Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nın 5237 sayılı TCK.nın 230/5, 62. maddeleri gereğince, sanık ...’un ise 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 230/6, 62. maddeleri gereğince 1 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231. maddesine göre ayrı ayrı hükmün açıklanmasının geri bırakılması, aynı maddenin 8. fıkrası uyarınca 5 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulmalarına dair Ortaköy (Aksaray) Sulh Ceza Mahkemesinin 16.05.2008 gün ve 2006/82 Esas, 2008/60 sayılı Kararının; Dosya kapsamına göre, 5237 sayılı Kanunun 230. maddesinin Anayasa'nın 174. maddesi ile koruma altına alınmış olan 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun medeni nikah ile ilgili hükmünü koruyarak bu hükmü ihlal eden eylemleri yaptırım altına aldığı, söz konusu maddenin 5271 sayılı Kanunun 231/14. maddesinde belirtilen suçlardan olduğu, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin mümkün olmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, bahisle 5271 sayılı Ceza...

    "İçtihat Metni"Evlenme olmaksızın dinsel tören yapma suçundan sanıklar ..., ... ve ...’ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 230/5, 62. maddeleri gereğince 1 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmalarına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231. maddesine göre ayrı ayrı hükmün açıklanmasının geri bırakılması, aynı maddenin 8. fıkrası uyarınca 5 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulmalarına dair Delice Sulh Ceza Mahkemesinin 26.01.2011 tarihli ve 2008/31 Esas, 2011/2 sayılı Kararının; Dosya kapsamına göre, 5237 sayılı Kanunun 230/5. maddesinin Anayasa'nın 174. maddesi ile koruma altına alınmış olan 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun medeni nikah ile ilgili hükmünü koruyarak bu hükmü ihlal eden eylemleri yaptırım altına aldığı, söz konusu maddenin 5271 sayılı Kanun’un 231/14. maddesinde belirtilen suçlardan olduğu, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinin mümkün olmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden,...

      İhtarla kadının davet edildiği konutun Türk Medeni Kanununun 186/1. maddesi gereğince eşlerin birlikte seçtikleri bir konut olmadığına göre Türk Medeni Kanununun 164. maddesinin koşulları gerçekleşmemiştir.Davanın reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” (Y2HD, 05.05.2004, 4901-5829, GENÇCAN-Boşanma-2, s. 131) Görüldüğü üzere terk sebebiyle boşanma (TMK. m. 164) davası ancak “terk edilen eş” tarafından açılabilir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu m. 164 f. I hükmüne göre diğerini; -ortak konutu terk etmeye zorlayan, -haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de “terk etmiş” sayılır. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eşin açmış olduğu terk sebebiyle boşanma (TMK. m. 164) davası “bu sebeple” reddedilmelidir; “....Nafaka davasında dinlenen tanık beyanlarına göre boşanma davasının davacısı koca kadını evden kovmuş terke zorlamıştır....

        Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 405,406 ve 408. maddeleri kapsamında kalan, akıl sağlığı, malvarlığını kötü yönetme ve yaşlılık sebeplerine dayalı kısıtlanma kararı verilmesi istemine ilişkindir. 1- TMK'nun 405. ve 408. maddeleri yönünden yapılan incelemede; dosya muhtevasına, dava evrakı münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre; aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2- Türk Medeni Kanununun 406. maddesinde; "Savurganlığı, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı veya malvarlığını kötü yönetmesi sebebiyle kendisini veya ailesini darlık veya yoksulluğa düşürme tehlikesine yol açan ve bu yüzden devamlı korunmaya ve bakıma muhtaç olan ya da başkalarının güvenliğini tehdit eden her ergin kısıtlanır." hükmü yer almaktadır....

          TEMYİZ EDİLEBİLEN KARARLAR4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 305 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 305. maddesinin 1. fıkrasına göre bir küçüğün evlat edinilmesi, evlat edinen tarafından bir yıl süreyle bakılmış ve eğitilmiş olması koşuluna bağlıdır. Dosya içeriğinden Kanada'da ikamet ettiği anlaşılan davacının küçükler M… ….. ve M… …..'e bir yıl süre ile baktığı ve eğittiği konusunda herhangi bir delil bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, Türk Medeni Kanununun 305/1. maddesinde belirtilen bir yıl süreyle bakma ve eğitme şartının gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda araştırma yapılıp deliller toplanmadan, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....

            Mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun. 5133 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (m. 118-395) kaynaklanan bütün davaların, aile mahkemeleri kurulan yerlerde bu mahkemelerce bakılacağını; aynı Yasanın 2. maddesi de, aile mahkemesi kurulmayan yerlerde bu kanun kapsamına giren dava ve işlerin asliye hukuk (aile) mahkemelerinde bakılacağını hükme bağlamıştır....' ta Aile Mahkemesi bulunmaktadır. Bu durum karşısında, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 12.05.2016 (Prş.)...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, vakfın dağılmasına karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı ... Genel Müdürlüğü vekili dilekçesinde; davalı 68’liler Birliği Vakfının, gayesini gerçekleştirmek için herhangi bir mal varlığının bulunmadığı ve bu haliyle amaçlarını gerçekleştirmesinin imkansız hale geldiği yapılan teftiş sonunda düzenlenen müfettiş raporu ile tespit edildiği ileri sürülerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 116/1. ve Türk Medeni Kanunu Hükümlerine Göre Kurulan Vakıflar Hakkında Tüzüğün 7. ve 30. maddeleri uyarınca dağılmasına karar verilmesi istenilmiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir....

                Velayetin, bu hakka sahip olandan alınması veya kaldırılması, çocuğun menfaatine göre velayetin babaya verilmesi ya da kaldırılan velayetin geri .../... verilmesine ilişkin dava ile babanın aile mahkemesine yazılı başvurusu ile de yapılabilen(TMK. Md.295/1) tanıma ya ilişkin çocuğun babalık haklarının kendisine verilmesi istemi, 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi; 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMKm.118-395) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını hükmü karşısında, tanıma ve velayete ilişkin uyuşmazlığın, Bandırma Aile Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı HMK.'nun 21 ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nun 25 ve 26.)maddeleri gereğince Bandırma Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 14.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Anlaşmalı boşanmaya karar verilirken, protokolün (anlaşma) tasdiki hükmü yanında, protokol hükümlerinin de hüküm fıkrasına geçirilmesi gerekir. Ne var ki, velayeti anneye verilen çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişki protokole uygun olarak düzenlenmediği gibi; protokolün 4.maddesine de hükümde hiç yer verilmemiştir. Mahkemece kendiliğinden yapılan kişisel ilişki değişikliğini kabul edip etmediklerinin taraflardan sorulması, değişikliği kabul ettikleri takdirde; protokolün 4.maddesine de yer verilerek Türk medeni Kanununun 166/3.maddesi gereğince anlaşmalı boşanmaya karar verilmesi; anlaşamamaları halinde ise, Türk Medeni Kanununun166/1-2.maddesi gereğince taraflardan delilleri sorulup, gösterildiği takdirde delillerin toplanması ve sonucu uyarınca karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

                    Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesine dayalı maddi ve manevi tazminata ilişkin olup, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun, üçüncü kısmı hariç, ikinci kitabında yer almaktadır. Görev, kamu düzenine ilişkindir. Mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun, 5133 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMK m. 118-395) kaynaklanan bütün davaların, aile mahkemeleri kurulan yerlerde bu mahkemelerce bakılacağını; aynı Yasanın 2. maddesi de, aile mahkemesi kurulmayan yerlerde bu kanun kapsamına giren dava ve işlerin asliye hukuk (aile) mahkemelerinde bakılacağını hükme bağlamıştır....

                      UYAP Entegrasyonu