Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, tapu iptali ve tescil davası niteliğindedir. Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 1938 yılında yapılan orman tahdidi ile, 15/06/1981 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 1744 Sayılı Yasanın 2. madde uygulaması bulunmaktadır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve 85 sayılı parselin 17600 m2 yüzölçümünde olarak 1959 yılında 176 numaralı vergi kaydı ve zilyetliğe dayanılarak ... Sünüser adına tesbit edilip kesinleştiği, daha sonra 1990 yılında davalılara satıldığı ve parselin 6106,68 m2 yüzölçümündeki bölümü ifrazen yeşil alana terk edildikten sonra 11433,32 m2 yüzölçümündeki bölümü 1992 yılında ifrazen davalılar adına tescil edildiği, 1992 yılında 11433,32 m2 olarak davalılar adına tapuda kayıtlı bulunan 85 sayılı parselin tamamı 1938 yılında yapılan orman kadastrosu sonucu ... ......

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar bir kısım davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ihbar olunan ... Belediyesi vekili tarafından yasal süre içerisinde yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi,Tetkik Hakimi ...’ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, imar uygulaması sonucunda mükerrer oluşan tapu kaydının iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacılar, kayden paydaşı oldukları ... ada ... parsel sayılı taşınmazın eski ... ada ... parselin ifrazı sonucunda 27.12.1991 tarihinde adlarına tescil edildiğini, daha sonra dava dışı ......

      Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak ise aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19- 152 E. - 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14- 386 E. - 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13- 618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı). Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. 4721 sayılı TMK’nın 705/2. maddesi uyarınca tapu iptal ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır....

      Asliye Hukuk ve ... İcra Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, ihalenin feshi ile tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, İİK'nun 134/4. maddesi uyarınca ihalenin feshi davalarında görevli mahkemenin İcra Hukuk Mahkemesi olduğu ve görevin kamu düzenine ilişkin olması sebebiyle görevsizlik kararı verilmiştir. İcra Hukuk Mahkemesi ise, ihalenin feshi talebinin İcra Mahkemesinin görevine girmesi nedeniyle bu talebin tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesi gerektiği, ancak tapu iptal ve tescil talebinin malvarlığına ilişkin davalardan olması sebebiyle 6100 sayılı HMK'nın 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu gerekçesiyle tapu iptal ve tescil talebi yönünden görevsizlik kararı vermiştir....

        Dava dışı 3305 ada 3 ve dava konusu 13 sayılı parselin ifrazen oluştuğu 5 numaralı parselin öncesinin bir bütün olduğu, uygulanan tapu kaydının sınırlarında ... ve yitik kişi yeri olması nedeniyle miktarına itibar edilerek 3 sayılı parsel Hazine, 5 sayılı parselin de tapu malikleri davalılar adına tesbit edildiği, daha sonra 6831 Sayılı Yasanın 2. madde uygulamasının kesinleşmesi sonucu orman rejimi dışına çıkartılan bölümün 5 sayılı parselden ifraz edilerek aynı ada 13 sayılı parsel olarak önceki malikleri davalılar adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. 1744 Sayılı Yasa uygulamasında tapu kaydına değer verilebilmesi için orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten ve 4785 Sayılı Yasanın yürürlüğünden önceki tarihli ve çekişmeli parseli yüzölçümüyle kapsayan bir tapu kaydı bulunması gerekir. Mahkemece çekişmeli parsele revizyon gören tapu kaydının uygulaması yapılmadan Hazinenin davası reddedilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil-Aile Konutu Şerhi Konulması-Katkı Payı Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalılardan ... tarafından katkı payı alacağı yönünden; davacı tarafından ise katılma yolu ile tapu iptal ve tescil talebinin reddi ve katkı payı alacağı miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- )Davalı, hükmü kabul edilen katkı payı alacağı yönünden, davacı ise katılma yolu ile tapu iptal ve tescil talebinin reddi yönünden de temyiz etmiştir. Katılma yoluyla temyiz isteği asıl temyiz isteğine sıkı sıkıya bağlıdır. Davalının tapu iptal ve tescil davasına ilişkin bir temyizi bulunmamaktadır....

            İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın kadastro sırasında belgesizden davalı adına tespit edildiği, 1945 yılında yapılan orman kadastrosunda orman sınırları içine alınarak 1996 yılında yapılan aplikasyon ve 2B madde uygulamasında 31.12.1981 tarihinden önce orman niteliğinin yitirilmiş olması nedeniyle orman sınırı dışına çıkarıldığı ve işlemin kesinleştiği, yörede yapılan makiye ayırma işlemi yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun olmadığından geçerli sayılamayacağı, öncesi orman olan taşınmazın tapuya tescil edilmiş olmasının yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu ve malikine mülkiyet hakkı kazandırmayacağı gibi kamu malı olma niteliğini de değiştirmeyeceği (H.G.K. 19.02.2003 gün 2003/20-102-90 sayılı kararı) bu tür taşınmazların Hazine adına tescil edilmesinde 2924 Sayılı Yasanın 3. maddesi hükümlerine göre yasal zorunluluk bulunduğu ve H.G.K.’nun 21.02.1990 gün ve 1989/1-700-101 ve 18.10.1989 gün 1-419/528 sayılı kararında belirtildiği gibi hiçbir...

              Daha sonra 1951 yılında 5653 Sayılı Yasaya göre makiye ayırma işlemi, 06.12.1996 tarihinde ilan edilerek dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu işlemi 28.09.1967 tarihinde kesinleşmiştir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın kadastro sırasında belgesizden davalı adına tespit edildiği, 1945 yılında yapılan orman kadastrosunda (B) bölümünün orman sınırları içine alınarak 1996 yılında yapılan aplikasyon ve 2B madde uygulamasında 31.12.1981 tarihinden önce orman niteliğinin yitirilmiş olması nedeniyle orman sınırı dışına çıkarıldığı ve işlemin kesinleştiği, yörede yapılan makiye ayırma işlemi yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun olmadığından geçerli sayılamayacağı, öncesi orman olan taşınmazın tapuya tescil edilmiş olmasının yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu ve malikine mülkiyet hakkı kazandırmayacağı gibi kamu malı olma niteliğini de değiştirmeyeceği (H.G.K.'...

                Davaya konu taşınmazlar Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden iken 4753 Sayılı Yasa hükümlerine göre 17/Mart/1955 tarih 308 sayılı tapu ile 10400 m2 yüzölçümünde ... adına tahsis edildiği ancak toprağın hiç işlenmediği gerekçesiyle aynı Yasanın 57. maddesi uyarınca açılan dava sonucu İstanbul 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin kesinleşen 1964/396-781 sayılı kararı ile hükmen Hazine adına yeniden tesciline karar verildiği ve Haziran 1966 tarih 16 numarada Hazine adına sicil kaydı oluşturulduğu, bundan sonra 1964 yılında yapılan tapulama sırasında 2265,2266 ve 2667 sayılı parsel numaraları verilerek Hazine adına tespit ve tescil edildiği, dava konusu parsellerin geldisi olan 2265 sayılı parselin 1980 yılında kesinleşen oman sınırları içinde kaldığı ve hukuken orman olduğu, ......

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL-TENKİS Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis davası sonunda, yerel mahkemece dava konusu 629 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddine, dava konusu 55, 66 ve 382 parsel sayılı taşınmazlar yönünden tapu iptal-tescil isteği bakımından karar verilmesine yer olmadığına, tenkis isteği yönünden de davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis isteğine ilişkindir.Davacılar, mirasbırakan babaları ...’in 629 parsel sayılı taşınmazını ölünceye kadar bakma akdi ile davalı oğlu ...’e temlik ettiğini, ayrıca kadastro çalışmaları sırasında mirasbırakana ait 134 ada 66 ve 138 ada 382 parsel...

                    UYAP Entegrasyonu