Davacı dava dilekçesinde taşınmazların bulunduğu bölgede yapılan uygulama kadastrosu sırasında taşınmazın sınırlarında değişiklik yapıldığı gibi yüzölçümünün de eksildiğini öne sürerek dava açmış, dosya kapsamına alınan bilgi ve belgelerden de davacı adına kayıtlı olan eski 425 yeni 472 ada 53, 2/B vasfı ile Hazine adına kayıtlı ve davalı ...’in kullanımında olan eski 2200 yeni 472 ada 55 parseller hakkında uygulama tutanağı düzenlendiği anlaşılmıştır. Davacının açıklanan talebi ile taşınmazlar hakkında düzenlenen uygulama tutanakları gözetildiğinde uyuşmazlığın uygulama kadastrosuna itiraz niteliğinde olduğu görülmektedir. Kural olarak uygulama kadastrosuna itiraz davalarının askı ilan süresi içinde açılması halinde Kadastro Mahkemesinde, askı ilan süresinden sonra açılması halinde ise Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi zorunlu bulunmaktadır. Somut olayda; .......
Dava, 6831 sayılı Yasanın 11/1. maddesi hükmüne göre altı aylık orman kadastrosuna itiraz olarak açılmış, yargılama sırasında yapılan genel kadastroda temyize konu taşınmazlar tespit tutanağı düzenlenmeden 3402 sayılı Yasanın 22/son maddesi gereğince kütüğe aktarılmak amacıyla 541 ada 1 parsel numarası verilen orman parseli içinde gösterilmiştir. 6831 sayılı Yasanın 11/1. maddesinde "orman kadastro komisyonlarınca sınırlama ve 2. maddeye göre orman sınırları dışına çıkarma işlemlerine karşı hak sahibi gerçek ve tüzel kişilerin altı aylık askı ilan süresi içinde Kadastro Mahkemesinde itiraz edebilecekleri" hükmü bulunduğu, yasa metninde ......
İdaresi vekilinden, davalarının sadece 3402 sayılı Kanun'un 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraz mı yoksa mülkiyet iddiasına mı, ya da her iki isteme birlikte mi ilişkin olduğunun açıklattırılması, bu açıklama sonunda; dava, sadece 3402 sayılı Kanun'un 22/2-a maddesi uyarınca yapılan uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin ise, askı ilân süresi içinde açılmış olan davada Kadastro Mahkemesinin görevli olacağı göz önünde bulundurularak işin esasına girilmesi ve yöntemine uygun şekilde inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi, davanın yalnızca mülkiyet iddiasına dayalı olduğunun anlaşılması halinde, mülkiyete ilişkin ihtilafların uygulama kadastrosunun konusunu teşkil etmemesi nedeniyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi, davanın, hem uygulama kadastrosuna itiraza hem de mülkiyet iddiasına ilişkin bulunduğunun anlaşılması halinde ise; uygulama kadastrosu tespitine itiraza ilişkin dava hakkında Kadastro Mahkemesince işin esasına girilerek...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : UYGULAMA KADASTROSU Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro davalarında tutanak aslının dosyada bulunması zorunludur. Dava, uygulama kadastrosuna itiraz niteliğinde olup Dairemizin 01.10.2015 ve 04.02.2016 tarihli geri çevirme kararları ile çekişme konusu 183 ada 3, 4 ve 5 parsel sayılı taşınmazların uygulama kadastrosu sonucu düzenlenen kadastro tutanak asılları istenildiği halde 3402 sayılı Kanun'un 22/a maddesi uyarınca düzenlenen kadastro tutanakları getirtilerek dosyaya konulmadan dosya Dairemize gönderilmekte ve gereksiz olarak dosyanın sürüncemede kalmasına ve gidiş gelişine sebebiyet verilmektedir....
Her ne kadar Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi tarafından; “Taşınmazın eylemli orman niteliğinde olmaması nedeniyle kullanım kadastrosuna ilişkin talebin reddine karar verilmesinin doğru olduğu, ancak davanın reddi ile yetinilmesi gerekirken, davacı tarafın 2/B işlemine itirazı varmış gibi değerlendirme yapılarak bu talep hakkında mahkemenin görevsizliğine karar verilmesinin doğru olmadığı” gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiş ise de, dava, kullanım kadastrosuna ve 2/B işlemine itiraz istemlerine ilişkindir. Bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesinin, davacının 2/B işlemlerine itirazı bulunmadığı yönündeki değerlendirmesi doğru değil ise de, yörede yapılan 2/B işlemleri 1987 yılında ilan edilmiş olup, dava tarihi itibariyle, 2/B işlemlerine itiraza ilişkin 10 yıllık hak düşürücü süre geçmiştir. Hal böyle olunca, her iki talep yönünden davanın reddine karar verilmiş olması netice itibariyle doğrudur....
Dava, uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin olup, uygulama kadastrosunun amacı, tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim (tersimat) ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermek olup, uygulama kadastrosuna itiraz davaları, kadastro faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yöneliktir....
Uygulama kadastrosunun amacı, tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim (tersimat) ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermektir. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, kadastro faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yöneliktir....
Dosyada doğru sonuca ulaşılabilmesi için öncelikle davacı tarafa dava konusu eski 367 (yeni 175 ada 4) parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak uygulama kadastrosunun düzeltilmesi taleplerinin olup olmadığı açıklattırılmalı; var ise uygulama kadastrosuna itiraz talepleri yönünden Kadastro Mahkemesine karşı görevsizlik verilmek üzere uygulama kadastrosuna itiraz talebi öncelikle dosyadan tefrik edilmeli, mülkiyete ilişkin talep eldeki dosyada tutulmalı, Kadastro Mahkemesinde devam edecek olan uygulama kadastrosuna itiraz davası bu dosya yönünden bekletici mesele yapılmalı; Davacı tarafın uygulama kadastrosuna itiraz taleplerinin olmaması halinde ise, dava konusu taşınmaz hakkında uygulama kadastrosuna ilişkin olarak kapalı sicil oluşturulmasını sağlamak üzere, olağan usullere göre kesinleştirme işlemlerinin yapılması için uygulama kadastrosu tutanak aslı ile uygulama kadastrosu komisyon kararının aslı derhal Kadastro Müdürlüğüne gönderilmeli; ayrıca davacının orman parseli ile kendi parseli...
Orman kadastro komisyonlarınca düzenlenen tutanak ve haritaların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak Hazine hariç itiraz olunamaz ve dava açılamaz." hükmüne haizdir. Bilindiği üzere 6831 sayılı Orman Kanununun değişik 11. maddesi uyarınca kanuni itiraz süresi içinde açılacak orman kadastrosuna ve 2/B madde uygulamasına itiraz davalarının kadastro mahkemesi görevli ise de süresinden sonra açılan orman kadastrosuna ve tescil talebi açısından Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Yine Bilindiği üzere 6831 sayılı yasanın 11/2 maddesi gereğince 2- b ye yönelik itirazlarda Orman İdaresinin yanında Hazinenin de davada taraf olması gerekmektedir. Taraf koşulu; 6100 sayılı HMK’nın 114/1- d maddesi gereğince dava şartı olup kamu düzeni ile ilgisi nedeniyle yargılamanın her aşamasında resen göz önüne alınması zorunludur....
Dava,uygulama kadastrosuna itiraz davasıdır. Yerel Mahkemece, davacının hissedarı olduğu dava konusu taşınmazdaki diğer mirasçılarının tamamının muvafakatlarını almadan ya da davaya katılımlarını sağlamadan dava açamayacağı gerekçesiyle aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Şöyle ki; eldeki dava, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 22/a maddesine dayalı olarak yapılan uygulama kadastrosuna itiraz davası niteliğindedir....