Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yine, görevli mahkeme yönünden 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 26 maddesinin 1, 2 ve 3. fıkrası ile bu kanunun uygulamasına ilişkin yönetmeliğin, usul ve esaslar hakkındaki 4. maddenin (I/e) fıkrası ile "mahkeme; çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemelerini, çocuk mahkemesi bulunmayan yerlerde aile yada asliye hukuk mahkemeleri ile ceza mahkemelerini" şeklinde görevli mahkemeler belirtilmiştir. Somut olayda hakkında tedbir talep edilen çocuğun 5395 Sayılı Yasa'nın 3. maddesinde tanımı yapılan korunma ihtiyacı olan çocuklardan olup, 5395 sayılı Yasa'nın amaç ve kapsamını düzenleyen 1 ve 2. maddeleri ile yukarıda görevli mahkeme yönünden yapılan açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde bu kanun kapsamında tedbir talepleri ile ilgili olarak Çocuk Mahkemeleri yetkili kılınmıştır. Bu durumda, tedbir kararı verilmesine ilişkin davanın Çocuk Mahkemesinde görülmesi gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 3....

    Yine, görevli mahkeme yönünden 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 26 maddesinin 1, 2 ve 3. fıkrası ile bu kanunun uygulamasına ilişkin yönetmeliğin, usul ve esaslar hakkındaki 4. maddenin (I/e) fıkrası ile "mahkeme; çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemelerini, çocuk mahkemesi bulunmayan yerlerde aile yada asliye hukuk mahkemeleri ile ceza mahkemelerini" şeklinde görevli mahkemeler belirtilmiştir. Somut olayda hakkında tedbir talep edilen çocuğun 5395 Sayılı Yasa'nın 3. maddesinde tanımı yapılan korunma ihtiyacı olan çocuklardan olup, 5395 sayılı Yasa'nın amaç ve kapsamını düzenleyen 1 ve 2. maddeleri ile yukarıda görevli mahkeme yönünden yapılan açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde bu kanun kapsamında tedbir talepleri ile ilgili olarak Çocuk Mahkemeleri yetkili kılınmıştır. Bu durumda, tedbir kararı verilmesine ilişkin davanın Çocuk Mahkemesinde görülmesi gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Adana 1....

      Yine, görevli mahkeme yönünden 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 26 maddesinin 1, 2 ve 3. fıkrası ile bu kanunun uygulamasına ilişkin yönetmeliğin, usul ve esaslar hakkındaki 4. maddenin (I/e) fıkrası ile "mahkeme; çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemelerini, çocuk mahkemesi bulunmayan yerlerde aile yada asliye hukuk mahkemeleri ile ceza mahkemelerini" şeklinde görevli mahkemeler belirtilmiştir. Somut olayda hakkında tedbir talep edilen çocukların 5395 Sayılı Yasa'nın 3. maddesinde tanımı yapılan korunma ihtiyacı olan çocuklardan olup, 5395 sayılı Yasa'nın amaç ve kapsamını düzenleyen 1 ve 2. maddeleri ile yukarıda görevli mahkeme yönünden yapılan açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde bu kanun kapsamında tedbir talepleri ile ilgili olarak Çocuk Mahkemeleri yetkili kılınmıştır. Bu durumda, tedbir kararı verilmesine ilişkin davanın Çocuk Mahkemesinde görülmesi gerekir....

        Yine, görevli mahkeme yönünden 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 26 maddesinin 1, 2 ve 3. fıkrası ile bu kanunun uygulamasına ilişkin yönetmeliğin, usul ve esaslar hakkındaki 4. maddenin (I/e) fıkrası ile "mahkeme; çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemelerini, çocuk mahkemesi bulunmayan yerlerde aile yada asliye hukuk mahkemeleri ile ceza mahkemelerini" şeklinde görevli mahkemeler belirtilmiştir. Somut olayda hakkında tedbir talep edilen çocukların 5395 Sayılı Yasa'nın 3. maddesinde tanımı yapılan korunma ihtiyacı olan çocuklardan olup, 5395 sayılı Yasa'nın amaç ve kapsamını düzenleyen 1 ve 2. maddeleri ile yukarıda görevli mahkeme yönünden yapılan açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde bu kanun kapsamında tedbir talepleri ile ilgili olarak Çocuk Mahkemeleri yetkili kılınmıştır. Bu durumda, tedbir kararı verilmesine ilişkin davanın Çocuk Mahkemesinde görülmesi gerekir....

          Yine, görevli mahkeme yönünden 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 26 maddesinin 1, 2 ve 3. fıkrası ile bu kanunun uygulamasına ilişkin yönetmeliğin, usul ve esaslar hakkındaki 4. maddenin (I/e) fıkrası ile "mahkeme; çocuk mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemelerini, çocuk mahkemesi bulunmayan yerlerde aile yada asliye hukuk mahkemeleri ile ceza mahkemelerini" şeklinde görevli mahkemeler belirtilmiştir. Somut olayda hakkında tedbir talep edilen çocukların 5395 Sayılı Yasa'nın 3. maddesinde tanımı yapılan korunma ihtiyacı olan çocuklardan olup, 5395 sayılı Yasa'nın amaç ve kapsamını düzenleyen 1 ve 2. maddeleri ile yukarıda görevli mahkeme yönünden yapılan açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde bu kanun kapsamında tedbir talepleri ile ilgili olarak Çocuk Mahkemeleri yetkili kılınmıştır. Bu durumda, tedbir kararı verilmesine ilişkin davanın Çocuk Mahkemesinde görülmesi gerekir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :5395 Sayılı Yasaya Göre Koruma Kararı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle hakkında 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu uyarınca acil korunma kararı talep edilen Ayşegül, 27.09.1994 doğumlu olup, inceleme tarihi itibarıyla ergin olmuş ve 5395 sayılı Kanunun kapsamından çıkmış olmasına göre, dava konusuz kalmış olmakla, mahkemece verilen ret kararının bu sebeple sonucu bakımından doğru olmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.18.10.2012 (Per.)...

              Çocuk Mahkemeleri 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununa göre ceza mahkemesini ifade eder (5395 SK m. 3/6). 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 7. ve bu kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmeliğin 4/e maddesi uyarınca çocuk mahkemesi kararlarını inceleme görevi Yargıtay'ın ilgili Ceza Dairesine aittir. O halde tebliğname düzenlemek ve tebliğname sonucuna göre ilgili ceza dairesine gönderilmek üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda gösterilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.24.09.2012 (Pzt.)...

                Çocuk Mahkemeleri 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununa göre ceza mahkemesini ifade eder (5395 SK m. 3/6). 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 7. ve bu kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmeliğin 4/e maddesi uyarınca çocuk mahkemesi kararlarını inceleme görevi Yargıtay'ın ilgili Ceza Dairesine aittir. O halde tebliğname düzenlemek ve tebliğname sonucuna göre ilgili ceza dairesine gönderilmek üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda gösterilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.25.06.2012 (Pzt.)...

                  Çocuk Mahkemeleri 5395 sayılı Kanuna göre Ceza Mahkemesini ifade eder (5395 s.K.m.3/6). 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 7 ve bu kanunun uygulanmasına ilişkin Yönetmeliğin 4/e maddesi uyarınca Çocuk Mahkemesi kararlarını inceleme görevi Yargıtay'ın ilgili Ceza Dairesine aittir. O halde tebliğname düzenlenmek ve tebliğname sonucuna göre ilgili ceza dairesine gönderilmek üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeple dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 12.12.2011 (Pzt.)...

                    (ÖZTAN, Aile Hukuku, s. 472, Lüchinger/Geiser, Art.157, nr. 13, BGE 118 II 23) Velâyet, ana-babaya bırakılan denetimsiz bir hak olmaktan çıkarılmış, kamusal niteliği olan bir hak olduğundan bu hakkın kullanımı “denetlenmektedir”. (BAKTIR/ÇETİNER, Velâyet Hukuku, s. 19) Velâyetin kötüye kullanılması halinde çocuğu korumak üzere alınabilecek “en radikal”, “en etkin” önlem ve bu anlamda “son çare” ise velâyetin kaldırılmasıdır.(Rona SEROZAN, Çocuk Hukuku, İstanbul-2005, s. 292.) Velâyete ilişkin dava “çocuğun güvenliğini” doğrudan ilgilendiren bir dava olup velâyet kendisinde bulunan davalının her zaman çocuğun yararına davranmayacağı şu veya bu gibi düşüncelerle çocuk aleyhinde birleşmesi ve onun zararına bir durum yaratması davanın açılış sebebi göz önüne alındığında olası olduğundan çocuğun “davalı tarafından temsil edilmesi” son derecede sakıncalıdır. 2006/5395-16498 Dava konusu çocuk ile yasal temsilcisi davalı arasında menfaat çatışması vardır. (TMK. m. 426 b. 2)....

                      UYAP Entegrasyonu