Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Köyü Köyiçi Mevkii 2 pafta no, 240 parselde bulunan taşınmazda Kadastro Kanunu'nun 41. maddesine göre düzeltme yapılmasına dair B091TKG4103620 -152.01-275 Sayılı ve 05/10/2010 günlü 39 sayılı kararının kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davalılar Hazine vekili, Köy Tüzel Kişiliği Temsilcisi ve müdahil ... tarafından temyiz edilmiştir. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işlemlerinde, tesis kadastrosu sırasında yapılan tespitin doğru olduğunun anlaşılması halinde düzeltme kararının iptaline karar verilmesi gerekir. Ne var ki mahkemece; gerek tesis kadastrosu sırasında yapılan tespitin, gerekse Kadastro Müdürlüğü tarafından yapılan düzeltme işleminin hatalı olduğu kabul edilmesine rağmen, düzeltme işleminin iptaline karar verilmekle yetinilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : 3402 SY'NIN 41.MD.Sİ UYARINCA YAPILAN DÜZELTME İŞLEMİNİN KALDIRILMASI -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre dava; kadastro kanununun 41. maddesine göre yapılan düzelmenin kaldırılması istemine ilişkindir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 21.01.2013 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.01.2013 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2013 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 16. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 16. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 18.2.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ 3402 sayılı Yasa'nın 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali istemi ile açılan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : Dava konusu Yapıntı Köyü 1 parsel sayılı taşınmaz satın alma nedeniyle 2900,00 m2 yüzölçümü ile paylı olarak davacılar adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacılar, ... ve ..., dava konusu taşınmazın zemindeki yüzölçümünün daha fazla olduğu iddiasına dayanarak gerçek yüzölçümünün tespit edilerek düzeltilmesi istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın yüzölçümünün 5864,85 m2 olarak düzeltilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... (Hazine) vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali isteğine ilişkindir....

        Davacı ..., 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesine dayanarak yaptığı teknik hataların düzeltilmesi talebi Kadastro Müdürlüğünce reddedilmesi üzerine, kadastro sırasında kendisine ait 129 parsel sayılı taşınmaz ile 128 parsel sayılı taşınmaz arasındaki sınırın teknik hata sonucu haritasında yanlış gösterildiği iddiasına dayanarak, teknik hatanın düzeltilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, usule ilişin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... ve davalılar Hazine ve Kadastro Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesine dayanılarak açılan teknik hataların düzeltilmesi istemine ilişkindir....

          sayılı Kanunun 41....

          Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın Kadastro Kanunu'nun 41. maddesinden kaynaklandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın tapu iptali ve tescil davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. 3402 Sayılı Yasa'nın 41/I. Maddesinde ise “Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re'sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir.” hükmüne yer verilmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 01.11.2006 gününde verilen dilekçe ile 3402 Sayılı Yasanın 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın pasif husumet ehliyeti bulunmadığından reddine dair verilen 15.11.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, Kadastro Müdürlüğünce 01.09.2006 tarihinde, 3402 sayılı yasanın 41. maddesi uyarınca, 59 parsel sayılı taşınmazın ifrazı sırasında hükmen tescil davasında kabul edilen sınır yerine önceki kadastral sınırın esas alındığı gerekçesiyle yapılan düzeltmede, kendisine ait taşınmazın miktarının azaltıldığını tersimat hatasının bulunduğu gerekçesiyle düzeltme yapıldığını ileri sürerek, işlemin iptali isteminde bulunmuştur....

              Dosya kapsamından, davacının yörede 1986 yılında yapılan imar uygulamasından sonra, 2005 tarihli satış işlemi ile çapa dayalı olarak satın aldığı taşınmaza ilişkin olarak imar ve kadastro öncesi nedene dayalı olarak talepte bulunduğu anlaşılmakla birlikte; dosya kapsamına göre, davacının talebinin mülkiyete yönelik tapu iptali tescil davası mı, yoksa 3402 sayılı yasanın 41. maddesi uyarınca açılan sınır ve yüzölçüm düzeltimi davası mı olduğu anlaşılamamaktadır. Dosya kapsamına göre, davacı davasını ve davada dayandığı hukuki sebebi yöntemince ıslah etmiş değildir. Mahkemece, davacının duruşma sırasındaki açıklama beyanı ile yetinilerek, davanın 3402 sayılı yasanın 41. maddesi gereğince açılan sınır düzeltim davası olduğunun kabulü ile, davanın esasına girilerek karar verilmesinde isabet bulunmamıştır....

              Daha sonra 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41. maddesi uyarınca ilgilisinin 19.04.2019 tarihli 535 kayıt numaralı başvurusuna istinaden yapılan düzeltme işlemi bulunmakta olup, bu işlem sonucunda 332 ada 22 parselin yeni alanı 575,72 m² ve 332 ada 28 parselin yeni alanı ise 54,09 m² olarak tescil edilmiştir. HMK' nun 166. maddesine göre, ayrı ayrı açılmış davaların aralarında bağlantı bulunmaları koşulu ile birleştirilerek bakılabilmeleri mümkündür. Ancak, birleştirme kararı, taraflar arasındaki uyuşmazlığı esastan çözen bir karar değildir. Bu karar, sadece birleştirilen davaların tahkikat safhalarının müşterek cereyan etmesi sonucunu doğurmaktadır. Davaların birbirlerinin içerisinde erimesi, tek bir davaya dönüşmeleri gibi bir durum söz konusu değildir. Bu nedenle, davaların ayrı ayrı karara bağlanması, yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin ayrı ayrı tayin edilmesi gerekmektedir....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonunda; dava konusu taşınmazda 3402 sayılı yasanın 41. maddesi kapsamında yapılan düzeltme işleminde hata olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu