Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kadastro Mahkemesinin zaman bakımından görevini düzenleyen 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 26/B maddesi uyarınca, kadastro mahkemeleri, askı ilân süresi içinde ve kadastrodan önceki nedenlere dayalı olarak açılan kadastro tespitine itiraz davalarını inceleyip karara bağlamakla görevlidir. Yapılan açıklama kapsamında somut olayda; davacının dava dilekçesinde terditli talebinin bulunduğu, davacının tapu iptali ve tescile yönelik ilk talebinin Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanında, terditli olarak ve ikinci kademede ileri sürdüğü talebinin ise Kadastro Mahkemesi görev alanında kaldığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca mahkemece davacının tapu iptal ve tescil talebi yönünden davanın tefriki ile istemin Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanında olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi ve tapu iptal ve tescil istemine ilişkin yargılama sonucuna göre eldeki dava yönünden karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır....

Somut olayda;talebin, kadastro çalışmaları sonucu mülkiyeti davalı Hazine adına kayıtlı taşınmazdaki muhdesat bilgilerinde "..." isminin "Sait kızı ..." olarak düzeltilmesi istemine ilişkin olduğu,dava konusu olan taşınmaz hakkında 2B kadastro tutanaklarının düzenlendiği, bu düzenlenen tutanakların askı ilanının 03.08.2010-01.09.2010 tarihi olduğu,bu tarihten sonra tutanak içeriklerine itiraz edildiği ve davanın 3402 sayılı kanun uyarınca yapılan kadastro çalışmaları ve tutanaklarının içeriğine ilişkin olduğu, davanın 6100 sayılı kanunun 4/1-c maddesinde sayılan salt zilyetliğin korunmasına ilişkin bir dava olmadığı , görevli mahkemenin 6100 Sayılı HMK'nin 2/1 maddesi gereğince Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşıldığından, uyuşmazlığın ... Asliye Hukuk Mahkemesinde görülerek çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı HMK.'...

    düzeltilmesi davası olduğunu, oysa Antalya Kadastro Mahkemesinin anılan dosyada davanın kadastro tespitine itiraz davası olduğunun tartışmasız olduğunu, dolayısıyla her iki davanın niteliğinin farklı olduğunu, ayrıca, Antalya Kadastro Mahkemesindeki davada, T1 davalı olup, eldeki davada ise davacı sıfatıyla yer aldığını, keza, Antalya Kadastro Mahkemesinin anılan dosyasında esas hakkında bir inceleme yapılmadığını, davanın takip edilmediğinden dolayı sonuçlandırıldığını, dolayısıyla, Antalya Kadastro Mahkemesinin anılan davasında verilen kararın, bu davada kesin hüküm niteliği taşımadığını, davanın bu nedenle reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek yerel mahkemece verilen kararın kaldırılarak davalarının kabulü ile Antalya Aksu ilçesi Ağalar Yeni mahalle 13635 ada 9 nolu parselde adına tespit yapılan davacı T1' ın baba isminin OSMAN olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Antalya İli, Kepez İlçesi, Avni Tolunay Mahallesi 28140 ada 27 parsel sayılı taşınmazın zilyedi/kullanıcısı olduğunu, hükmen tescil kararında davacının zilyedi olduğunun belli olduğunu, zilyetlik devrinin mirasçı yoluyla davacının hak sahibi olduğu taşınmaz üzerinde ev, cam sera ve limon bahçesinin zilyedinde olduğunu, 1980 yılında yapılan kadastro tespit çalışmalarında taşınmazın müvekkilin babası Durali Demir adına tespit gördüğünü, kadastro tespitine karşı açılan davada Antalya Kadastro Mahkemesine açılan dava neticesinde mahkemenin 1995/74 E. ve 1995/289 K. ile Maliye Hazinesi adına tesciline karar verilmiş ve aynı gerekçe ile Yargıtay tarafından onanmak suretiyle kesinleşerek tapuya tescil edildiğini, anılan mahkeme kararıyla dava konusu yerin 1976 yılında 6831/1744 sayılı yasa uygulamasında 6831 sayılı yasanın 2.nci maddesi ile orman dışına çıkarılan yerlerden olduğunu, davacının söz konusu yeri 6292 sayılı yasa...

