Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; davacının 6292 sayılı Kanunun 7. maddesi veya bu talebi yerinde görülmezse 4721 sayılı TMK’nın 1007. maddesi uyarınca tazminat isteminde bulunduğu, tazminat istemine konu 121 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının 05.11.1997 tarihinde kesinleşen mahkeme kararıyla iptal edildiği, davalı Hazinenin süresinde zamanaşımı definde bulunduğu, TMK’nın 1007. maddesi uyarınca açılan davalarda 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği, davanın zamanaşımı süresi içinde açılmadığından davacının talebinin 6292 sayılı Kanunun 7. maddesine göre değerlendirildiği, davacının bedel veya aynen iade istekli başvurusunun idarece, davaya konu yerin orman olduğu gerekçesiyle iade talebinin reddedildiği, bedel konusunda herhangi bir karar verilmediği, 6292 sayılı Kanunun 7/son maddesinde bedelin idarece belirleneceğinin hükme bağlandığı, idarenin yapacağı bir işlem hakkında mahkemece karar verilemeyeceği, davacının ancak idare mahkemesinde dava açabileceği, 6292 sayılı Kanun uyarınca tazminat...

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın maddi tazminat yönünden kabulüne, manevi tazminat yönünden reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekililerince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R - Dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptal edilmesi nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, bozma kararına uyularak maddi tazminat istemi yönünden davanın kabulüne , manevi tazminat istemi yönünden ise reddine karar verilmiş, hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

      Bu bakımdan, aynı şehir-ayrı şehir ayırımına gidilmeksizin babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğun da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, daha uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. 3-Davacı baba, kademeli (terditli) olarak dava açmış, öncelikle müşterek çocuğun velayetinin davalı anneden alınarak kendisine verilmesini, bu talebi kabul edilmediği takdirde ise müşterek çocuk ile kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini istemiştir. Davacı babanın velayetin değiştirilmesine ilişkin talebi reddedilmiş, ancak kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine yönelik talebi kabul edilerek karar verilmiştir. Davada kısmen kabul söz konusu değildir. Dava terditli olarak açılmış olup; iki ayrı dava değil, tek dava vardır....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescili istemine terditli olarak tazminat işlemine ilişkindir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli ve 1996/14- 763- 864 sayılı kararında da belirtildiği gibi, tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin adına tahsis yapılan kişi veya mirasçıları adına tescili için yeterli değildir....

        Şöyle ki: Dava, tapusu iptal edilen davacının TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir. Dava konusu taşınmaz 2005 yılında yapılan kadastro tespiti sırasında 8254,32 metrekare olarak zilyedlikle davacı adına tespit edilmiş ve itiraz edilmeyerek kesinleşmiştir. Hazine kadastro tespitinden sonra bu tapu kapsamı içinde yer alan 39 cilt 17 sırada kayıtlı 2906,12 metrekare miktarlı mütegayip kişilerden kalan tapusunun olduğunu, bu tapunun kadastro çalışmalarında uygulanmadığını bildirerek kadastro öncesi sebebe ilişkin olarak tapu kaydını ibraz ederek belirtilen miktarlı olarak tapunun iptal edilmesini istemiş ve Kocaali Asliye Hukuk Mahkemesince Hazinenin talebi kabul edilerek davacının tapusu kapsamında kalan 2906,12 metrekare kısım ifraz edilerek Hazine adına fındıklık olarak tescil edilmiştir....

          olduğundan, TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazminat talebi ile açılan eldeki davanın HMK'nın 107/1. maddesinde düzenlenen belirsiz alacak davası olarak açılabileceğinin kabulü ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir....

            Burada üzerinde durulması gereken diğer bir hususda hukukumuzda davanın terditli olarak ileri sürülen taleplerle açılıp açılamayacağıdır. Yargıtay’ın aksine bazı kararları bulunsa da çoğunlukla talep neticesinin terditli (kademeli) olarak belirtilmesinin mümkün olduğu kabul edilmektedir. Bu görüş doktrinde de kabul görmektedir. Aslında terditli olarak ileri sürülen taleplerin dayandığı maddi vakıalar aynıdır. Fakat, bu vakıalardan çıkarılan terditli taleplerin hukuki sebepleri değişiklik gösterebilir. Terditli taleplerin bulunması halinde mahkemenin yapacağı iş önce ilk talebi incelemek olacaktır. Bunun kabulü halinde ise diğer talebin incelenmesi gerekmeyecektir. Fakat ilk talep, yerinde bulunmazsa aynı hadiseden doğan ikinci talebin incelenmesi gerekecektir....

              Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/545 Esas sayılı dosyasında tapu iptal ve tescil davası açtıklarını, bu davanın ret ile sonuçlandığını, akabinde eldeki davayı açtıklarını, davalı idarenin zamanaşımı itirazını süresinde sunmadığını, ayrıca zamanaşımı ilk itirazının duruşmada ret olduğunu, verilen kararın hatalı olduğunu ileri sürerek ve istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü sebepleri tekrar ederek temyiz yoluna başvurmuştur. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukukî Nitelendirme Uyuşmazlık, 4721 sayılı Kanun 1007 nci maddesi uyarınca tazminat istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 2. 4721 sayılı Kanun’un 1007 nci maddesi. 3. 6098 sayılı Kanun’un 146 ncı maddesi. 4....

                İlk derece mahkemesinin, istinafa konu ikinci kararı ile de; davacının, TMK'nın 1007. maddesine dayalı maddi tazminat isteminin reddine; davacının, TBK'nın 77 ve devamı maddelerine dayanan maddi tazminat isteminin ise kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir. Tapuda malik olmayan, harici satışa dayalı olarak satın aldığı yer hakkında, TMK'nun 1007. maddesine dayalı olarak, tazminat davası açılamaz. Yargıtay uygulamaları da bu yöndedir. (Yargıtay 5. H.D'nin 2022/11140 E. - 2022/18703 K.; 2022/5819 E. - 2022/13749 K.). Bu doğrultuda, dairemiz istinaf incelemesi yapılan ilk derece mahkemesinin ilk kararında ve istinafa konu ikinci kararında belirtilen gerekçelerle, TMK'nun 1007. maddesine dayalı tazminat talebinin reddine karar verilmiştir....

                Diğer bir anlatımla dava terditli olarak açılmış olup, mahkemece davanın ilk bölümü olan tapu iptal ve tescili istemi yönüyle dava incelenip sonuçlandırılmıştır. Öncelikli talep olan tapu iptali ve tescili isteminin reddine karar verildiğine göre, terditli olarak istenilen bedel talebi hakkında da hüküm kurulması gerektiği halde, bu konuda mahkemece, herhangi bir değerlendirme yapılmamış ve olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamıştır. Bu nedenle mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken, Dairemizce temyiz incelemesi sırasında bu hususun gözden kaçırıldığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 23.12.2019 tarih 2016/14480-2019/8743 Esas, Karar sayılı ilamıyla onama ilamının terditli olarak istenen bedel talebi yönünden ortadan kaldırılmasına ve hükmün bedel talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması nedeniyle BOZULMASINA, 02.07.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu