Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit DAVA TARİHİ : 24/11/2021 KARAR TARİHİ : 29/11/2021 Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılamasının sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı takip alacaklısı ... Şirketi'nin takip borçlularının müvekkil şirketten alacağı olduğunu iddia ederek müvekkil şirkete karşı 89/3 haciz ihbarnamesi gönderdiğini, takip borçlularının müvekkilden herhangi bir alacağının bulunmadığını, müvekkilinin davalı takip borçlularına karşı borcu olmadığının tespit edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava; İİK' nın 89/3. Maddesi uyarınca 3. kişi tarafından açılan menfi tespit davasıdır. Ticaret Mahkemelerinin iş sahası ve hangi davalara bakacağı 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren, 6102 sayılı TTK'nın 5. Maddesinde belirtilmiş olup, 4....

    Şti. vekili Avukat Rıdvan Yavaşcan tarafından, davalı ... aleyhine 07/02/2014 gününde verilen dilekçe ile 6183 sayılı Kanun'un 79 maddesinden kaynaklanan menfi tespit istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 07/03/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davalının diğer temyiz itirazına gelince; Dava, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un 79. maddesi uyarınca açılan menfi tespit istemine ilişkindir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 6183 sayılı Yasa'ya dayalı menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, dava dışı kamu borçlusu ... Elektrik...Ltd.Şti hakkında 6183 sayılı Yasa'ya göre takip yapıldığını ve müvekkiline anılan yasanın 79.maddesi gereğince haciz ihbarnamesi gönderildiğini, ancak süresinde itiraz edilemediğini kamu borçlusuna bir borçları olmadığından 6183 sayılı Yasa'nın 79.maddesi gereğince borçlu olmadıklarının tesbitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı idare vekili, davacının haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediğinden alacağın zimmetinde sayıldığını haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

        Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan 2021/... Esas sayılı dosyası menfi tespit davası olduğunu, menfi tespit davalarında arabuluculuğa başvurma şartı olmadığını, haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama giderleri ve avukatlık vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini karar verilmesini talep etmiştir. .... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/... esas sayılı dosyasının bir sureti dosyamız içersine getirtilmiştir. İncelenmesinde ... tarafından ... aleyhine kambiyo senetlerinden kaynaklanan menfi tespit davası açılmıştır. ... İcra Dairesinin 2019/... esas sayılı dosyasının bir sureti dosyamız içersine getirtilmiştir. Dosyaya getirtilen yanlara ait tüm deliller, getirtilen icra dosyası, davacı şirketin ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen rapor ve tüm dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; Huzurdaki dava; davacı aleyhine açılan .... Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/... E sayılı dosyasına yönelik ... Arabulucuk Bürosunun 2021/......

          Dava, 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki Kanunun 79/3. maddesi gereğince açılmış menfi tespit istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı idare vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- 6183 sayılı Kanun’un 79/III. maddesi uyarınca alacaklı kamu idaresi tarafından kendisine haciz bildirisi tebliğ edilen üçüncü kişi aynı bentte gösterilen nedenlere dayanarak haciz bildirisinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde tahsil dairesine yazılı olarak itiraz edebilir. Aynı maddenin IV. bendine göre de herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi halinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açma hakkına sahiptir....

            Mahkemece istem kabul edilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun, 5904 sayılı Kanun'un 35. maddesi ile değişik 168. maddesindeki “6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarı maktu olarak belirlenir.” hükmü gereğince davacı lehine maktu vekalet ücreti verilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekirse de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 6217 sayılı Kanun'un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen "Geçici madde 3" atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/son maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....

              İtiraz davası için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.4.2001 gün ve 2002/21-201-297, 24.3.2004 gün ve 2004/10164-170 sayılı kararları). Hak düşürücü süre, niteliği itibariyle bir itiraz olup sonuçlarını kendiliğinden meydana getirir, resen gözönünde tutulmalıdır. Kamu alacağına ilişkin olarak anılan madde kapsamında öngörülen menfi tespit davası dışında, yeni ve ayrı bir menfi tespit davası açılmasına anılan kanun hükümleri cevaz vermemektedir....

                Mahkemece verilen istinafa konu kararda özetle; davanın İİK.’nun 89 maddesine göre açılmış menfi tespit davası olduğunu, bu madde kapsamında açılan davada ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği belirterek davacının tedbir talebinin reddine, talep edildiği takdirde davacı vekiline menfi tespit davası açtığına dair derkenar verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece iş bu davanın İİK 89.maddesi uyarınca açılmış menfi tespit davası olduğundan bahisle tedbir talebinin reddine karar vermiş ise de davanın İİK.’nun 72. Maddesi gereğince açılmış menfi tespit davası olduğunu, davalı- nın da takip borçlusu ... Ltd.Şti. olduğunu, takip alacaklısı ... aleyhine İİK 89 maddesi gereğince açılmış bir menfi tespit davası bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

                  Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanun'un 58. maddesinde ödeme emrine karşı dava açma süresi 7 gün ile sınırlandırmıştır. İtiraz davası için öngörülen 7 günlük sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu konusunda kuşku bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.4.2001 gün ve 2002/21-201-297 ve 24.3.2004 gün ve 2004/10164-170 sayılı Kararları). Ödeme emrinin iptaline yönelik dava “menfi tespit” niteliğinde olup, maddede belirtilen; “böyle bir borcu olmadığı”, “kısmen ödendiği” veya “zamanaşımına uğradığı” yönündeki iddialar dışında yeni ve ayrı bir itiraz nedeni ileri sürülemeyecektir. İcra ve İflas Kanununun 72. maddesine koşut bir düzenlemeye 6183 sayılı Kanunda yer verilmemiş olması karşısında, 7 günlük hak düşürücü süreyi geçiren borçlunun, aynı konuda yeni bir menfi tespit davası açma olanağı bulunmamaktadır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03.10.2007 gün ve 2007/21-623- 717 ve 26.04.2006 gün ve 2006/21-198-249 sayılı Kararları)....

                    Menfi tespit davasında arabulucuya başvurunun zorunlu olup olmamasının incelenmesinde öncelikle menfi tespit davasıyla ilgili genel bir açıklama yapılmasına ve ilgili yasa düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır. Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nın 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır....

                      UYAP Entegrasyonu