WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İdare Mahkemesi'nde görülen davanın, Türkiye'de faaliyet gösteren bankaların mevduat, kredi ve kredi kartı hizmetlerine ilişkin faiz oranı, ücret ve komisyonların birlikte belirlenmesi konusunda anlaşma ve/veya uyumlu eylem içerisinde bulunmak suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'un 4.maddesine aykırı davranıp davranmadıkları konusunda yapılan soruşturma sonucu, davacı şirket hakkında Kanun'un 4. maddesinin ihlal edildiğinden bahisle 4054 sayılı Kanun'un 16/3. fıkrası, Yönetmelik'in 5/1-(b), 5/2, 5/3-(a) ve 7/1. maddeleri uyarınca 23.055.396,00-TL idari para cezası uygulanmasına ilişkin 08.03.2013 tarihli ve 13-13/198-100 sayılı Kurul kararının iptaline ilişkin olduğu anlaşılmıştır. .......

    Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E. - 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. 17.01.1972 tarihli ve 1970/2 E. - 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Borçlar Kanununun 44. maddesine (TBK m. 52) de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır....

      nin hakim durumlarını kötüye kullanmak suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun'u ihlal ettiklerine ilişkin bazı şirketlerin şikayette bulunmaları üzerine Kurulun telekomünikasyon piyasasında 4054 sayılı Kanun'un ihlal edilip edilmediğini ve soruşturma açılmasına gerek olup olmadığını belirlemek amacıyla verilen önaraştırma yapılması kararları çerçevesinde yetkili raportörler tarafından yerinde inceleme yapmak üzere davacı firmaya gidildiğinde yerinde inceleme yapılmasına izin verilmediği nedeniyle 4054 sayılı Yasanın 16/b ve 17/d maddeleri uyarınca verilen 16.11.1999 tarih ve … sayılı kararın bu davanın konusunu oluşturduğu anlaşılmaktadır....

        Bir hukukî işlemin sadece 6502 sayılı Kanunda düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Kanunun 3. maddesi (I) bendinde gerçek veya tüzel kişilerle tüketiciler arasında kurulan eser sözleşmelerini tüketici işlemi kapsamına almıştır. Kanunun 73/1. maddesi ise tüketici işlemlerinden doğan davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirlenmiştir. 6502 sayılı Kanunun 3.maddesinin gerekçesinde eser sözleşmelerinin Kanun kapsamına alınmasına herhangi bir açıklama getirilmemiştir....

          Davalı ...Ş. vekili, davacının iddialarını 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun hükümlerine dayandırması gerektiğini, TTK’nın 56 vd. maddeleri ile BK hükümlerine dayandıramayacağını, 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca tazminat talebinde bulunabilmesi için öncelikle Rekabet Kurulu tarafından 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4, 6 ve 7. maddelerinin ihlal edildiğinin saptanması gerektiğini, Rekabet Kurulu’nun 05.01.2006 tarih ve 06-02/47-8 sayılı kararı aleyhine Danıştay 13. Dairesi’nde açılan dava sonucunda anılan Daire’ce 12.12.2007 tarih 2006/1941 E.-2007/8734 K. sayılı ilamı ile Rekabet Kurulu kararının iptaline hükmettiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı ...Ş. vekili, davanın reddini istemiştir. Davalı ... Limited vekili, müvekkilinin davalı ... Telekomünikasyon A....nin ortağı olup davanın husumetten reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı ......

            İletişim Hizmetleri A.Ş. ile şirketin distribütör ve bayileri hakkında 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun kapsamında soruşturma açılmasına gerek bulunmadığına, şikayetlerin reddine karar verilmiştir. Rekabet Kurulu'nun 2009-2-197 dosya sayılı, 11-34/742-230 karar sayılı ve 06/06/2011 tarihli kararında; .... İletişim Hizmetleri A.Ş. (...)'nin distribütörlerine ve bayilerine yönelik uygulamalarının 4054 sayılı Kanun'un 4. ve 6. maddelerini ihlal ettiği iddiası ile başlatılan soruşturmada, ... A.Ş., ... A.Ş. ile ilk aşamada gizlilik talebi ile ancak daha sonra bu taleplerinden feragat ederek ... A.Ş. , ... A.Ş. ve ... Ltd. Şti. başvuruda bulunmuştur....

              DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) DAVA TARİHİ : 02/12/2016 KARAR TARİHİ : 17/04/2024 KARAR YAZIM TARİHİ : 06/05/2024 Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Rekabet kurulunun 08/03/2013 tarihli sayılı kararı ile davalı bankanın da içinde bulunduğu 12 bankanın 4054 sayılı yasanın 4. Maddesini ihlal ettiğine karar verildiğini ve bu kararın Danıştay tarafından da onandığını, davacının davalı bankadan muhtelif zamanda taşıt ve genel kredi ile iş yeri kredisi çektiğini, bu krediler nedeniyle fazla miktarda faiz ödemek zorunda kaldığını, 4054 sayılı yasanın 57. Maddesi gereği tazminat haklarının oluştuğunun belirterek, tazminat talep ettiği görülmüştür....

                Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak 31.03.1954 gün ve 1953/18 E. - 1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. 17.01.1972 t. ve 1970/2 E. - 1972/1 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Borçlar Kanununun 44'üncü maddesine (TBK m. 52) de dayanabileceği; tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır....

                  sayılı Kanun'un 6. maddesi anlamında hakim durumu kötüye kullandığını, yıkıcı fiyat politikası uyguladığını, olay nedeniyle davacının büyük zarara uğradığını, 4054 sayılı Kanun'un 58. maddesi gereğince üç kat tazminata hak kazandıklarını ileri sürerek, davalının 4054 sayılı Kanun'un 6. madddesine aykırı eylemleri nedeniyle uğradıkları 78.000.000 TL zarardan şimdilik 30.000 TL maddi zarar, 30.000 TL üç kat tazminat alacağı, 30.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir....

                    Dava dışı sigortalı ile davalı arasında bir sözleşme ilişkisi bulunmadığı trafik kazasına bağlı kaynaklanan haksız fiilden kaynaklanan alacak, tazminat ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır. Haksız fiilden kaynaklanan rücuen alacak davasının Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. (İzmir BAM 6. Hukuk Dairesi 2023/2960-2118, 2023/1274-2292, 2023/1273-2296 E/K) Açıklanan nedenlerle Söke 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar vermek gerekmiştir. KARAR : Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 21.ve 22. maddeleri gereğince Söke 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, Dosyanın yargı yeri belirlenmesi talep eden mahkemesine iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 362/1-c maddesi uyarınca temyiz kanun yolu kapalı olmak üzere 25.1.2024 günü oybirliği ile karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu