Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 6183 Sayılı Yasanın 79/4.maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine ilk derece mahkemesi kararı dairemizin 18/09/2020 tarih 2020/1070- 1755E-K sayılı ilamı ile yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden davalı vekilinin istinaf istemi kabul edilerek yeniden esas hakkında karar verilmiş, verilen kararın taraf vekillerince temyizi üzerine dairemiz kararı Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 12/01/2022 tarih ve 2020/3725Esas 2022/259Karar sayılı ilamı ile bozulmuş, dairemizce bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. 10/04/2018 tarihli 44.915 TL bedelli haciz bildirisi yönünden; 6183 sayılı Yasa'nın 79/4....

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 6183 Sayılı Yasanın 79/4.maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine ilk derece mahkemesi kararı dairemizin 18/09/2020 tarih 2020/1070- 1755E-K sayılı ilamı ile yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden davalı vekilinin istinaf istemi kabul edilerek yeniden esas hakkında karar verilmiş, verilen kararın taraf vekillerince temyizi üzerine dairemiz kararı Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 12/01/2022 tarih ve 2020/3725Esas 2022/259Karar sayılı ilamı ile bozulmuş, dairemizce bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir. 10/04/2018 tarihli 44.915 TL bedelli haciz bildirisi yönünden; 6183 sayılı Yasa'nın 79/4....

Yasa koyucu, kamu alacağı hakkında alacağın daha süratli tahsil edilmesi amacıyla İcra İflas Kanununca benimsenen takip yönteminden ayrı bir yöntem belirlemiştir.Örneğin, yukarıda değinildiği gibi İcra İflas Kanununun 89. maddesine göre iki defa haciz ihbarnamesi gönderilmesi gerektiği halde 6183 Sayılı Yasanın 79. maddesinde bir defa haciz ihbarnamesi gönderilmekle yetinilmiştir.Hernekadar 6183 Sayılı Yasada İcra İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hüküm yoksa da, 6183 Sayılı Yasanın 58.maddesine göre açılan itiraz davası "menfi tesbit davası" olarak nitelendirilebilir....

    Yapılan açıklamalar çerçevesinde; asıl dava hakkında ödeme emri niteliğinde olmamakla birlikte davaya esas kurum yazısının borç bildirimi niteliğinde olduğu dikkate alındığında, yapılan bu tebligatların ödeme emri niteliğinde olmayıp borç bildirim yazısından ibaret bulunması karşısında, davanın menfi tespit davası olarak kabul edilip esastan karara bağlanması gerekirken, yazılı biçimde davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine hükmedilmesi isabetsiz bulunmuştur. 2) Birleşen dava hakkındaki temyiz itirazlarına gelince; Tüzel kişi işverenlerin ortak ve yetkililerinin kamu alacaklarından sorumluluğu; mülga 506 sayılı Kanunun 80., bazı maddeleri dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 88., 6183 sayılı Kanunun 35 ve mükerrer 35. maddelerinde düzenlenmiştir. 506 sayılı Kanunun 80. maddesi; "Sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu...

      Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “… Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....

        nin hak ve alacağı bulunduğu tespit edilen davacıya, 20/02/2014 tarihinde tebliğ edilen ...tarih ve ...sayılı haciz bildirisi ile söz konusu hak ve alacağın haczedildiği bildirildiği halde 7 gün içinde itirazda bulunulmadığından mal elinde ve borç zimmetinde sayılarak ödeme emri düzenlendiği anlaşılmaktadır. Olayda, haciz bildirisinin tebliğinden başlayarak yedi gün içinde belirtilen nedenlerle herhangi bir bildirimde bulunulmamıştır. Ancak 6183 sayılı Kanunun 79. maddesiyle, yedi günlük sürede alacaklı tahsil dairesine itirazda bulunmayan üçüncü şahıslara, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla borçlu olmadığını veya malı elinde bulundurmadığını ispat etme imkanı tanınmış olup, buna göre davacı tarafından ...tarih ve ...Esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığı görüldüğünden söz konusu karar hakkında bilgi edinilerek bir karar verilmesi gerekmektedir....

          Davacı eldeki davayla, prim borçları sebebiyle kendisine gönderilen ödeme emrini dava konusu yapmamıştır. 5510 sayılı Yasa 88/19 mad.de kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı amme alcaklarının tahsili usulü hakkında kanun hükümlerinin uygulanacağı, bu hükümlerinin uygulanmasının doğan uyuşmazlıkların alacaklı birimin bulunduğu yer iş mahkemesinin yetkili olduğu belirtilmiştir. 6183 sayılı yasanın 58 maddesinde kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaen 7 gün içerisinde itiraz edebileceği öngörülmüştür. Böylece 5510 sayılı Yasanın 6183 sayılı Yasaya atfen yaptığı düzenleme ile prim borçları yönünden özel olarak ve sınırlı bir menfi tespit davası düzenlenmiştir. Bu düzenleme dışında ve 6183 Sayılı Kanunda 58. maddesinde yer alan sebepler dışında prim borçlarına karşı menfi tespit davası açılması mümkün değildir....

          Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/307 Esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığını, müvekkilinin haciz tehdidi altında olduğundan dosya borcunun tamamı yatırıldığını, dosyadaki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir kararı alındığını, menfi tespit davasının henüz kesinleşmediğini, yatırılan teminatın itirazın iptali davasına ilişkin olmadığını, teminatın menfi tespit davasına ilişkin olduğunu ve menfi tespit davası kesinleşmediğinden teminatın alacaklıya ödenmemesi yönündeki icra işlemi yerinde olduğunu, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; dosya kapsamında iadesi istenen teminatın Antalya 2....

          Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. K A R A R Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanun'un 58. maddesinde ödeme emrine karşı dava açma süresi 7 gün ile sınırlandırmıştır. İtiraz davası için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.4.2001 gün ve 2002/21-201-297 ve 24.3.2004 gün ve 2004/10164-170 sayılı Kararları). Ödeme emrinin iptaline yönelik dava “menfi tespit” niteliğinde olup, maddede belirtilen; “böyle bir borcu olmadığı”, “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” yönündeki iddialar dışında yeni ve ayrı bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir....

            Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa'nın 86, 88/16, 102 ve 6183 sayılı Yasa'nın 58. maddeleridir. 5510 sayılı Yasa'nın 88.maddesinde, “Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır. Kurum, 6183 sayılı Kanunun uygulanmasında Maliye Bakanlığı ile diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır.” düzenlemesi bulunmaktadır. 6183 sayılı Yasa'nın 58/1.maddesine göre ise de, “Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu (İş Mahkemesi) nezdinde itirazda bulunabilir denmiştir....

              UYAP Entegrasyonu