Dava, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından prim alacağına ilişkin olarak gönderilen haciz ihbarnamesi ve ödeme emirlerine karşı açılan menfi tespit istemine ilişkin olup, davalı taraf Sosyal Güvenlik Kurumu olmakla davanın 5510 sayılı Yasanın 88. maddesinde kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkili olduğunun belirtilmesine göre mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devam ile hüküm tesisi isabetli değildir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 11.4.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle davanın 6183 Sayılı Kanunun 58'nci maddesi kapsamında ödeme emrinin iptali davası olduğu anlaşılmakla kabul bu gerekçeyle isabetli olup yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 17.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir. Zira, tahsil edilmesi istenen alacak, kamu alacağı niteliğinde imtiyazlı olup sürüncemede kalması önlenerek, hızla tahsili sağlanmak istenmektedir. 6183 sayılı Kanunda, İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir hükme yer verilmemiş bulunması karşısında, Yasada öngörülen 15 günlük itiraz süresini geçiren kamu alacağı borçlusu, aynı konuda yeni bir menfi tespit, istirdat davası açamayacaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/21- 198 Esas, 249 Karar sayılı Kararı). Ancak, 6183 sayılı Kanun'un 79/4. maddesi menfi tespit davası açılabileceğine izin vermiş olmakla birlikte bu yol, üçüncü kişiler bakımındandır. Bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden tanınmamıştır.( Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21- 623 Esas, 2007/717 Karar sayılı kararı da aynı yöndedir.)...
Kurum alacağı için 6183 sayılı Kanunun 55.maddesi uyarınca düzenlenip, tebliğ edilen ödeme emrine karşı borçlu, anılan Yasanın 58.maddesi uyarınca 7 gün içinde iş mahkemesine itiraz davası açabilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 6183 sayılı Yasa'ya dayalı menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, dava dışı kamu borçlusu ....Taşımacılık ...Ltd.Şti hakkında 6183 sayılı Yasa'ya göre takip yapıldığını ve müvekkiline anılan yasanın 79.maddesi gereğince haciz ihbarnamesi gönderildiğini, ancak süresinde itiraz edilemediğini kamu borçlusuna bir borçları olmadığından 6183 sayılı Yasa'nın 79.maddesi gereğince borçlu olmadıklarının tesbitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı idare vekili, davacının haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediğinden alacağın zimmetinde sayıldığını haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tüm dosya kapsamına göre açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesinin isabetsiz olduğundan bahisle istinaf yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun'un 79. maddesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir....
A.Ş hakkında (2004/8-2005/2) ve (2006/8-2007/7) dönemlerine ilişkin prim borcu nedeniyle 2007/18337 ve 2010/11841 takip no’lu dosyalardan icra takibine girişilip, ilgili ödeme emirlerinin 27.11.2013 tarihinde davacıya tebliğ edilmiştir. 6183 sayılı Yasanın 55. maddesi kapsamında davacı adına düzenlenmiş ve anılan yasanın 58. maddesi uyarınca tebliğ edilmiş bir ödeme emrinin ya da başlatılmış bir icra takibinin bulunmaması, yapılan bu tebliğatın ödeme emri niteliğinde olmayıp borç bildirim yazısından ibaret bulunması karşısında, davanın menfi tespit davası olarak kabul edilip esastan karara bağlanması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hata olup bozma nedenidir. 2-Anonim şirket niteliğindeki tüzel kişi işverenlerin üst düzey yönetici ve yetkililerinin kamu alacaklarından sorumluluğu 5510 sayılı Kanun’un geçici 7’nci maddesi uyarınca uygulama alanı bulan ve uyuşmazlığa konu dönemde yürürlükte bulunan mülga 506 sayılı Kanunun 80 ve 6183 sayılı Kanun’un mükerrer 35’inci maddelerinde...
Gıda Tekel Maddeleri Tekstil Petrol Ürünleri İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinden tahsil edilemeyen vergi borçlarının davacının malvarlığından tahsili amacıyla ortağı bulunduğu bir başka şirket olan … ve Dış Ticaret Limited Şirketi adına 6183 sayılı Kanunun 79'uncu maddesi uyarınca düzenlenen haciz bildirisine karşı açılan davayı; 2577 sayılı Kanunun 2'nci maddesine göre idari yargıda iptal davası açılabilmesinin menfaat ihlali koşulunun gerçekleşmesine bağlı olduğu, iptali istenen işlemle, meşru, güncel ve doğrudan bir menfaati ihlal olmayan kişinin iptal davası açamayacağı, olayda, iptali istenen haciz bildirisi davacı adına düzenlenmeyip, davacının ortağı bulunduğu …. ve Dış Ticaret Limited Şirketi adına 6183 sayılı Kanunun 79'uncu maddesi uyarınca düzenlenen ve üçüncü kişilerde bulunan mal ve alacakların haczine yönelik bir işlem olduğu, 6183 sayılı Kanunun 79'uncu maddesine göre muhatap şirketin bu bildiriye karşı itiraz ve adli yargıda menfi tespit davası açma haklarının...
Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazım gelmediğini ispata mecburdur." şeklinde hüküm altına alınmış olması nedeniyle, bu aşamadaki mevcut derdest dava dosya kapsamına göre davacı tarafın bonolara dayalı olarak başlatılmış dava konusu icra takiplerinden dolayı, icra takibinden sonra açtığı işbu menfi tespit davası yönünden istediği icra takiplerinin ihtiyati tedbiren durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin, İ.İ.K 72/3 maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilemeyecek olması nedeniyle, henüz icra takibine konu edilmemiş bonolar yönünden açtığı menfi tespit talebi/davası yönünden istediği ihtiyati tedbirin de İ.İ.K 72. maddesi gereğince kabulü için yasaca aranan gerekli ve yaklaşık ispata dair yeterli koşulların bu aşamadaki mevcut derdest dava dosya kapsamına göre bulunmaması nedeniyle ayrı ayrı reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.Açıklanan nedenlerle ve mahkemece de...
Kişi tarafından 2004 Sayılı Kanunun 89/3 maddesi gereğince açılan menfi tespit davası olduğu, her ne kadar bir an için takip dayanağının "bono" olması sebebiyle eldeki davanın mutlak ticari dava olabileceği düşünülebilir ise de yukarıda detayı verilen T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 03/02/2021 Tarih ve ... Esas-... Karar sayılı ilamında, T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 23/05/2022 Tarih ve ... Esas-... Karar sayılı ilamında ve T.C. Konya Bölge Adliye Mahkemesi . Hukuk Dairesinin 28/12/2022 Tarih ve ... Esas-... Karar sayılı ilamında ifade edildiği üzere ilgili takip dosyasında takibin taraflarının alacaklı/davalı ... ile borçlu/dava dışı ... Ltd. Şti ve ... olup, sadece onlar arasında mutlak ticari davanın söz konusu olabileceği, 2004 sayılı İİK'nun 89/3 maddesine dayalı olarak açılan iş bu menfi tespit davasının davacısı olan ... ise kendisine haciz ihbarnamesi gönderilen 3....