Davalı (alacaklı) vekili, davanın süre ve esas yönünden reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; davacı 3.kişi tarafından hacizden ve satıştan haberdar olunarak ihalenin feshi davası açılmasına karşın, istihkak davasının yasal yedi günlük süre içinde açılmadığı gerekçesiyle, asıl ve birleştirilen davanın süre yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı 3.kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Dava konusu mahcuzlar 02.3.2009 tarihinde borçlu adresinde haczedilmiş, 17.6.2009 tarihinde de muhafaza işlemi için aynı adrese gidilmiştir. Borçlu şirket yetkilisi icra müdürlüğüne verdiği 25.6.2009 tarihli dilekçe ile davacı 3.kişi yararına (İİK.nun 96/1.maddesi) istihkak iddiasında bulunmuş, alacaklı vekili 3.kişi yararına yapılan istihkak iddiasına karşı çıkmıştır....
Mahkemece, davacı ve borçlu arasındaki cari hesap ilişkisinin 24.07.2007 tarihinde başladığı, 31.07.2007 tarihinde 840.160,00 TL.lık malı borçludan aldığı haciz tarihinde malların borçlu elinde bulunma nedeninin borçlu ve davacı 3.kişi arasında yapılan kira sözleşmesi olduğunun anlaşıldığından bahisle davanın kabulüne karar verimiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. . Dava konusu haczin 27.09.2007 borçlu şirket adresinde yapıldığı tartışmasızdır. Bu halde İİK'nun 97/a maddesinde belirtilen mülkiyet karinesi borçlu yararına olup karine aksinin davacı 3.kişi tarafından kesin ve güçlü delillerle ispatlanması gerekmektedir. Dava konusu takip dosyasındaki borcun doğumu 30.06.2006 tarihli kredi sözleşmesi gereğince verilen çeklerden kaynaklanmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki istihkak davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı 3.kişi vekili, Alaşehir İcra Müdürlüğünün... sayılı takip dosyasından, davacı şirkete ait olan taşınmazda bulunan ve tapunun teferruat listesinde kaydı bulunan demirbaş niteliğindeki makinelerin 10.02.2011 tarihinde haczedildiğini, borçlunun taşınmazın kiracısı olduğunu belirterek, İİK'nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile anılan hacizlerin kaldırılmasını istemiştir....
Bu inceleme yapılırken İcra Mahkemesi'nce duruşma açılabilir ise de açılmış bir "istihkak davası" varmışçasına inceleme yapılarak haczedilen mallar üzerindeki 3. kişinin istihkak iddiasının kaldırılmasına karar verilemez. 3. kişinin İİK'nun 97/6. maddesi gereğince istihkak davası açma hakkı bulunmaktadır. Mahkemece bu hususlar gözden kaçırılarak yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın temyiz edene iadesine 22.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı alacaklı vekili, 6.1.2010 tarihli hacizden sonra süresi içinde istihkak iddiasına itiraz etmeleri üzerine dosyanın icra mahkemesine gönderildiğini ve mahkemenin takibin devamıyla birlikte 3.kişiye dava açması için 7 gün süre verdiğini, davanın süresinde açılmadığını, dava konusu mahcuzların borçluya ait olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın 7 günlük yasal sürede açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi vekilince temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık, 3.kişinin İİK'nun 96 vd maddelerine dayalı istihkak davasına ilişkindir. Dava konusu taşınır mallar 6.1.2010 tarihinde haczedilmiştir. Haciz sırasında hazır bulunan davacı 3.kişi istihkak iddiasında bulunmuş, davalı alacaklı da istihkak ../... - 2 - 2012/10335 2012/10571 iddiasına itiraz etmiştir. İstihkak iddiası ile yasada öngörülen hak düşürücü dava süresi kesilmiştir. İstihkak iddiası üzerine icra müdürlüğünce İİK'nun 97/1.maddesindeki prosedürün işletilmesi gerekir....
Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. 1.Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı 3.kişi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2.Dava konusu ev eşyaları ve hayvanlar 14.11.2008 tarihinde,borçluya ait ev adresinde ve oğlunun huzurunda haczedilmiştir. İİK. nun 96/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısı ile davalı alacaklı yararınadır.Bu yasal karinenin aksinin, davacı 3.kişi tarafından kesin ve güçlü delillerle ispatlanması gerekmektedir....
Mahkemenin davanın kabulüne ilişkin ilk kararı Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 08.04.2008 tarih ve 2007/1139 Esas ve 2008/5548 karar sayılı ilamı ile karara esas alınan bilirkişi raporunun yeterli olmadığı ve konusunda uzman teknik bilirkişiden alınacak rapor ile davacının sunduğu faturaların dava konusu makineye uygun olup olmadığının araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, bozma sonrası yapılan yargılama sonunda davanın yeniden kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Mahkemece, belirtilen bozma kararına uyma kararı verilerek yeniden inceleme yapılmış ise de alınan rapor bozma ilamında belirtildiği gibi teknik bilirkişi tarafından yapılmış bir incelemeye dayalı olmadığından bozma gereği yerine getirilmemiştir....
Mahkemece, haczin borçlu şirket elinde yapıldığı 3.kişinin karine aksini ispatlayamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı 3.kişi vekili tarafından, vekalet ücreti yönünden davalı alacaklı ve borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve dava konusu iş makinesinin satışının adi nitelikte olması noter satış sözleşmesi ile satın alınmadığı ve borçlunun yasal hasım niteliğinde bulunmamasına göre davacı 3.kişinin ve borçlu vekilinin temyiz itirazlarının gerekmiştir. 2-Davalı alacaklı vekilinin temyizine gelince: İstihkak davaları Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 11.maddesi 4.fıkrası son cümlesi gereğince nisbi vekalet ücretine tabi davalardan olup takip konusu alacak miktarı ile haczedilen malın değerinden hangisi az ise o değer üzerinden nisbi vekilet ücretine hükmedilir....
Mahkemece, davalı alacaklıya verilen 7 günlük sürede dava açılmadığından istihkak iddiasını kabul etmiş sayıldığı ve dava konusu haczin yargılama sırasında kaldırıldığı anlaşıldığından bahisle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş hüküm vekalet ücreti yönünden alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 3.kişinin İİK’nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davasına ilişkindir. Dava konusu haciz 3.kişi yokluğunda ve borçlu huzurunda yapılmıştır. Haczi mahallinde bulunan ve davacı adına düzenlenmiş olan vergi levhasındaki adres haciz adresine ait değildir....
Dava, 3. kişinin İİK'nın 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak açtığı istihkak davası ile alacaklının İİK'nın 277-280. maddesine dayalı karşılık dava olarak açtığı tasarrufun iptali davasına ilişkindir. İİK'nın 282. maddesi hükmüne göre, borçlu ve borçlu île hukuki işlemde bulunan kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Somut olayda, borçlu T... S... Turizm Ticaret ve Sanayi Ltd. Şirketi davada taraf gösterilmemiştir. Taraf teşkili davanın görülebilme koşullarından olup, re'sen nazara alınması gerekir. Bu durumda, mahkemece anılan borçlu şirkete tasarrufun iptaline yönelik dava dilekçesinin tebliğ edilmek sureti ile davaya katılımı sağlanmalı ve taraf delilleri toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir. Mahkemece, bu hususların gözardı edilmesi sureti ile taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....