Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesindeki iddialarını tekrarla, davacının bono bedeline ilişkin bir talebi bulunmayıp, bononun sözleşme ile belirlenen vadede, belirlenen hesaba ödenmemesi sebebi ile doğan cezai şart bedelini talep ettiğini, bono vadesinin sözleşme ile belirlenmiş olduğu halde ve bedellerin hangi banka hesabına ödeneceği açıkça belirlendiği halde vadesinden sonra ödenen bono bedellerine ilişkin muacceliyet şartının gerçekleşmediğinin ve cezai şart doğmayacağına ilişkin kararın hukuka aykırı olduğunu, 3 nolu senet bakımından vadenin 26/01/2018 olduğu halde ödemenin 02/02/2018 tarihinde tamamlandığını, 7 gün geç ödenen ve kanunen tevdi mahalli tayini olmadığı gibi masrafları alacaklıya ait olacak şekilde bankaya ödenmeyen senedin muaccel olmadığı ve cezai şartın gerçekleşmediğinin kabulünün mümkün olamayacağını, vadenin geçmiş olmasının cezai şart için geçerli olacağını, gerekçeli kararda atıf yapılan Yargıtay 12....

Kapsamında işleyecek gecikme zammı ile birlikte davalıdan alınarak müvekkili idareye verilmesi; 2018 yılına ait cezai şart bedeli olan 73.000,00 TL cezai şart alacağının son ödeme tarihi olan 28.02.2019 tarihinden itibaren 6183 S. K. Kapsamında işleyecek gecikme zammı ile birlikte davalıdan alınarak müvekkili idareye verilmesi; 2019 yılına ait cezai şart bedeli olan 8.600,00 TL cezai şart alacağının, son ödeme tarihi olan 19.03.2019 tarihinden itibaren 6183 S. K. Kapsamında işleyecek gecikme zammı ile birlikte davalıdan alınarak müvekkili idareye verilmesini, 2016 yılına ilişkin cezai şart alacağının, Isparta 3. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2020/227 E. Sayılı dosyası ile talep ve dava edilmiş olup davanın halen derdest olduğunu, usul ekonomisi ve HMK nın 166 maddesi gereği işbu dava dosyasının Isparta 3. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2020/227 E. Sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Davacı, 2886 sayılı kanun çerçevesinde yapılan ihale sonucunda taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesinin 6570 sayılı Kanuna tabi bulunduğunu ileri sürerek mahkeme kararı olmadan tahliyenin gerçekleşemeyeceğinden bahisle muarazanın giderilmesi isteminde bulunmuştur. 2886 sayılı Devlet İhale Kanunun 75/3.maddesinde; tahliyeye ilişkin koşullar ile birlikte kira sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren işgalin devam etmesi halinde sözleşmede hüküm varsa ona göre hareket edileceği, aksi halde ecrimisil alınacağı hükmü yer almaktadır. Bu hüküm, esasen 2886 sayılı Kanun ile Hazine tarafından kiraya verilen taşınmazlara ilişkin olmakla birlikte; 13.07.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15.maddesinin 3.fıkrasının 2.cümlesinde, 2886 sayılı Kanunun belediye taşınmazları hakkında da uygulanacağı hükme bağlanmakla; belediyelere ait taşınmazların kira sözleşmelerinde de 2886 sayılı Kanunun 75.maddesi hükümleri uygulanacaktır....

    Davacı tarafça taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafından haksız feshedildiği iddia edilmiş, ancak bu iddiası davalı tarafça kabul edilmediği gibi davacı tarafından da iddiasına ilişkin kesin ve geçerli bir delil sunulmamıştır. Bunun yanında taraflar arasındaki sözleşme incelendiğinde sözleşme kapsamında davacının davalıdan cezai şart talep edebileceği herhangi bir madde hüküm altına alınmamış, aksine davalı tarafın davacıdan cezai şart talep edebileceği maddeler hüküm altına alınmıştır. 6098 Sayılı TBK'nun 179. maddesi uyarınca cezai şart talep edilebilmesi için taraflar arasındaki sözleşmede açıkça hüküm altına alınması gerekmektedir. Davamızın konusu olan taraflar arasındaki sözleşmede davacının davalıdan cezai şart talep edebileceği herhangi bir madde hüküm altına alınmamış, aksine davalı tarafın davacıdan cezai şart talep edebileceği maddeler hüküm altına alınmış ve böylelikle davacının davalıdan cezai şart talep edebilmesi mümkün değildir....

