Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yönetimi, nde 5304 Sayılı Yasa ile değişik 3402 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan çalışmalarda, 101 ada 1 sayılı parselin orman niteliği ile sınırlandırılıp Hazine adına tespit tutanağı düzenlenerek 30 günlük kısmi ilana çıkartıldığını, bu orman parseline bitişik ve ekli haritada gösterilen alanın da orman sayılan yerlerden olduğu halde, orman alanı dışında bırakıldığını ileri sürerek bu alanın orman sınırları içine alınarak orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescilini istemiş, davaya konu yer hakkında 151 ada 41 ve 44 parsel numarası verilerek ve Kadastro Mahkemesinde orman kadastrosuna itiraz davasına konu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılıp kadastro tespit tutanağı düzenlenerek 3402 Sayılı Yasanın 5. maddesi gereğince mahkemeye gönderilmiş, zilyetleri davaya dâhil edilerek davaya devam edilmiş ve mahkemece, davanın 151 ada 41 parsel yönünden kısmen kabul kısmen reddine ve davanın 151 ada 44 parsel yönünden reddine; Hazine ve Tüzelkişiliği dava gereği yasal hasım...

    tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Hazine 02.06.2008, Orman Yönetimi ise 21.5.2008 tarihli dilekçeleriyle, Kadastro Müdürlüğünce 3402 Sayılı Yasanın 41. Maddesi gereğince, ... köyünde yapılan düzeltme işlemi sırasında, yasaya aykırı olarak, devlet ormanı sayılan bir kısım yerin ... Köyü 744 ve 745 sayılı parsellere eklendiğini, bu işlemin iptalini istemiştir. Mahkemece davaların kabulüne, ... Köyü 744 ve 745 sayılı parsellerde Kadastro Müdürlüğü tarafından 3402 Sayıl Yasanın 41. Maddesi gereğince yapılan 28.04.2008 tarih ve 1451 sayılı düzeltme işleminin iptaline karar verilmiş, hüküm Kadastro Müdürlüğüne vekaleten Hazine vekili tarafından kendi aleyhlerine açılan davanın husumetten reddi gerektiği iddiasıyla temyiz edilmiştir....

      DELİLLER: Dava dilekçesi,davalı savunması, kadastro tutanak asıl ve örnekleri, tapu kayıt örnekleri, yapılan keşif ve sonrası alınan bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı GEREKÇE: HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Dava,3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali isteğine ilişkindir. Tokat T49’nün 25/09/2017 tarih ve 62 sayılı Kararı ile; taşınmazların kısmen mükerrer tespit edildiği gerekçesi ile, davacı adına kayıtlı 103 ada 1 parsel sayılı taşınmazın alanının 9417,91 m2 iken 8961,07 m2,103 ada 2 parsel sayılı taşınmazın alanının 5690,59 m2 iken 937,93 m2,103 ada 5parsel sayılı taşınmazın alanının 1834,86 m2 iken 967,46 m2,103 ada 6 parsel sayılı taşınmazın alanının 5775,67 m2 iken 825,14 m2,103 ada 7 parsel sayılı taşınmazın alanının 8039,53 m2 iken 1566,38 m2 olarak resen düzeltilmesine karar verilmiştir....

      m² olarak, 125 ada 56 sayılı parselin 1.042,00 m² olan yüzölçümünün 1.008,06 m² olarak 3402 sayılı Kanunun 41.maddesine ve ilgili yönetmelik hükümleri gereğince düzeltilmesine karar verilmiştir.T4nün düzeltme kararı davacılara 25.09.2017 tarihinde tebliğ edilmiş, davacılar 30 günlük süre içinde 13.10.2017 tarihinde düzeltme kararına karşı dava açmıştır....

      Davalı ..., uyuşmazlığın ancak 3402 sayılı Kadastro Kanununun 41.maddesine göre giderilebileceğini, açılan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacıların maliki oldukları 1910 sayılı parsel yüzölçümünün 20.586,00 m2 olduğunun tespitine, fazla istemin reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalı ... temyiz etmiştir. Burada öncelikle belirtilmelidir ki, harita ve krokisi bulunan tapu kayıtlarına Türk Medeni Kanununun 719. ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddeleri uyarınca harita ve krokisi kapsamı ile değer verilir. Harita ve krokiden diğer bir ifade ile mülkiyet hakkının kapsamından maksat sınır çizgileri değil haritanın gerçek ölçü değerleridir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15.11.2007 gününde verilen dilekçe ile 3402 Sayılı Yasanın 41.maddesi gereğince yapılan düzeltme işleminin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın pasif husumet ehliyeti bulunmadığından reddine dair verilen 13.03.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, Kadastro Müdürlüğünce 17.10.2007 tarihinde 3402 sayılı yasanın 41. maddesi uyarınca, 96 ada 2 parsel sayılı taşınmazda düzeltme yapıldığını, bu düzeltmenin hatalı olduğunu ileri sürerek işlemin iptali isteminde bulunmuştur....

          SONUÇ: 1) Yukarıda bir numaralı bentde gösterilen nedenler ile davalılar ... ve ...’in temyiz itirazlarının reddi ile 115 ada 27, 49 ve 52 parseller ile 115 ada 21, 26, 32, 33, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 47, 48, 50, 53, 54 ve 62; 124 ada 1 ve 41; 126 ada 1 ve 12 parsel sayılı taşınmazlar yönünden kurulan hükümlerin yukarıda gösterilen düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince davalı gerçek kişilerden onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdıkları peşin temyiz harcının istek halinde iadesine, 2) İki numaralı bentde gösterilen nedenler ile davacı ......

            Hukuk Dairesinin 01.06.2005 gün ve 2005/2317-7282 sayılı bozma kararında özetle; "bir örneği dosyada bulunan 1948 orman kadastrosunda düzenlenen harita ve 3402 Sayılı Yasanın 4. madde hükümlerine göre düzenlenen aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına ilişkin haritadaki aynı orman sınır noktalarını birleştiren orman sınır hattının, açı ve yön itibariyle birbirine benzemediği, bilirkişilerin, orman sınır hatları arasındaki bu farklılığı, 1948 yılında yapılan orman tahdidinde harita tekniğine uyulmadığı, haritanın basit kroki şeklinde olduğu, orman kadastro haritalarının hiç birinin zemine uymadığı, arazi kadastro ekibince paftasında işaretlenen yerlerinin zemine uyduğu şeklinde açıklamış ise de, bu açıklama ne yasaya ne yönetmeliğe nede teknik izah nameye uymadığı, bu nedenlerle, mahkemece önceki bilirkişiler dışında serbest orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman yüksek mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 1948...

              Mahkemece kendisine meşruhatlı davetiye tebliğ edilmesine rağmen davacının ilk celseye kadar dava ve delillerini bildirmediği gerekçesiyle, 3402 sayılı Kanunun 28/2 maddesi uyarınca İTİRAZ ETMEMİŞ SAYILMASINA, davanın REDDİNE karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Yasanın 22/a maddesi gereğince yapılan, Kadastro Haritalarının Yeniden Düzenlenmesi ve Tapu Sicilinde Gerekli Düzeltmelerin Yapılması işlemine itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, dava tarihinden önce 1946 yılında yapılıp 1947 yılında kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 24/03/1976 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 6831 sayılı Yasanın 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. madde uygulaması ile 1987 yılında yapılıp, 04.06.1987 tarihinde ilan edilerek dava tarihinden çok önce kesinleşen aplikasyon ve 3302 sayılı Yasayla değişik 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması vardır....

                Bir kısım davalılar istemin 3402 sayılı Yasanın 41.maddesi kapsamında olmadığını, davanın 10 yıllık hak düşürücü süreden sonra açılmış olması sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, istemin 3402 sayılı Yasanın 41.maddesi kapsamında bulunduğu ancak düzeltme ile mülkiyet nakline neden olunacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 3402 Sayılı Kadastro Kanununun 41.maddesi; “Kadastro sırasında veya sonrasında yapılan işlemlerle geometrik durumları kesinleşmiş olan taşınmazlarda ölçü, sınırlandırma, tersimat ve hesaplamalardan doğan hatalar, ilgilinin müracaatı veya kadastro müdürlüğünce re’sen düzeltilir. Düzeltme, taşınmaz malikleri ile diğer hak sahiplerine tebliğ olunur. Tebliğ tarihinden başlayan otuz gün içinde düzeltmenin kaldırılması yolunda sulh hukuk mahkemesinde dava açılmadığı takdirde, yapılan düzeltme kesinleşir....

                  UYAP Entegrasyonu