Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, 3561 sayılı Kanuna dayalı olarak açılan kayyım atanması istemine ilişkin olup, 1. maddesinde Kanunun amacı, bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi nedeniyle malvarlıkları üzerinde Hazine menfaatinin korunmasını sağlamak üzere, mahallin en büyük mal memurunun kayyım olarak atanması, yetkileri, yetki devri, kayyımlık mallarının yönetimi ve giderleri, kayyım ve görevli personele ödenecek ücretler ile diğer hususlara ilişkin usul ve esasları düzenlemek şeklinde açıklanmış; 2. maddesinde ise 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 427....

    Maddesinde ise, kayyımlıkla ilgili işlemlerin her türlü vergi, resim, harç, katkı payı gibi mali yükümlülüklerden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır. 3561 Sayılı Kanunun 24/07/2008 tarih ve 5793 Sayılı Kanunla değişiklikten önce bu hüküm " kayyım tayin edilen mal memurunun 492 Sayılı Harçlar Kanunun 1 ve 3 sayılı tarifelerine göre bütün işlemleri hakkında aynı Kanunun 13. maddesinin (j) bendi hükmü uygulanır. " hüküm düzenlenmiştir. Bu itibarla 5793 Sayılı Kanunla gerçekleşen 24/07/2008 tarihli değişikliğe kadar buradaki açık Kanun hükmü gereğince 3561 sayılı Kanun gereğince, kayyım ataması için Hazine tarafından açılan davalarda dava harcı (yargı harcı) alınmıyordu. Oysa, 5793 Sayılı Kanunla değişik 3561 Sayılı Kanunun 2. maddesinde yargı harcından muafiyetle ilgili hükme yer verilmemiştir....

    Bu nedenle, kayyım, açılan bu davada, 492 sayılı Harçlar Kanununa göre harçtan muaf değildir. 3561 sayılı Kanunun 2/son maddesinde "kayyımlıkla ilgili işlemler her türlü vergi, resim, harç ve katkı payı gibi mali yükümlülüklerden müstesnadır." hükmüne yer verilmişse de burada yargı harçlarından bağışıklığına ilişkin özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; mahkeme hükmü davacı (karşı davalı) kayyım vekili tarafından süresinde verilen dilekçe ile temyiz edilmişse de, peşin yatırılması gereken 1/4 nispi harç ödenmemiştir. H.U.M.K.'nun 434/son maddesi uygulanmak suretiyle bu eksiklik giderildikten sonra, Birlikte gönderilmek üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 02/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Bu nedenle, kayyım, açılan bu davada, 492 sayılı Harçlar Kanununa göre harçtan muaf değildir. 3561 sayılı Kanunun 2/son maddesinde "kayyımlıkla ilgili işlemler her türlü vergi, resim, harç ve katkı payı gibi mali yükümlülüklerden müstesnadır." hükmüne yer verilmişse de burada yargı harçlarından bağışıklığına ilişkin özel bir düzenleme bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; mahkeme hükmü davalı kayyım tarafından süresinde verilen dilekçe ile temyiz edilmişse de, peşin yatırılması gereken 1/4 nisbi harç ödenmemiştir. HUMK'nun 434/son maddesi uygulanmak suretiyle bu eksiklik giderildikten, 2) Davalı ...'a, mahkemenin gerekçeli kararı tebliğ edilmemiştir....

        E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, 3561 Sayılı Yasaya göre kayyım atanması istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne, Kırlı Bekir'i temsil etmek üzere Ahmetli Mal Müdürünün yönetim kayyımı olarak atanmasına karar verilmiş, karar Hazine vekili tarafından istinaf edilmiştir. Somut olayda, davacı Hazine vekili tarafında Manisa ili, Ahmetli ilçesi, Gökkaya mahallesi, Köyiçi mevkii, 1906 parsel maliki Kırlı Bekir'in mal varlığını yönetmek üzere Manisa Defterdarının 3561 sayılı yasa gereğince kayyım olarak atanmasının talep edildiği, ilk derece mahkemesince davanın kabulü ile Ahmetli mal müdürünün kayyım olarak atanmasına karar verildiği görülmüştür....

        nin aynı kişiler olduğunun tespitine karar verildiği ve dosyanın 01/02/2016 tarihinde kesinleştiği; taşınmaza kayyım tayini yapılması halinde hak kaybına neden olabileceği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun'un amacı, birinci maddesinde, bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi nedeniyle mal varlıkları üzerinde Hazine menfaatinin korunmasını sağlamak üzere, mahallin en büyük mal memurunun kayyım olarak atanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek olarak tarif edilmiş; 2/4 maddesinde ise, kayyımlıkla ilgili işlemlerin her türlü vergi, resim, harç, katkı payı gibi mali yükümlülüklerden müstesna olduğu hükme bağlanmıştır. 3561 sayılı Kanun’un 24.07.2008 tarih ve 5793 sayılı Kanunla değişiklikten önce bu hüküm "kayyım tayin edilen mal memurunun 492 sayılı Harçlar Kanununun 1 ve 3 sayılı tarifelerine göre bütün işlemleri hakkında aynı...

          HD' sinin 2017/189- 1423 E ve K sayılı ilamı) Somut olayda; mahkemece il defderdarının kayyım tayini olarak atanması doğru ise de; 3561 sayılı yasa uyarınca davaya konu taşınmazda tapu malikinin hissesini temsilen kayyım tayini kararı verilmesi gerekirken dava dosyası ile sınırlı şekilde temsil kayyımı kararı verilmesi hatalı olmuştur. Ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK’nın 353(1)b-2 maddesi gereğince 13/09/2022 tarihli karar hükmünün 2 ....

          HD' sinin 2017/189- 1423 E ve K sayılı ilamı) Somut olayda; mahkemece il defderdarının kayyım tayini olarak atanması doğru ise de; 3561 sayılı yasa uyarınca davaya konu taşınmazda tapu malikinin hissesini temsilen kayyım tayini kararı verilmesi gerekirken dava dosyası ile sınırlı şekilde temsil kayyımı kararı verilmesi hatalı olmuştur. Ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK’nın 353(1)b-2 maddesi gereğince 13/09/2022 tarihli karar hükmünün 2 ....

          Dava, 3561 sayılı Kanuna dayalı olarak açılan kayyım atanması istemine ilişkin olup, anılan Kanunun 1. maddesinde amaç, bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi nedeniyle malvarlıkları üzerinde ... menfaatinin korunmasını sağlamak üzere, mahallin en büyük mal memurunun kayyım olarak atanması, yetkileri, yetki devri, kayyımlık mallarının yönetimi ve giderleri, kayyım ve görevli personele ödenecek ücretler ile diğer hususlara ilişkin usul ve esasları düzenlemek şeklinde açıklanmış; 2. maddesinde ise, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 427. maddesine göre, bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi veya ortada bulunmayan ve miras açıldığında sağ olup olmadığı ispatlanamayan mirasçının payının resmen yönetilmesi amacıyla kayyım atanmasının gerektiği hallerde, vesayet makamının bu kimselerin malları üzerinde Hazinenin hak ve menfaati bulunup bulunmadığını, mahallin en büyük mal memurluğundan araştıracağı...

            nin kayyım olarak atanmasına karar verilmiştir. 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun'un 2/1. maddesine göre, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 427 nci maddesine göre, bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi veya ortada bulunmayan ve miras açıldığında sağ olup olmadığı ispatlanamayan mirasçının payının resmen yönetilmesi amacıyla kayyım atanmasının gerektiği hallerde, vesayet makamı; bu kimselerin malları üzerinde Hazine'nin hak ve menfaati bulunup bulunmadığını, mahallin en büyük mal memurluğundan araştırır. Hazine'nin hak ve menfaatinin söz konusu olduğunun anlaşılması hâlinde, mahallin en büyük mal memurunu yönetim kayyımı tayin eder. Türk Medeni Kanunu'nun 427. maddesi uyarınca ise bir kimse uzun süreden beri bulunamaz ve oturduğu yer de bilinemezse, vesayet makamının, yönetimi kimseye ait olmayan mallar için gereken önlemleri alacağı ve bir yönetim kayyımı atayacağı hükme bağlanmıştır....

              UYAP Entegrasyonu