WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece davanın kısmen kabulü ile 18.04.2007 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde 28/A, 32/A, 97/A ile gösterilen kısımlar ile 73 sayılı parselin orman niteliği ile Hazine adına, 28/2B1, 28/2B2, 32/2B, 97/2B ile gösterilen kısımların tarım arazisi niteliği ile Hazine adına, 28/B ile gösterilen kısmın davalı ... adına bahçe niteliği ile, 32/B ile gösterilen kısmın davalı ... adına elmalık niteliği ile, 97/B ile gösterilen kısmın davalı ... adına ev ahır ve tarla niteliği ile tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1971 yılında orman kadastrosu yapılmış, 04.11.1973 tarihinde kesinleşmiştir....

    itiraz davalarında husumetten ret kararının kanunda belirlenen duruşma yapılmadan karar verilebilecek hallerden olmadığı, öte yandan davanın, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraz niteliğinde olduğu, bu tür davalarda husumetin, itiraz edenin taşınmazları aleyhine yapılan tespit sonucunda, yüzölçümü artan ya da lehine ortak sınır değiştirilen taşınmazların maliklerine yöneltilmesi gerektiği, ancak; uygulama kadastrosu sonucunda lehine sınır değişikliği yapılan veya yüzölçümü artan taşınmaz veya taşınmazların bulunmaması halinde ise Kadastro Müdürlüğüne husumet yöneltilerek de dava açılabileceği, bu hususun aydınlığa kavuşturulabilmesi için de öncelikle mahallinde keşif ve uygulama yapılarak davacıya ait taşınmazın yüzölçümünde oluşan azalmanın hangi nedenden kaynaklandığının uzman fen bilirkişi raporuyla yöntemince saptanması gerektiği belirtilerek, Mahkemece öncelikle yukarıda değinildiği üzere taraflar usulünce davet edilerek kanunda...

      Her ne kadar Yüksek Mahkemenin önceki içtihatları aksi yönde olsa da, son dönem içtihatlarında bu konuda değişikliğe gidilmiş ve her bir hissedarın tek başına uygulama kadastrosuna itiraz davasını açabileceği kabul edilmiştir. (Emsal nitelikte Yargıtay 8.HD'nin 30.09.2021 tarih ve 2021/11609 Esas, 2021/9846 Karar sayılı kararı) Dolayısıyla, uygulama kadastrosuna itiraz davalarının tüm hissedarlar tarafından birlikte açılmasına gerek bulunmayıp, hissedarlardan biri yada bir kaçının da tek başına iş bu davayı açması mümkündür. Hal böyle olunca, Yerel Mahkemenin uygulama kadastrosuna itiraz davasının aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle usulden reddine ilişkin kararı hukuka aykırı bulunmaktadır....

      Dava, uygulama kadastrosuna itiraz davası niteliğinde olup, çekişmeli (eski 1561) 265 ada 32 ve (eski 1562) 265 ada 33 parsel sayılı taşınmazlar 184 parsel sayılı taşınmazdan ifrazen oluşmuştur....

        Hal böyle olunca; Mahkemece orman kadastrosuna itiraz davası, tescil davasından ayrılıp, orman kadastrosuna itiraz davası yönünden görevsizliğe karar verilerek, tescil davası elde tutulup orman kadastrosuna itiraz davasının sonuçlanmasının beklenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeksizin, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları nedenle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacıya iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.11.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle yaralama Hüküm : TCK'nın 89/1-2b, 4, 22/3, 62/1, 51/1....

            Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, uygulama kadastrosuna itiraz yoluyla taşınmazın niteliğinin ve mükliyetinin değiştirilmesinin mümkün olup olmadığı ve malik olmayan davacının uygulama kadastrosuna itiraz hususunda aktif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1c, 369/1, 370 ve 371 inci maddeleri, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/2-a maddesi, 3. Değerlendirme 1. İlk Derece Mahkemesince, taşınmazın niteliğine ve mülkiyetine yönelik dava yönünden verilen görevsizlik kararına karşı davacılar vekili tarafından, istinaf yoluna başvurulmuş ve Bölge Adliye Mahkemesince talebin esastan reddine karar verilmiştir....

              Dosya arasında bulunan 01.08.2017 tarihli Tapu Müdürlüğü yazısına ekli kadastro tutanağından, çekişmeli 313 ada 109 parsel (eski 2748 parsel) sayılı taşınmaz hakkında 25.02.2013 tarihinde yapılan ve 24.04.2013 ila 24.05.2013 tarihleri arasında ilan edilerek 25.05.2013 tarihinde kesinleşen uygulama kadastrosu yapıldığı görülmektedir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacıların davasının tesis kadastrosuna itiraz niteliğinde olmayıp, uygulama kadastrosuna itiraz niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; uygulama kadastrosuna karşı süresinde açılmış olan dava hakkında Mahkemece; işin esasına girilerek uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 21.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Dava konusu taşınmazlar, kadastro müdürlüğünce davalı olarak tesbit edilerek, tutanakları mahkemeye gönderildikten sonra yapılan yargılama sonunda, mahkemece; davanın kabulü ile çekişmeli 351 ada 1 ve 3 nolu parseller ile 351 ada 2 nolu parselin (2A) ile gösterilen, 351 ada 4 nolu parselin (4A,4B) ile gösterilen bölümlerinin orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle orman vasfıyla Hazine adına tesciline, 351 ada 2 nolu parselin (2B) ile gösterilen bölümünün davalı ... adına, 351 ada 4 nolu parselin (4C) ile gösterilen bölümünün davalı ... adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından, taşınmazların davaya konu edilmeyen (2B,4C) ile gösterilen bölümlerine yönelik olarak temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna ve kadastro tesbitine itiraza ilişkindir....

                  Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1979 yılında orman tahdidi ve 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanunla değişik 2. madde uygulaması çalışması yapılmış, 1992 yılında 109 nolu Orman Kadastro Komisyonu tarafından aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 6831 sayılı Kanunun 3302 ve 3373 sayılı kanunlarla değişik 2B madde uygulama çalışması yapmıştır. Arazi kadastrosu 1992 yılında 3402 sayılı Kadastro Kanuna göre yapılmış, 2018 yılında 3402 sayılı Kanunun 22/2- a maddesine göre uygulama (yenileme) kadastrosu yapılmıştır. Davacı orman idaresince 22/a çalışması askı ilan süresinde Tavşanlı Kadastro Mahkemesi'ne açılan tespite itiraz davasında, dava konusu 117 ada 56 parsel sayılı taşınmazın kesinleşen orman tahdidi içinde olduğu iddiasıyla, tahdit içinde kalan bölümlerinin tapu kaydının iptali ile Hazine adına orman vasfıyla tescili talep edilmiş olmakla görevsizlik kararı verilerek dosya Tavşanlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu