Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

taşınmazların sadece Hazine adına çıkarılabileceği gözönünde bulundurularak gerçek kişinin orman kadastrosuna itiraz davasının reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır, ancak kadastro mahkemesinde görülen davalar hakkında, vekilin sarf ettiği emek ve mesaiye göre, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/son maddesi gereğince vekalet ücreti takdiri gerekirken; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre vekalet ücreti hesaplanmış olması ve gerçek kişilerin açtığı orman kadastrosuna itiraz davasının reddi nedeniyle, red sebebi ortak olan davalılar lehine tek vekalet ücreti takdiri gerekirken, her bir idare için ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmiş olması doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

    Davacı Orman Yönetimi vekili 14/04/2021 havale tarihli dava dilekçesinde özetle, taşınmazın bulunduğu yerde sayısallaştırma çalışması yapıldığını, dava konusu taşınmazın devlet ormanı sınırları içinde kaldığı halde sayısallaştırma çalışmalarında orman vasfı ile tescil edilmediğini, taşınmazın toprak yapısı, eğim ve bitki örtüsü itibariyle orman vasfında olup kesinleşmiş orman kadastro sınırları içerisinde kaldığını, söz konusu taşınmazın hem kesinleşen orman kadastrosuna göre hem de fiili durumu itibariyle orman olup, ormanların kamu malı niteliğinde olduğunu, bu niteliğin değişmesinin mümkün olmadığını, Anayasanın amir hükmü gereğince Devlet Ormanların mülkiyetinin devir olunamayacağını, hiçbir şekilde daraltılamayacağını, bu itibarla sayısallaştırma çalışmalarının usulüne uygun yapılmadığından ve hatalı olduğundan sayısallaştırma çalışmalarına itiraz etmek zarureti hasıl olduğunu öne sürerek yapılan sayısallaştırma çalışmalarına itirazlarının kabul edilerek çalışmaların iptali ile...

    Davacı Orman Yönetimi vekili 14/04/2021 havale tarihli dava dilekçesinde özetle, taşınmazın bulunduğu yerde sayısallaştırma çalışması yapıldığını, dava konusu taşınmazın devlet ormanı sınırları içinde kaldığı halde sayısallaştırma çalışmalarında orman vasfı ile tescil edilmediğini, taşınmazın toprak yapısı, eğim ve bitki örtüsü itibariyle orman vasfında olup kesinleşmiş orman kadastro sınırları içerisinde kaldığını, söz konusu taşınmazın hem kesinleşen orman kadastrosuna göre hem de fiili durumu itibariyle orman olup, ormanların kamu malı niteliğinde olduğunu, bu niteliğin değişmesinin mümkün olmadığını, Anayasanın amir hükmü gereğince Devlet Ormanların mülkiyetinin devir olunamayacağını, hiçbir şekilde daraltılamayacağını, bu itibarla sayısallaştırma çalışmalarının usulüne uygun yapılmadığından ve hatalı olduğundan sayısallaştırma çalışmalarına itiraz etmek zarureti hasıl olduğunu öne sürerek yapılan sayısallaştırma çalışmalarına itirazlarının kabul edilerek çalışmaların iptali ile...

    Dosyada doğru sonuca ulaşılabilmesi için; 6100 sayılı HMK.nın 31. maddesi uyarınca, davacı Belediye vekiline talebi açıklattırılmalı, talebinin hem 3402 sayılı yasanın 4/13- 14 maddeleri uyarınca yapılan orman tahdit haritalarındaki fenni hataların düzeltilmesi çalışmalarına itiraz, hem de kesinleşen orman kadastrosuna itiraz ve tapu kaydındaki orman şerhlerinin iptaline yönelik olduğunun bildirilmesi halinde, kesinleşen orman kadastrosuna itiraz ve orman şerhlerinin iptali talepleri yönünden Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmek üzere tefrik kararı verilmeli, fenni hataların düzeltilmesi çalışmalarına itiraz talebinin eldeki dosyada tutularak sonucuna göre karar verilmeli; talebin sadece kesinleşen orman kadastrosuna itiraz ve tapu kaydındaki orman şerhlerinin iptaline yönelik olduğunun bildirilmesi halinde, 3402 sayılı yasanın 4/13- 14 maddeleri uyarınca yapılan orman tahdit haritalarının düzeltimi çalışmalarında ve bu çalışmalara karşı Kadastro Mahkemesine açılan davalarda...

    HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/830 KARAR NO : 2020/1212 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : SAKARYA KADASTRO MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2018/45 ESAS, 2020/10 KARAR DAVA KONUSU : Sayısallaştırma Çalışmalarına İtiraz (3402 sayılı Kanun'un ek-1 maddesi gereğince) KARAR : Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün İstinaf yoluyla incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....

    Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere yapılan inceleme neticesinde; Davacı taraf, yapılan uygulama kadastrosu çalışmaları sırasında kendisine ait 214 ada 10 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünde eksilme meydana geldiğini belirterek dava açmıştır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmişse de yapılan araştırma, inceleme ve alınan bilirkişi raporları hüküm tesisine elverişli değildir. Dava; 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Bu tür davalarda husumetin, itiraz edenin taşınmazı aleyhine yapılan tespit sonucunda, yüzölçümü artan ya da lehine ortak sınır değiştirilen taşınmazların maliklerine yöneltilmesi gerekir.....

    Ancak, dava konusu taşınmaza ilişkin olarak 2010 yılında yapılan kullanım kadastrosuna karşı açılan iş bu tespite itiraz davası devam ederken yörede 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22. maddesi uyarınca uygulama kadastrosu yapıldığı, uygulama kadastrosu sonucu düzenlenen tutanakların 19.9.2013-21.10.2013 tarihleri arasında 3402 sayılı Kanun'un 11. maddesi uyarınca askı ilanına alındığı, ancak somut olayda dava konusu taşınmaza ilişkin uygulama kadastro tutanak aslının askı ilanından evvel 2.8.2013 tarihinde, Kadastro Mahkemesinde davalı olduğundan bahisle Kadastro Mahkmesi'ne gönderilerek esasa kaydedildiği dosya arasındaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır....

      Ancak kadastro mahkemesince 3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/son maddesi gereğince vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre vekalet ücreti hesaplanmış olması doğru değil ise bu yanılgının giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. Bu sebeple hükmün 4. paragrafının hükümden çıkarılarak, bunun yerine “ 3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/son maddesi gereğince takdir edilen 500 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara müştereken verilmesine" sözleri yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının iadesine 21/11/2017 günü oy birliği ile karar verildi....

        Ancak kadastro mahkemesince 3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/son maddesi gereğince vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre vekalet ücreti hesaplanmış olması doğru değil ise de bu yanılgının giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. Bu sebeple hükmün 4. paragrafının hükümden çıkarılarak, bunun yerine “ 3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/son maddesi gereğince takdir edilen 500 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara müştereken verilmesine" sözleri yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 21/11/2017 günü oy birliği ile karar verildi....

          Ancak kadastro mahkemesince 3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/son maddesi gereğince vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre vekalet ücreti hesaplanmış olması doğru değil ise bu yanılgının giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. Bu sebeple hükmün 4. paragrafının hükümden çıkarılarak, bunun yerine “3402 sayılı Kadastro Kanununun 31/son maddesi gereğince takdir edilen 500 TL. maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara müştereken verilmesine" sözleri yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının iadesine 21/11/2017 günü oy birliği ile karar verildi....

            UYAP Entegrasyonu