Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hal böyle olunca; mahkemece öncelikle, çekişmeli 139 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tapu maliki olan T6 mirasçılarını davaya dahil etmesi için davacı tarafa süre ve imkan tanınmalı ve bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması halinde tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde bildirdikleri deliller toplanmalı ve bundan sonra, davanın 3402 sayılı Yasa'nın 41. maddesi çerçevesinde Kadastro Müdürlüğüne yapılan itirazın reddi üzerine olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi gereğince, kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, tersimat ve hesaplamalardan doğan fenni hatalar ile bundan kaynaklanan yüzölçümü hatasının düzeltilebileceği, düzeltme işlemi ile kadastro tespiti sırasında kesinleşen mülkiyet durumunu değiştirecek şekilde uygulama yapılamayacağı hususunun göz önünde bulundurulması suretiyle toplanmış tüm deliller birlikte değerlendirilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekir iken yazılı şekilde...

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu .... çalışma alanında bulunan 576 parsel sayılı 13.950,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davacılar ... ve ....adına, 575 parsel sayılı 2.600,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise davalılar murisi ... ve ....adına tespit ve tescil edilmiş; davacının, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesine dayanarak yaptığı teknik hataların düzeltilmesi talebi Kadastro Müdürlüğünce reddedilmiştir. Davacılar, kadastro sırasında, kendilerine ait taşınmaz ile davalılara ait taşınmaz arasındaki sınırın teknik hata sonucu haritasında yanlış gösterildiği iddiasına dayanarak, teknik hatanın düzeltilmesi istemiyle dava açmıştır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ 3402 sayılı Yasa'nın 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali istemi ile açılan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : Dava konusu Yapıntı Köyü 1 parsel sayılı taşınmaz satın alma nedeniyle 2900,00 m2 yüzölçümü ile paylı olarak davacılar adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar, ... ve ..., dava konusu taşınmazın zemindeki yüzölçümünün daha fazla olduğu iddiasına dayanarak gerçek yüzölçümünün tespit edilerek düzeltilmesi istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın yüzölçümünün 5864,85 m2 olarak düzeltilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... (Hazine) vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali isteğine ilişkindir....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece " davaya konu parseller bölgesine ait orto foto, eski kadastral haritaların ve hava fotoğraflarının yapılan değerlendirmeleri, fen bilirkişilerinin kadastral ölçüm ve eski haritaları, keşifte yapılan mahkeme gözlemi bozma ilamı ile hep birlikte değerlendirildiğinde bilirkişi raporlarının denetlemeye elverişli olduğu anlaşıldığı, ancak Yerleşik Yargı İçtihatları gereği tel sınırlar, sabit sınırlar olarak kabul edilmediğini, Bilirkişi raporunda tel sınırların (1974 tarihli hava fotoğrafında görülmesi nedeniyle) sabit sınır olarak kabul edilmesi hatalı olsa da 3402 s. Kanunun 41 maddesi gereği yapılan uygulamaya göre 22/A uygulamasının yapıldığı, 41....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece " davaya konu parseller bölgesine ait orto foto, eski kadastral haritaların ve hava fotoğraflarının yapılan değerlendirmeleri, fen bilirkişilerinin kadastral ölçüm ve eski haritaları, keşifte yapılan mahkeme gözlemi bozma ilamı ile hep birlikte değerlendirildiğinde bilirkişi raporlarının denetlemeye elverişli olduğu anlaşıldığı, ancak Yerleşik Yargı İçtihatları gereği tel sınırlar, sabit sınırlar olarak kabul edilmediğini, Bilirkişi raporunda tel sınırların (1974 tarihli hava fotoğrafında görülmesi nedeniyle) sabit sınır olarak kabul edilmesi hatalı olsa da 3402 s. Kanunun 41 maddesi gereği yapılan uygulamaya göre 22/A uygulamasının yapıldığı, 41....

