Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda ise, 6183 sayılı Yasanın 55. maddesi kapsamında davacı adına düzenlenmiş bir ödeme emrinin ya da başlatılmış bir icra takibinin bulunmaması, yapılan tebligatın ödeme emri niteliğinde olmayıp, borç bildirim yazısından ibaret bulunması karşısında, davanın menfi tespit davası olarak kabul edilmesi gerekmekte olup 1999/5 ve 2000/7 dönemlerine ait ödeme emirlerine ilişkin borcun zamanaşımına uğraması nedeniyle davacının sorumluluğu bulunmamaktadır. Davaya konu ödeme emirlerinden 2009/1 dönemine ait ödeme emrinin ise idari para cezasına ilişkin olduğu anlaşılmakla; bu ödeme emri bakımından davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 140. maddesi olup gerek anılan maddede, gerekse 5510 sayılı Kanun'un 102. maddesinde, işverenin kanunla düzenlenen yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde idari para cezası ile sorumlu olacağı düzenlenmiştir....

    G E R E K Ç E : Davanın yasal dayanağını 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 58. maddesi oluşturmaktadır. Anılan madde gereğince Kurum alacakları için 6183 sayılı Kanunun 55. maddesi hükmü uyarınca düzenlenip tebliğ edilen ödeme emirlerine karşı 7 gün içerisinde dava açabilme olanağı bulunmaktadır. Ödeme emrinin iptali istemine ilişkin olarak anılan maddeye dayalı açılacak dava "menfi tespit" niteliğinde olup, "böyle bir borcu olmadığı" veya "kısmen ödendiği" veya "zamanaşımına uğradığı" iddiaları dışında başka bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. İtiraz davası için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.4.2001 gün ve 2002/21- 201- 297, 24.3.2004 gün ve 2004/10164- 170 sayılı kararları) Hak düşürücü süre, niteliği itibariyle bir itiraz olup sonuçlarını kendiliğinden meydana getireceğinden resen göz önünde tutulması gerekmektedir....

    Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Davacı adına, asıl amme borçlusu …'ya borcu olduğundan bahisle 6183 sayılı Kanunun 79.maddesi uyarınca düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir....

      tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. İnceleme konusu olayda;davacıya ait işyerinde kaçak inşaat yıkımı sırasında ... ,... , ... ve ... 'in kazalanması ile ilgili ihbar üzerine yapılan denetim sonucu düzenlenen kontrol memuru raporuyla, 5510 sayılı yasanın 8. Maddesinde öngörülen sigortalı işe giriş bildirgesinin Kuruma sigortalının çalışmaya başlamadan önce verilmemesi nedeniyle 5510 sayılı yasanın 102.maddesi gereğince davacıya idari para cezası uygulanmıştır.Davacı iş bu dava ile idari para cezasının iptali ile kazalı ... 'nın işvereni olmadığının tespitini talep etmiştir....

        Ltd.Şti. adına tescilli 1029093 ve 1029094 iş yeri sicil sayılı dosyalarda işlem gören işyerlerinin Müdürlüğümüze olan ve 6183 sayılı Yasa hükümleri gereğince tahsili gereken borçlarına ilişkin olarak icra takiplerinin başlatıldığını, takip konusu borçlara ilişkin olarak, borçlu Eryıldız Şekerleme San. Tic. Ltd.Şti.'...

        Maddesine göre düzenlenen Haciz İhbarnamesi 01.03.2018 tarihinde tebliğ edilmiş olup anılan ihbarnameye 7 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olması nedeniyle ihbarnamenin tebliğ tarihi itibari ile borçlu olmadığının tespitine ilişkin 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun'un 79. maddesi kapsamında menfi tespit davası açıldığı anlaşılmıştır. 6183 sayılı Kanun'un 79.maddesi ile üçüncü şahsa yaptığı haciz bildiriminden sonra 7 günlük süre içerisinde cevap vermek, itiraz etmek imkanı verilmiş, bu sürenin kaçırılmış olması halinde de menfi tespit davası açma hakkı tanınmıştır. Mahkemece davacının ticari defterleri üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda davacı tarafın ticari defterlerinin gerekli şartları taşımasından dolayı lehine delil niteliği taşıdığı ve ticari defterlere göre davacının dava dışı borçlu Elta Elektrik Sistemleri ve İnş. San. Tic. Ltd....

        Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir. Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanun'da, İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, yasada öngörülen 7 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21-198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı). 6183 sayılı Kanun ile menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini” düzenleyen 6183 sayılı Kanun'un 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden tanınmamıştır....

          Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacıya ait işyeri prim ve fer’ilerinden oluşan borcundan dolayı, hakkında 6183 sayılı Kanunun gereğince düzenlenen 27.10.2011 tarih ve 2011/19900-0 takip nolu ödeme emrinin, 14.11.2011 tarihinde davacıya tebliğ edilmesine, davacının, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren 7 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra (29.11.2011) iş bu davayı açmış olmasına ve takip kesinleştikten sonra, menfi tespit davası açılmasına anılan Kanun hükümlerinin cevaz vermemiş bulunmasına göre, davanın hak düşürücü sürenin geçmesi nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde zamanaşımının...

            Ancak, 6183 sayılı Kanun'un 79/4. maddesi menfi tespit davası açılabileceğine izin vermiş olmakla birlikte bu yol, üçüncü kişiler bakımındandır. Bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden tanınmamıştır.( Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21- 623 Esas, 2007/717 Karar sayılı kararı da aynı yöndedir.) Herhangi bir nedenle itiraz süresininin geçirilmesi halinde üçüncü kişi, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibariyle amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. Menfi tespit davası açılması halinde mahkemece bu 6183 sayılı Kanun'un 10. maddesinde sayılan türden teminat karşılığında takip işlemlerinin durdurulmasına karar verilebilir (m.79/4)....

            İtiraz davası için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.4.2001 gün ve 2002/21-201-297 ve 24.3.2004 gün ve 2004/10164-170 sayılı Kararları). Ödeme emrinin iptaline yönelik dava “menfi tespit” niteliğinde olup, maddede belirtilen; “böyle bir borcu olmadığı”, “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” yönündeki iddialar dışında yeni ve ayrı bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir düzenlemeye 6183 sayılı Kanunda yer verilmemiş olması karşısında, 7 günlük hak düşürücü süreyi geçiren borçlunun, aynı konuda yeni bir menfi tespit davası açma olanağı bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21-623- 717 ve 26.04.2006 gün ve 2006/21-198-249 sayılı Kararları). Ancak, 6183 sayılı Kanun'un 79/4. maddesi menfi tespit davası açılabileceğine izin vermiş olmakla birlikte bu yol, üçüncü kişiler bakımındandır....

              UYAP Entegrasyonu