    Sulh Hukuk Mahkemesi'nce, tapuda beyanlar hanesine bir şehrin yazılması veya silinmesi istemine ilişkin olan davanın, kesinleşen kadastro tespitine karşı 10 yıl içinde açılan dava olduğu ve Asliye Hukuk Mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, davanın mülkiyet hakkına dayanmadığı ve uyuşmazlığın taşınmaz üzerindeki üstün zilyetliğin korunmasına ilişkin bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dosya kapsamından, 6831 Sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca zilyetlik tespitinde hata yapıldığı belirtilerek, tespiti 02.09.2010 tarihinde kesinleşen, ... İli, ...İlçesi, ...Mahallesinde bulunan 694 ada 26 parsel sayılı taşınmazın 2b niteliğine sahip olduğu, yapılan zilyetlik tespiti çalışmalarında bu taşınmazın beyanlar hanesine sehven davalı ...'nın isminin yazıldığı belirtilerek, taşınmazın davacı adına tespitine karar verilmesinin istendiği anlaşılmaktadır....

      Sulh Hukuk Mahkemesi ise, tapuda beyanlar hanesine bir şehrin yazılması veya silinmesi istemine ilişkin olan ve kesinleşen kadastro tespitine karşı 10 yıl içerisinde açılan dava olduğu ve Asliye Hukuk Mahkemesinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dosya kapsamından, 6831 Sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca zilyetlik tespitinde hata yapıldığı belirtilerek, tespiti 02.03.1993 tarihinde kesinleşen, ... İli, ... İlçesi,... mevkisinde bulunan 2920 parsel sayılı taşınmazın 2b niteliğine sahip olduğu, yapılan zilyetlik tespiti çalışmalarında bu taşınmazın beyanlar hanesine sehven davalı ...'nin isminin yazıldığı belirtilerek, taşınmazın davacı adına tespitine karar verilmesinin istendiği anlaşılmaktadır....

        Maddesine gereği uygulama kadastrosuna itiraz istemine ilişkindir. Davacı vekili dilekçesinde kadastro müdürlüğünce 22/a uygulaması sonucu davacının parselinin hatalı tespit edilip küçüldüğünü bildirmiş, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda 22/a yönünden bir değerlendirme yapılmamış yasanın ek-4 maddesi gereği kullanıcı tespiti yapılırken hata yapıldığı belirtilmiş mahkemece dava 22/a uygulamasına itiraz davası olarak nitelenmiş ancak 22/a açısından bir değerlendirme yapılmamıştır. Dosya kapsamından taşınmazların kadastro tespit tutanakları yok ise de 2011 yılında tesis kadastrolarının yapıldığı 2017 ve 2018 yıllarında da davacı ve davalıya 6292 sayılı yasa gereği satıldıkları anlaşılmaktadır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: ...... Mahallesi mahallesinde bulunan çekişmeli 263 ada 2, 5, 8, 264 ada 2, 265 ada 2, 266 ada 1, 3, 11, 12, 14, 17 ve 19 parsel sayılı taşınmazların 1985 yılında 2B vasfı ile Hazine adına tescil edildiği ve 2010 yılında güncellemeye tabi tutulduğu anlaşılmakta olup çekişmeli taşınmazların 1985 yalında Hazine adına oluşan tapu kayıtları ve kadastro tutanakları dosya içerisinde yer almamaktadır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ile davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Kadastro sırasında, ... ilçesi, ... mahallesi 370 ada 7 parsel sayılı (C işaretli bölüm) taşınmaz, Sulh Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle, çekeşimeli (A) ve (B) işaretli bölümler ise, 383 ada 1 nolu parsel içinde orman niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesinde davacı ... ... tarafından Hazine ve Orman Yönetimi aleyhine açılmış olan zilyetliğin tespiti davası kadastro mahkemesine devredilmiştir....

            Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5831 sayılı kanunun 8.maddesi ile 3402 sayılı Kanununa eklenen ek 4.madde gereğince, daha önce 6831 sayılı Yasanın 2/B ve 1744 sayılı Yasa ile değişik 2.maddesi ile orman sınırları dışına çıkartılan taşınmazların zilyetlerinin tespitine yönelik kullanım kadastrosu yapılmış, davacının esasen zilyetliğinin tespitine ilişkin açtığı davada mahkemece, görevsizlik kararı verilmiştir. Kadastro Mahkemesinin görevi kadastro tutanağının tanzimi tarihinden tutanağın kesinleşmesine kadar geçecek zaman içindeki itiraz ve davalar için söz konusudur. Başka bir anlatımla; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26.maddesinin 4.fıkrasına göre, Kadastro Mahkemesinin yetkisi kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar....

              UYAP Entegrasyonu