      Hukuk Dairesi KARAR : İstinaf talebinin esastan reddine İLK DERECE MAHKEMESİ : Suruç Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun (3402 sayılı Kanun) 41 inci Maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı Hazine temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA 1.Kadastro Müdürlüğü'nce 3402 sayılı 41 inci maddesi uyarınca ... ve ...'...

        ve 3402 Sayılı Yasanın 41 .maddesi gereğince düzeltilen kadastro paftası sağlıklı biçimde zemine uygulanıp, zeminde bulunacak ilk tesis edilen orman sınır noktasından hareketle tutanaklarda yazılı açı ve mesafeler okunarak ve ölçülerek en az ada bazında çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerdeki orman sınır noktaları birer birer zeminde bulunmalı ve yeri işaretlenmeli, orman sınır noktalarının bazılarının zeminde bulunamaması halinde nedenleri üzerinde durulmalı, yerlerinden sökülerek yok edilip edilmedikleri ve yer değiştirip değiştirmedikleri saptanmalı, zeminde bulunamayan noktaların yerleri, tereddütsüz olarak zeminde yeri saptanabilen en yakın sabit orman sınır noktalarından hareketle, yine orman tahdit tutanaklarındaki açı ve mesafeler okunup, 1949 orman kadastrosunda uygulanan yöntem ve araçlar ile ölçülerek orman sınır noktaları birer birer bulunup zeminde işaretlenmeli, 1949 tahdit haritası zemine uygulandıktan sonra 1977 ve 1984 1995, yıllarında yapılan orman kadastrosu, aplikasyon...

          ve 3402 Sayılı Yasanın 41 .maddesi gereğince düzeltilen kadastro paftası sağlıklı biçimde zemine uygulanıp, zeminde bulunacak ilk tesis edilen orman sınır noktasından hareketle tutanaklarda yazılı açı ve mesafeler okunarak ve ölçülerek en az ada bazında çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerdeki orman sınır noktaları birer birer zeminde bulunmalı ve yeri işaretlenmeli, orman sınır noktalarının bazılarının zeminde bulunamaması halinde nedenleri üzerinde durulmalı, yerlerinden sökülerek yok edilip edilmedikleri ve yer değiştirip değiştirmedikleri saptanmalı, zeminde bulunamayan noktaların yerleri, tereddütsüz olarak zeminde yeri saptanabilen en yakın sabit orman sınır noktalarından hareketle, yine orman tahdit tutanaklarındaki açı ve mesafeler okunup, 1949 orman kadastrosunda uygulanan yöntem ve araçlar ile ölçülerek orman sınır noktaları birer birer bulunup zeminde işaretlenmeli, 1949 tahdit haritası zemine uygulandıktan sonra 1977 ve 1984 1995, yıllarında yapılan orman kadastrosu, aplikasyon...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ 3402 sayılı Yasa'nın 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali istemi ile açılan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : Kadastro Müdürlüğünce 3402 sayılı Yasa'nın 41. maddesine göre re'sen yapılan düzeltme işlemi sonucu verilen kararla Göğeç Köyü çalışma alanında bulunan ve ... adına tapuda kayıtlı bulunan 338 parsel sayılı 11950 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın yüzölçümü 2543.82 mekrekare olarak düzeltilmiştir. Davacı ..., yapılan düzeltme işleminin hatalı olduğu iddiası ile yasal süresi içinde dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... tarafından temyiz edilmiştir....

              Davacı bu nedenle dava konusu 126 ada 41 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin kısmen iptalini ve kendi adına tescilini istemiştir. Bu şekildeki bir davanın 3402 sayılı Yasa'nın 41. maddesi ile ilgisi olmadığı, davanın mülkiyet ve ortak sınır ihtilafına yönelik olduğu düşünülmeden Kadastro Müdürlüğünce işlem yapılması gerektiği belirtilerek davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi davanın niteliği kadastro tespitine itiraz mahiyetinde olduğundan davayı inceleme görevi Kadastro Mahkemesine aittir. Hal böyle olunca mahkemece taraflardan iddia ve savunmaları sorulmalı, taraflarca bildirilecek deliller toplandıktan sonra taşınmaz başında keşif ve uygulama yapılmak suretiyle toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmiş olması isabetsiz, davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 09.02.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu