; 12/11/2013 tarih ve 20131108625000015906 sayılı e-haciz bildirisi sebebiyle davalı ... Vergi Dairesi Müdürlüğü'ne 22.195,00 TL borçlu bulunmadıklarının tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6183 sayılı Yasa’nın 79/4. maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasına ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Eldeki dava 6183 sayılı Yasa'nın 79. maddesi hükmüne göre açılmış olup davacı haciz bildirisine süresinde itiraz etmemiş olup davanın açılmasına kendisi sebebiyet verdiğinden yargılama giderleri üzerinde bırakılması gerekir....

                UYAP Entegrasyonu