      Öte yandan kiraya veren Belediye Başkanlığı olsa dahi, taraflar arasındaki kira sözleşmesi 2886 Sayılı Devlet İhale Kanunu kapsamında yapılmamış ise veya ilk sözleşme 2886 Sayılı yasa kapsamında olsa dahi sonraki sözleşmeler, bu yasa kapsamında yapılmamış ise, taraflar arasındaki ilişkide TBK'nun konut ve çatılı iş yerlerine ilişkin hükümlerin uygulanması ve kira sözleşmesinin TBK.nun 347/1 maddesine göre aynı şartlarla birer yıl uzamış sayılması gerekir. Bu durumda kiraya verenin konut ve çatılı iş yeri kiralarının tahliyesi için 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu 339 vd. maddelerinde belirtilen nedenlere dayanılarak dava açarak kiralananı tahliye etmesi gerekir. Bu genel bilgiler ışığında somut olay incelendiğinde; ihale ile yapılan ilk kira sözleşmesinin ihale ile yapıldığı ve 3 yıllık olduğu anlaşılmaktadır....

      Kira sözleşmesinin 14. maddesindeki bu hüküm, T.B.K'nun 179. ve devamı maddelerinde düzenlenen cezai şart niteliğindedir. Cezai şart geçerli bir borcun yerine getirilmemesi veya eksik yerine getirilmesi ya da belli bir yerde belirli bir zamanda yerine getirilmemesi durumunda, borçlunun ödemesi gereken bir edimdir. Bu noktada, bölge adliye mahkemesince, kiraya verenin, sözleşmeyi haklı nedenle feshettiği gözetilerek, davanın kabulüne karar verildiğinden, fesih nedeniyle cezai şart istenebilmesi için, feshin haklı ve hukuka uygun olması gerektiği hususuna kısaca değinilmekte fayda bulunmaktadır. Davacı tarafça, kira bedelinin süresinde ödenmemesi nedeniyle sözleşmenin tek taraflı feshedildiği ve davalıya kiralananı tahliye etmesi için bildirim yapıldığı belirtilmiştir. Kira akdinin sona erme sebepleri ve akdin feshinin biçim ve koşulları 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 327 vd. maddelerinde düzenlenmiştir....

        Değerlendirme : Dava, davacının davalıya ödemiş olduğu kaparo bedelinin iadesi ve sözleşme gereği cezai şart istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, kapora bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince davalı taraftan tahsiline,cezai şart yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Davacı taraf reddedilen cezai şart istemi yönünden istinaf talebinde bulunmuştur. Cezai şart asıl borca ilişkin feri alacaklardandır.İstinaf talebiyle sınırlı olarak yapılan incelemede İlk Derece Mahkemesince;TBK 521....

        Kiralanan taşınmaz, davacı şirkete 2886 sayılı Kanunun 51/g maddesi gereğince pazarlık usulü yapılan ihale ile kiraya verilmiştir. Kira sözleşmesinin süresi 07.09.2022 tarihi itibarıyla sona ermiştir. Kira sözleşmesinin süresinin bitimi ile kiralanan taşınmaz için ecrimisil olarak alınması gereken bedelin davalı tarafından kira parası olarak alınmış olması kiracılık sıfatının devam ettiği anlamına gelmez. 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu kapsamında kiraya verilen taşınmazın ister 6098 sayılı TBK'nun genel hükümlerine tabi, isterse konut ve çatılı işyeri hükümlerine tabi olmasının bir önemi bulunmamaktadır. Sözleşmede kararlaştırılan sürenin bitimi ile, kiracı 2886 sayılı Kanunun 75.maddesinde belirtildiği gibi fuzuli işgalci haline gelir....

        Bu madde önceleri sadece Hazine tarafından bu kanun hükümlerine göre kiraya verilen taşınmazlar hakkında uygulanırken, 5393 Sayılı Belediye Kanununun 15/p-3 maddesi hükmüyle belediye taşınmazları 5538 Sayılı Kanunun 26/b maddesi uyarınca İl Özel İdareleri ve son olarak 5737 Sayılı Kanunun 79/c maddesi uyarınca Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait taşınmazlar hakkında da uygulanması öngörülmüştür. Bu madde ile adı geçen kurumlara tahliye konusunda bir ayrıcalık tanınmıştır. Yasa, süre bitiminden itibaren ecrimisil alınacağını hüküm altına aldığından, 2886 Sayılı Yasanın 1.maddesi uyarınca taraflar arasında usulüne uygun yeni bir sözleşme yapılmadıkça kiracıyı fuzuli şagil olarak kabul etmek gerekir....

          Takipte dayanılan ve hükme esas alınan 01.01.1990 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. 2886 Sayılı Devlet İhale Kanun'unun 5737 Sayılı Kanunun 79/c maddesi ile değişik “Ecrimisil ve Tahliye” başlıklı 75.maddesinin 3 ve 4.fıkrasında; “kira sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren işgalin devam etmesi halinde, sözleşmede hüküm var ise ona göre hareket edilir. Aksi halde ecrimisil alınır. İşgal edilen taşınmaz mal, idarenin talebi üzerine bulunduğu yer mülkiye amirince en geç on beş gün içinde tahliye ettirilerek, idareye teslim edilir.” hükmü bulunmaktadır....

            UYAP Entegrasyonu