Dava konusu Osmaniye İli, Düziçi İlçesi, Pirsultanlı Köyü, 1006 parsel sayılı taşınmaz 22a uygulaması ile 110 ada 1 parselin 2b uygulaması ile orman dışına çıkarıldığı T1 lehine kullanıcı şerhi verilmiş, daha sonra noterden alınan muafaakat ve zilyetlik devri sözleşmesi ile davalının idareye müracaat ederek taşınmazı satın almış ve tapuda adına tescil işlemi yapılmıştır. Davacı bu satış işleminden sonra tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı Hazine, . Köyü,.... 1253 parsel sayılı taşınmazın yörede yapılan ve kesinleşen orman kadastro ve 2/B madde uygulaması ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüne çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından veklalet ücretine yönelik temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 2/B madde uygulamasına dayalı tapu iptal ve tescile ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1947 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır....
Davacı dava dilekçesinde özetle; 1366 parsel sayılı taşınmazın kuzeyinde, PLVIII nolu 2B poligonunun batısındaki orman alanında kalan taşınmazın eşinden kendisine miras kaldığını, çekişmeli taşınmazın önce eşinin satın aldığı kişiler tarafından, sonra eşi ve kendisi tarafından kullanıldığını, ancak bir süredir üzerinde bulunan elma ağaçlarının kurumuş olması nedeniyle nadasa bırakılmış vaziyette olduğunu, bu alanın orman alanı dışına çıkarılarak 2/B kapsamına alınmasını ve parsel numarası verilerek adına tescilini istemiştir. Bolu Kadastro Mahkemesinin 10.01.2020 tarihli ve 2019/9 Esas, 2020/2 Karar sayılı ilamında özetle; ''Davacının orman olan bir yerin 2/B madde uygulamasına alınarak dava açmasında hukuki yararı ve aktif dava ehliyeti bulunmadığına'' değinilerek davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı istinaf yoluna başvurmuştur. Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6....
ve arkadaşlarının 1422, 1423, 1437, 1438, 1439, 1440 sayılı parseller hakkında komisyon kararının iptali istemiyle açtıkları davaların yargılamasının devamı sırasında yörede yapılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasına itiraza ilişkin orman bakanlığı ve tespit malikleri tarafından açılan orman kadastrosuna ve 2/B madde uygulamasına ilişkin olarak açtıkları davalar aralarındaki fiili ve hukuki bağlantı nedeniyle birleştirilmiştir Mahkemece, 1423 parselin Hazine, 1420 parselin 3097 m2 ve 1417 parselin 8486 m2 bölümleri ile 1418, 1437, 1438, 1439, 1440 parsellerin tamamının tespit malikleri Y.... ..., İ.... ...,... ...; 1420 parselin 4403 m2 ve 1417 parselin 1214 m2 bölümü ile 1419 parselin tamamının orman niteliği ile Hazine adına tescillerine, XXXIV, XL, XLI, XLII, XLIII ve IV poligon numaralı kesinleşmeyen 2/B madde uygulama parsellerinin Hazine adına tescillerine, V poligon numaralı 2/B parselinin orman niteliği ile Hazine adına tesciline, davacı ... ve diğer davacıların orman...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle yaralama Hüküm : 5237 sayılı TCK'nın 89/1-2b, 22/4, 62, 52/2-3-4, 53/6. ve 5271 sayılı CMK'nın 231/5-8. maddeleri gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılması Taksirle yaralama suçundan sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 5271 sayılı CMK'nın 231/12. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna tabi bulunduğu, aynı Kanunun 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda mercide yanılmanın başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağı nazara alınarak, katılan vekilinin temyiz isteminin, itiraz mahiyetinde değerlendirilmesi suretiyle CMK'nın 264/2. maddesi uyarınca gereği merciince yapılmak üzere dosyanın incelenmeksizin mahkemesine iadesinin temini için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi K A R A R 1-5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/16. maddesi gereğince Komisyonca taraf vekillerine itiraz hakem heyeti kararının tebliğ edildiğine dair tebligat parçasının veya elektronik posta çıktısının Sigorta Tahkim Komisyonundan istenerek dosyaya eklenmesi için, 2a-Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin davacıya tebliğine ilişkin evrakın, dosya içerisinde olmadığı anlaşılmış olup eklenerek gönderilmesi için; 2b-Davacı vekilinin temyiz harcı yatırdığına ilişkin makbuzun dosya içinde olmadığı anlaşılmış olup; davacı vekiline eksik temyiz harcını ikmal etmesi için 6100 sayılı HMK'nın 344 ve devamı maddelerine göre süre verilmesi, süresi içinde harç yatırılmadığı takdirde yasal düzenlemeler gereğince işlem yapılması, süresi içinde harç yatırıldığı takdirde temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın İtiraz Hakem Heyeti kararının saklanması kararını veren İstanbul Anadolu 3....
HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava,Tapu İptali Ve Tescil (Kadastral Parselin İhyası) istemine ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2021 tarihinden itibaren geçerli 431 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 14. Hukuk Dairesi iş bölümünün 15, 20, 23. maddelerinde; "Kadastro sonucu tescil edilen taşınmazlar hakkında sınır ve yüzölçümünün düzeltilmesi istemiyle açılan davalar (KK. m. 41) sonucu verilen hüküm ve kararlar,Orman Kadastro Komisyonlarınca yapılan orman kadastrosu, 2/B (orman rejimi dışına çıkarma) uygulaması, aplikasyon ve maddi hataların düzeltilmesi (6831 sayılı Kanun'un 4999 sayılı yasanın 4. maddesi ile değişik 9/son maddesi uyarınca) işlemlerinden kaynaklanan davalar sonucunda verilen hüküm ve kararlar,Kadastro öncesi nedenlere (zilyetlik, kamu orta malı iddiası dâhil) dayanılarak genel mahkemelerde açılan (3402 Kadastro Kanunu m. 12) tapu iptal ve tescil davaları, " şeklindeki düzenlemeler yer almıştır....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne, "harita mühendisi ... tarafından düzenlenen 23.12.2014 tarihli rapor ve bu rapora ekli Ek-5/A Ek-5/C krokisi de göz önünde bulundurulak 107 ada 2 numaralı parselin 14.594,09 metrekare olarak uygulama tutanağındaki gibi tesciline, 133 ada 4 parselin yüzölçümünün 6.029,36 metrekare olarak düzeltilerek tesciline, beyanlar hanesine 3403 nolu (2B) parseli ile (A1=1298.97 metrekare (2B) ile yol olarak bırakılan kısımla A2=33,06 metrekare, 3363 nolu (2B) parselinin tamamı ile A3=108.39 metrekare 3349 nolu (2B) parseli ile A4=41,87 metrekare ve (2B) ile yol olarak bırakılan kısımın A5=32,37 metrekare belirlenen kısımların mükerrer olduğunun şerh verilmesine, 130 ada 1 parsel 16.369,66 metrekare olarak uygulama tutanağının düzeltilerek tesciline, beyanlar hanesine 3368 nolu (2B) parselinin tamamı ile A=7.974,33 metrekare mükerrer olduğuna dair şerh verilmesine" karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili ile davalı Orman ve Su İşleri...
Bu durumda, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmekte olan dava nedeniyle 2/B uygulamasının kesinleşmeyeceği, 1987/256 sayılı davanın aynı zamanda 2/B madde uygulamasına itiraz niteliğinde olduğu ve Kadastro Mahkemesinin görev alanına girmekteyse de temyize konu davanın yargılaması sırasında yapılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması kesinleşmeyeceği gibi, çekişmeli parselin orman olmadığını belirleyen Tapulama Mahkemesinin 1982/465-1983/793 sayılı kararı Hazineyi bağlayacağından, bundan böyle 2/B madde uygulamasının yerindeliğinin kadastro mahkemesinde incelenmesine gerek kalmadığı gözönünde bulundurularak Hazinenin 2/B madde uygulamasına dayalı tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmesi gerekirken, 2/B uygulamasının kesinleştiği düşüncesiyle davanın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....
Şöyle ki; Dava dilekçesi içeriğinden ve ek beyanlarından, davacının, dava konusu yaptığı taşınmazların orman niteliğinde olmadığını, tarla vasfında olduğunu, taşınmazlarda 2B yasasından faydalanamadığını, taşınmazların 2B çalışmasına tabi tutulmaları gerektiğini iddia ettiği, söz konusu iddialarını da taşınmazların murisi zamanından beri süregelen ekip biçme suretiyle gerçekleşen zilyedliğe ve tarımsal faaliyete dayandırdığı anlaşılmaktadır....