Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İstinaf dilekçesinde; somut olayda icra ve iflas kanunu 72/3 koşullarının oluştuğunu,İcra ve İflas Kanunu 72/3 maddesi "İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez....

Somut olayda; davacı adına düzenlenmiş ve tebliğ edilmiş herhangi bir ödeme emri bulunmadan, davacı tarafından dava açıldığı belirgin olmakla, davanın menfi tespit davası gibi değerlendirilmek suretiyle, iptaline karar verilen ödeme emirlerinin tarih ve sayısı belirtilmek suretiyle mirasın reddi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, Kurum aleyhine vekalet ücretine hükmedilmeden karar verilmesi gerekirken mevcut şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup olup bozma nedenidir. Ne var ki; bu aykırılıkların giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi dikkate alınarak 1086 sayılı Kanunun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır....

    Başka bir anlatımla, 6183 sayılı Kanunda, 2004 sayılı Kanunun 72. maddesine koşut bir düzenleme bulunmadığı gibi, 6183 sayılı Kanunda menfi tespit davasına, “Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczi” başlıklı, 08.04.2006 günü yürürlüğe giren 5479 sayılı Kanunun 5. maddesi ile değiştirilen 79. maddesinde “… Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna, borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorundadır. …” düzenlemesi ile yalnız üçüncü kişiler yönünden yer verilmiş, bu hak ve olanak, kamu alacağı borçluları için tanınmamıştır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, dava dışı kamu borçlusu ... Otomotiv ..Ltd.Şti hakkında 6183 sayılı Yasa'ya göre takip yapıldığını ve müvekkiline anılan yasanın 79. maddesi gereğince haciz ihbarnamesi gönderildiğini, ancak süresinde itiraz edilemediğini, kamu borçlusuna bir borçları olmadığından 6183 sayılı Yasa'nın 79. maddesi gereğince borçlu olmadıklarının tesbitine ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı idare vekili, davacının haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediğinden alacağın zimmetinde sayıldığını, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

        Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle davanın 6183 Sayılı Kanunun 58'nci maddesi kapsamında ödeme emrinin iptali davası olduğu anlaşılmakla kabul bu gerekçeyle isabetli olup yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 17.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni" - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulu Hakkında Kanun uyarınca açılan menfi tespit davasından kaynaklanmaktadır. Kararın temyiz incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 21. Hukuk Dairesi' ne ait olup, 6723 sayılı Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 21/2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60/3. maddesi gereğince dosyanın anılan Yüksek Daireye gönderilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 21. Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 25/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            İlk Derece Mahkemesi hükmüne karşı davalı sgk vekili istinafında özetle; 6183 sayılı yasanın 35, mükerrer 35, 506 sayılı kanunun 80, ve 5510 sayılı kanunun 88. maddesi gereğince sorumlu olunacağını, dava konusu takiplerin hangi gerekçelerle iptal edildiğinin ayrıntılı şekilde gerekçeli kararda görülemediğini, kararın usul ve hukuka aykırı olması nedeniyle bozulması gerektiğini ifade etmiştir. Dava konusu, ödeme emrinin iptalidir. Davanın yasal dayanağını 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 58. maddesi oluşturmaktadır....

            Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir. Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 15 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21- 198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı). Ancak, 6183 sayılı Kanun'un 79/4. maddesi menfi tespit davası açılabileceğine izin vermiş olmakla birlikte bu yol, üçüncü kişiler bakımındandır. Bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden tanınmamıştır.( Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21- 623 Esas, 2007/717 Karar sayılı kararı da aynı yöndedir.)...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 6183 sayılı Yasa'ya dayalı menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, dava dışı kamu borçlusu ....Taşımacılık ...Ltd.Şti hakkında 6183 sayılı Yasa'ya göre takip yapıldığını ve müvekkiline anılan yasanın 79.maddesi gereğince haciz ihbarnamesi gönderildiğini, ancak süresinde itiraz edilemediğini kamu borçlusuna bir borçları olmadığından 6183 sayılı Yasa'nın 79.maddesi gereğince borçlu olmadıklarının tesbitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı idare vekili, davacının haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediğinden alacağın zimmetinde sayıldığını haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

              Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur." şeklinde hüküm altına alınmış olması nedeniyle, bu aşamadaki mevcut derdest dava dosya kapsamına göre davacı tarafın bonolara dayalı olarak başlatılmış dava konusu icra takiplerinden dolayı, icra takibinden sonra açtığı işbu menfi tespit davası yönünden istediği icra takiplerinin ihtiyati tedbiren durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin, İ.İ.K 72/3 maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilemeyecek olması nedeniyle, henüz icra takibine konu edilmemiş bonolar yönünden açtığı menfi tespit talebi/davası yönünden istediği ihtiyati tedbirin de İ.İ.K 72. maddesi gereğince kabulü için yasaca aranan gerekli ve yaklaşık ispata dair yeterli koşulların bu aşamadaki mevcut derdest dava dosya kapsamına göre bulunmaması nedeniyle ayrı ayrı reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.Açıklanan nedenlerle ve mahkemece de...

                UYAP Entegrasyonu