Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tapu kayıtlarına, iskan kayıtları, iskan defterleri ve tefviz belgeleri de yorum yoluyla ilave edilerek kapsam genişletilemez. Diğer taraftan, orman sınırları içinde kalan ve orman rejimi dışına çıkartılan yerlerde tapu ve iskan kayıtlarına değer verileceğini öngören 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesi hükümleri Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün 1987/31-13 ve 14.03.1989 gün 1988/35-13, 13.06.1989 gün, 1989/7-25 sayılı kararlarıyla iptal edildiğinden, orman sınırları içinde iken oluşturulan iskan kayıtlarına ve iskanen oluşturulan tapu kayıtlarına 1744 Sayılı Yasanın 2. madde uygulamasında değer verilemez....

    Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki çekişmeli taşınmazın tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın davacıların mülkiyete yönelik tapu iptal ve tescil taleplerinin kesin hüküm dava şartı nedeniyle, tazminata yönelik taleplerinin ise davalı ... bakımından pasif husumet yokluğundan, davalı ... yönünden zamanaşımı def'i nedeniyle reddine ilişkin ilk derece mahkemesinin kararına karşı, davacılar vekilinin istinaf başvurusu üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi'nin istinaf isteminin esastan reddine dair kararı ile birlikte Beykoz 1....

      Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline ve davalının bu yere yönelik elatmasının önlenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen tahdit içinde kalan taşınmazların tapu kayıtlarının iptali, tescil ve elatmanın önlenmesi niteliğindedir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1945 yılında 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1950 yılında 5653 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan makiye ayırma, 1957 yılında arazi kadastrosu, 3302 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan ve 23.08.1991 tarihinde ilan edilen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır....

        Tapu iptal tescil davalarında davalı sıfatının tapu malikine ait olduğu, dava tarihinden önce ... köyü 1923 sayılı parselin arazi ve arsa düzenlemesinde sayfasının kapatıldığı, bu nedenle ...’ın davalı sıfatının bulunmadığı, imar uygulamasında kesinleşen orman sınırları içinde kalan imar yolları ve benzeri yerler için, Orman yönetimi tarafından düzenlemeyi yapan belediye aleyhine dava açılabileceği gözetilerek davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla (A) bölümüne ilişkin davanın kabulüne karar verilmişse de kararı davalı gerçek kişi değil davacı ... yönetimi temyiz ettiğinden temyiz edenin sıfatına göre onanması gerekmiştir. SONUÇ: yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden yönetime yükletilmesine 31/12/2008 günü oybirliği ile karar verildi....

          iptaline karar verildiği, hükmün ... ve Hazine tarafından temyiz edildiği; temyize konu tapu iptali ve tescil davasının da çekişmeli taşınmazın orman kadastro çalışmalarında 2/B madde uygulamasına konu olduğu iddiasıyla açıldığı, 2/B madde uygulaması......

            Dava, 1947 yılında kesinleşen orman kadastro sınırları içindeyken yine 15.12.1989 tarihinde kesinleşen 3302 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması sonucu Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan parselin tapu kaydının iptal ve tesciline ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1946 yılında yapılıp 1947 yılında kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 7 numaralı orman kadastro komisyonuna bağlı 4 numaralı ekipçe yapılıp 24.03.1976 tarihinde, itirazlar incelenerek sonuçları 7 numaralı komisyonca 06.04.1983 tarihinde ilan edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon ve 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. madde uygulaması, 1988 yılında yapılıp, 15.06.1989 tarihinde ilan edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon ve 3302 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması vardır....

              Hukuk Dairesinin kararı ile kesinleşen Asliye Hukuk Mahkemesinin 1978/86-289 sayılı kararında Bakanlık oluru ile iptal edilen 1744 sayılı Yasanın 2. madde uygulamasına değer verildiğine, bu nedenle anılan kararın kesin hüküm oluşturmayacağına, keza bu hüküm esas alınarak tapu iptal ve tescile ilişkin Hazinenin açtığı davanın reddine dair kesinleşen Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/428-806 sayılı kararında bu nedenle kesin hüküm oluşturmayacağına,esasen 1744 sayılı Yasa uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılan yerler bakımından, gerçek kişilerin dava açmakta hukuki yararının kabul edilebilmesi için, çıkarma işleminin ya bu gerçek kişiler lehine yapılmış olması veya 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısında geçerliliğini koruyan tapu kaydına dayanılması gerekeceğine ve davacıların tutunduğu tapu kaydının 4785 sayılı Yasa ile devletleştirildiğine ve 5658 sayılı Yasaya göre de, iade hükümlerine tabi olmadığına göre, hukuki değerini yitiren bir tapu olup, 1744 sayılı Yasanın 2. madde uygulamasında...

                Köyü (Mahallesi) 27532 ada 2 sayılı parselin, 1947 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içerisindeyken, 1988 yılında yapılan ve kesinleşen 3302 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması sonucu Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldığını, taşınmazın kesinleşen orman sınırları içinde olduğu göz önünde bulundurulmadan 1970 yılında yapılan genel kadastro sırasında tapu kaydı ile gerçek kişiler adına tesbiti kesinleşen taşınmazın ifrazıyla dava konusu parselin davalı gerçek kişi adına tapu kaydı oluşturulduğunu, hukuki dayanaktan yoksun ve yolsuz tescil niteliğindeki davalı adına olan bu tapu kaydının iptalini ve Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece davanın KABULÜNE karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir....

                  Köyü (Mahallesi) 27534 ada 3 sayılı parselin, 1947 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içerisindeyken, 1988 yılında yapılan ve kesinleşen 3302 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması sonucu Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldığını, taşınmazın kesinleşen orman sınırları içinde olduğu gözönünde bulundurulmadan 1970 yılında yapılan genel kadastro sırasında tapu kaydı ile gerçek kişiler adına tesbiti kesinleşen taşınmazın ifrazıyla dava konusu parselin davalı gerçek kişi adına tapu kaydı oluşturulduğunu, hukuki dayanaktan yoksun ve yolsuz tescil niteliğindeki davalı adına olan bu tapu kaydının iptalini ve Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece davanın KABULÜNE karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişiler tarafından temyiz edilmiştir....

                    gibi, tapu kaydının da taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları içinde iken oluştuğundan, yolsuz tescil niteliğinde olması nedeniyle 1744 Sayılı Yasa uygulamasında bu tür tapulara da değer verilemeyeceğine göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 25/12/2007 gününde oybirliği ile karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu