Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye hukuk mahkemesinde açılan tapu iptal ve tescil davası yörede yapılan arazi kadastrosuna karşı askı ilan süresinden sonra genel mahkemede açılan bir dava olup, yörede yapılan orman kadastrosuyla taşınmazların mülkiyeti değiştirilmemiş, sadece orman alanlarının sınırları belirlenmiştir. Bu tür davalarda 3402 sayılı Kadastro Kanununun 27. maddesi uyarınca mülkiyete ilişkin tapu iptal ve tescil davası yönünden genel mahkemelerin görevi devam etmekte olup orman tahdidine itiraza ilişkin dava yönünden, taşınmazın orman sınırları içine alınıp hakkında tutanak düzenlendiğinin anlaşılması halinde görevli mahkeme kadastro mahkemesidir. 6100 sayılı HMK’nın 22/2. maddesinde "İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme, ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca belirlenir." hükmüne yer verilmiştir....

    Bu şekilde kesinleşip tapuya tescil edilen taşınmazlara karşı genel mahkemelerde tapu iptal ve tescil davası açma imkanı bulunduğu gibi, aynı imkan 41. madde uyarınca kesinleşen kararlara karşı da mevcuttur. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nda, kesinleşip tapuya tescil edilen düzeltme kararlarına ya da düzeltme talebinin reddi kararlarına karşı ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan teknik hataların düzeltilmesi istemiyle tapu iptali ve tescil davası açılmasını engelleyen bir düzenleme bulunmamaktadır. Düzeltme kararına karşı 30 günlük süre içinde açılacak davalarda görevli mahkeme 3402 sayılı Yasa'nın 41. maddesi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemeleridir. Düzeltme kararı kesinleşip tapuya tescil edildikten sonra açılacak davalar ile düzeltme isteminin reddine ilişkin kararlarına karşı açılacak davalarda görevli mahkeme ise 6100 sayılı HMK'nın 2. maddesi uyarınca ve dava konusunun, mal varlığı hakkına ilişkin bulunması nedeniyle Asliye Hukuk Mahkemeleridir....

    Nehrinin yatağında kaldığı ve tescil dışı bırakıldığı, Hazine tarafından Medeni Kanunun 639. maddesi uyarınca açılan tescil davası sonucu ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1991/149-1996/11 sayılı ilamına istinaden 04.03.1997 tarihinde Hazine adına tescil edildiği, satış yoluyla davalıya geçtiği, 1932 parselin 09.09.2013 tarihinde yapılan uygulama kadastrosu sırasında 289 ada 18 parsel numarasını aldığı, tutanağın itiraz edilmediği yönündeki şerhle kesinleştirilerek tapuya gönderildiği anlaşılmaktadır. Mükerrer tescil iddiasına dayalı tapu iptali davası kapsam ve niteliği gereği, kadastro mahkemesine aktarılması gereken davalardan olduğundan görevli mahkeme kadastro mahkemesidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; ... Kadastro Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 13.10.2016 gününde oybirliği ile karar verildi....

      İşletmeleri Genel Müdürlüğü adına daha sonra da ... adına tescil edildiğini ileri sürerek, 797 parsel sayılı taşınmazın davalı adına olan tapunun iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir. Davalı vekili, hak düşürücü sürenin geçtiğini, tescil ve ifraz işlemlerinin yasaya uygun yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece 5841 sayılı Kanunun 2. maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Iddianın içeriğinden ve ileriye sürülüş biçiminden davada yolsuz tescil hukuksal nedenine dayanıldığı açıktır....

        Bilindiği üzere görev, kamu düzenine ilişkin olduğu gibi 6100 sayılı HMK'nın 114/1-c ve 115. maddeleri gereğince de dava şartlarından olup mahkemece, davanın her aşamasında istek olmaksızın kendiliğinden gözetilmelidir. 6100 sayılı HMK'nın 165. maddesinde "Bir davada hüküm verilebilmesi başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukukî ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir" hükmü yer almaktadır. O halde, mahkemece; tapu iptali ve tescil davası elde tutulup, orman kadastrosuna itiraz yönünden kadastro mahkemesi görevli olduğundan tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmesi, orman kadastrosuna itiraz davasının HMK'nın 165. maddesi uyarınca bekletici mesele yapılıp kesinleşmesinden sonra sonucuna göre iptal ve tescil isteği yönünden esas hakkında karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir....

          Bilindiği üzere görev; 6100 sayılı HMK’nın 114/c maddesi uyarınca dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında istek olmaksızın re'sen gözetilmesi gereken usûl kurallarındandır. Hal böyle olunca, yerel mahkemece tapu iptali ve tescil davası elde tutulup düzeltmeye itiraz davası yönünden Kadastro Mahkemesi görevli olmakla 3402 sayılı Kanunun 27. maddesi uyarınca devir kararı verilmeli, tapu iptali ve tescil davası yönünden ise dava 6100 sayılı HMK’nın 165. maddesi uyarınca bekletici mesele yapılmalı, sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı Hazine, katılan davacı ... Yönetimi ve davalılardan Tapu Kadastro Müdürlüğü vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelemesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 07/12/2017 günü oy birliği ile karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Sınırlandırmanın iptali ve tescil ... ile Hazine ve ... Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki sınırlandırmanın iptali ve tescil davasının kabulüne dair Sarız Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 08.07.2009 gün ve 87/63 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava konusu 146 ada 91 parsel, 2007 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında mera niteliğinde sınırlandırılmış olup 4342 sayılı Mera Kanununun 5.maddesi uyarınca 29.05.2008 tarihinde Valilik oluru ile ... Köyü merası olarak tahsis edilmiştir.4342 sayılı Mera Kanununun 7/2.maddesine göre; 3402 sayılı Kadastro Kanunu uyarınca programa alınan yerler çalışmaların başlamasından en az 1 ay önce Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce Bakanlığa bildirilir....

              Köyü 416 ada 6 parsel sayılı taşınmaz komisyon kararı ile su kuyusu ve tarla vasfıyla Hazine adına, 420 ada 6 parsel sayılı taşınmaz çeşme vasfıyla ... adına tespit edildiği, davacı gerçek kişiler tarafından kadastro tespitine itiraz davası açıldığı, Orman Yönetiminin davada taraf olmadığı, Hazine adına tesbit edilen taşınmaza ilişkin davanın reddedilerek tespit gibi tapuya tesciline karar verildiği, 420 ada 6 parselin ise, 3402 sayılı Kanunun 16/C bendine göre genel sular tescil ve sınırlandırılmaya tabi tutulamayacağından tescil harici bırakılmasına karar verildiği, davalı olan Hazinenin temyiz talebi bulunmadığı, her ne kadar mahkemece gerekmediği halde, orman araştırması yapılmışsa da bu davada, davalı olan Hazinenin açılmış bir davası ve orman iddiası bulunmadığı gibi, 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince re'sen araştırma ilkesinin uygulanmasını gerektirir bir durum da mevcut olmadığından, temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışında olup, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi...

                ORMAN SINIRLANDIRMASISUÇA KONU YERİN NİTELİĞİTESPİT, TESCİL VEYA SINIRLANDIRMA SURETİYLE KADASTROTESPİTE İTİRAZ DAVASI3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 22 ] 3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 26 ] "İçtihat Metni" Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; TÜRK MİLLETİ ADINA Gereği görüşülüp düşünüldü; Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine; Ancak Suça konu yere ait tespite itiraz davası devam ederken 2/B madde uygulaması genel kadastro tespitini kesinleştiremiyeceği gibi, daha önce orman sınırlandırması yapılmamış olanlarda 2/B maddesi uygulaması da mümkün değildir. 3402 sayılı yasanın 22. maddesi "evvelce tespit, tescil veya sınırlandırma suretiyle kadastrosu veya tapulaması yapılmış olan yerlerin yeniden kadastrosu yapılamaz....

                  K A R Ş I O Y Dava, kadastro öncesi satış vaadi sözleşmesine tapu iptal ve tescil davasıdır. Satış vaadi sözleşmesinden sonra yörede yapılan kadastro çalışmaları sırasında sözleşme konusu parsel vaat borçlusu adına tespit edilmiş ise de Hazine tarafından açılan davanın tespite itiraz davası üzerine tespit malikinin ölü olduğu ve geriye mirasçı bırakmadığından mirasının Devlete ait olduğu gerekçesiyle taşınmaz Hazine adına hükmen tescil edilmiştir. Tescil hükmünün kesinleştiği tarih ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında 10 yıllık sürenin geçtiği tartışmasızdır. Bilindiği gibi, kadastro ve tapulama işlemlerinin sona ermesinden sonra ortaya çıkan uyuşmazlıkların dava yolu ile giderilmesi olanağı vardır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun getirdiği itiraz ve dava açma sürelerini kadastro işlemi kesinleşmeden kullanmamış ya da kullanamamış olan hak sahiplerinin hakları, kadastroya dayanılarak oluşturulan tapu sicili ve sicile yapılan tescil nedeniyle hemen ortadan kalkmaz....

                    UYAP Entegrasyonu