GEREKÇE: Dava, ticari kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takip nedeniyle borçlu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davasıdır. Dava dilekçesinin incelenmesinde; davacının ... Bankası ... İzmir Şubesi ile imzalanan genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmesinin teminatı amacıyla davalı banka ile düzenlenen kefalet sözleşmesinden dolayı ... Bankası tarafından kredi alacağı devrolunun ... AŞ.'nin kredi sözleşmesinin ödenmemesi nedeniyle davacı hakkında başlatılan icra takibinden dolayı borcu olmadığının tespitine yönelik menfi tespit davası açılmış olduğu, davadaki uyuşmazlığın davalı tarafça temlik alınan kredi sözleşmesinin teminatı olarak davacı ile iş bankası tarafından düzenlenen kefalet sözleşmesinin geçerli olup olmadığı ve bu sözleşme kapsamında davacının davalıya borcu olup olmadığının tespitine yöneliktir....
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davalıların dava konusu senet üzerindeki imzalarını inkar etmediği, ödendiğine dair belge sunmadıkları ve açmış oldukları menfi tespit davası sonucunda davanın reddine karar verildiği, verilen kararın Yargıtayca onandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu senetle ilgili davalılar tarafından daha önceden açılmış olan menfi tespit davası ret ile sonuçlanıp temyiz edilmesi üzerine Dairemizce onanmasına rağmen henüz kesinleşmemiştir. Her iki dava dosyasını birleştirip birlikte yargılamayı yürütmeyen mahkemenin bu durumda menfi tespit davası kararının kesinleşmesini bekleyip sonucuna göre karar vermesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulü yönünde karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2023/403 KARAR NO:2023/461 DAVA:Menfi Tespit DAVA TARİHİ:16/06/2023 KARAR TARİİ 9/06/2023 Dava İİK 72. Maddesi uyarınca açılmış menfi tespit davası olup, tevzi formunda 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (Menfi Tespit) davası olarak nitelendirildiğinden dosyanın finans mahkemesi olarak görevli mahkememize tevzii edildiği, ancak benzer mahiyetteki dosyalarda finans mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle verilen kararların İstanbul BAM 14. Hukuk Dairesi 2023/693 esas, 2023/923 karar, İstanbul BAM 13. Hukuk Dairesi 2023/688 esas, 2023/720 karar, İstanbul BAM 12....
Sözü edilen fıkralar gereğince 3.şahsa ödeme emri gönderilmesi 6183 sayılı Kanun gereğince yasal bir zorunluluktur. Ancak 3. Kişilerin "kamu borçlularından" farklı olarak haciz ihbarnamesinin tebliği tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde menfi tespit davası açma hakkı bulunduğundan bu süre geçmeden veya açılmış menfi tespit davası beklenmeden ödeme emrinin gönderilmiş olması ve itiraz edilmemesi halinde 3. Şahsın borcunun maddi hukuk açısından kesinleştiğinden söz edilemez....
sonra menfi tespit davasının açılamayacağını, borcun ödenmesinden sonra menfi tespit davası açılmasının mümkün olmadığını, bu nedenle davanın istirdat davası olarak kabul edileceğinden dava şartı arabuluculuk hükümlerine tabi olduğundan mahkeme kararının doğru olduğunu belirtilerek davacı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmesini istemiştir....
İİK'nın 72/6 maddesi kapsamında açılan menfi tesbit davası dolayısıyla tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edileceği yasal olarak hüküm altına alındığından başta menfi tespit davası için gerekmeyen zorunlu arabuluculuk şartının yargılama sırasında borcun ödenmesi sebebiyle davanın yasa gereği istirdat davasına dönüşmesi durumunda da aranmayacağı istikrar kazanan Yargıtay içtihatları ile sabittir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/2 E sayılı dosyasıyla görülen menfi tespit davasında verilen 19/06/2019 tarihli ara karar gereğince dosya borcunun tamamının borçlular tarafından teminat altına alındığı, teminatın yatırıldığı, bu haliyle davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına kararı verildiği, davanın müdürlük işleminden kaynaklandığı gerekçesiyle yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı 3. Kişi vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu taşınırların satışa çıkarıldığını, satışın yapılması halinde telafisi mümkün olmayan zararlar ortaya çıkacağını, menfi tespit davası nedeniyle borçlu tarafından yatırılan teminatın mahkemece kabul edilip edilmediğinin ve dava konusu taşınırlar üzerinde haczin devam edip etmediğinin araştırılmadığın belirtmiş ve ayrıca dava dilekçesi içeriğini tekrar ederek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir....
İtiraz ile duran takibe karşı davacı tarafından 27.06.2018 tarihinde işbu menfi tespit davasını açtığı, davalı tarafından da 15.06.2019 tarihinde aynı alacağa ilişkin itirazın iptali davası açıldığı, İtirazın iptaline ilişkin Ankara ,,,. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan davanın eldeki dosya ile birleştirildiği görülmüştür. Aynı takibe ilişkin açılmış menfi tespit ve itirazın iptali davaları arasındaki hukuki ilişkinin ortaya konulması gerekmektedir. Esasen görülmekte olan itirazın iptali davası varken borçlunun aynı takibine yönelik menfi tespit davası açmakta hukuki yararı olmadığı açıktır. Somut olayda ise menfi tespit davası önce açılmış olup itirazın iptali davasından önce açılmış bir menfi tespit davası bulunması durumunda itirazın iptali davası yönünden hukuki yararın var olduğu kabul edilmektedir. Nitekim menfi tespit davasında davanın reddine dair verilecek hüküm icra takibinin devamını sağlamayacaktır....
Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz ve yetkisiz mahkemede açıldığını, haciz ihbarnamelerine karşı açılan işbu menfi tespit davasının yasal süresi içinde açılmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir İlk derece mahkemesince; davanın İİK 89. maddesinde öngörülen yasal süresi içerisinde açılmadığı gerekçesiyle hak düşürücü süre yönünden usulden reddine karar verilmiştir Karara karşı davacılar vekili, davanın genel hükümlere dayalı menfi tespit davası olduğunu, bu durumu gerek dava dilekçesinde gerek beyan dilekçelerinde defaatle belirtmelerine ve huzurdaki davayı hiçbir zaman 3. şahsın açtığı menfi tespit davası olarak nitelendirmemelerine rağmen mahkemece üçüncü şahsın açmış olduğu menfi tespit davası olarak değerlendirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur....
Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz ve yetkisiz mahkemede açıldığını, haciz ihbarnamelerine karşı açılan işbu menfi tespit davasının yasal süresi içinde açılmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir İlk derece mahkemesince; davanın İİK 89. maddesinde öngörülen yasal süresi içerisinde açılmadığı gerekçesiyle hak düşürücü süre yönünden usulden reddine karar verilmiştir Karara karşı davacılar vekili, davanın genel hükümlere dayalı menfi tespit davası olduğunu, bu durumu gerek dava dilekçesinde gerek beyan dilekçelerinde defaatle belirtmelerine ve huzurdaki davayı hiçbir zaman 3. şahsın açtığı menfi tespit davası olarak nitelendirmemelerine rağmen mahkemece üçüncü şahsın açmış olduğu menfi tespit davası olarak değerlendirilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur....