Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yukarıda açıklanan hukuki gerekçeler ışığında, somut olay irdelendiğinde, müflis şirket iflas kararının İcra İflas Kanununun 166. maddesi uyarınca Zafer Gazetesi'nin 07/11/2020 tarihli, ......

    Şti. vekili, icra mahkemesine başvurusunda; şikayetçi şirkete gönderilen 89/3 haciz ihbarnamesinin usulsüz tebligat nedeniyle tebliğ tarihinin 02.04.2015 olarak düzeltildiği, akabinde 06.04.2015 tarihinde menfi tespit davası açtıkları ve bu durumu icra müdürlüğüne bildirerek, icra işlemlerinin durdurulması ile hacizlerin fekkini talep ettikleri, taleplerinin kabul edildiği ancak; menfi tespit davasında görevsizlik kararı sonrası durdurma taleplerinin reddedilmesi gerekçe gösterilerek, süresinde, menfi tespit davası açarak, durumun icra müdürlüğüne bildirildiği halde, şirket aleyhine haciz işlemi yapıldığını belirterek işlemin iptalini talep etmiş; mahkemece; istemin reddine karar verilmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 4949 sayılı Yasa ile değişik 89/3. maddesinde; “Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır ve kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği, bu...

      Dava icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 72.maddesi gereğince, borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında, borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 s.TMK m.6). İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf, o vakıayı ispat etmelidir....

        İNCELEME ve GEREKÇE: Dava hukuki niteliği itibariyle 2004 sayılı İİK 72. Maddesi kapsamında açılan menfi tespit istemine ilişkindir. 2004 sayılı İİK m:72/8 "Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi ----- mecburdur. " hükmüne amir olup eldeki davaya konu takibin ---------bulunduğu, davalı vekilince süresinde sunulan cevap dilekçesinde yetki ilk itirazının ileri sürülerek yetkili mahkeme olarak --- Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesinin belirlendiği anlaşılmakla mahkememizin yetkisizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....

          Başvurunun yasa kapsamında olması nedeniyle işin esasının incelenmesi gerekmiştir.İcra İflas Kanunun 72. maddesinin üst başlığı, menfi tespit ve istirdat davalarıdır. 72/1. fıkrasında; borçlunun icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığının ispatı için menfi tespit davası açabileceği belirtilmiştir. İİK 72/3. fıkrası ise; "İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir." hükmünü düzenlemektedir. Somut davada HMK'ya göre özel kanun niteliğinde olan İİK'nın 72/3 maddesi uygulanması gerekmektedir....

            DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen de kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmış olup, Dava, icra takibinden sonra açılan menfi tespit talebine ilişkin olup uyuşmazlık, mahkemece icra veznesine yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde verilen ihtiyati tedbir ara kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasındadır. Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu (İİK)’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir....

            İİK 72. maddesi gereğince ihtiyati talep eden geçici hukuki koruma kararlarının genel olarak düzenlendiği HMK hükümleri uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilebilmesinin koşulları kapsamında haklığının yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.İcra ve İflas Kanununun 72/2. maddesine göre, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir sadece icra takibinden önce açılan bir menfi tespit davası olması halinde verilebilecek bir tedbir olup, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında takibin durdurulması yönünde tedbir kararı verilemez. Menfi tespit davasının icra takibinden sonra açılması durumunda ise ancak İİK 72/3. maddesi uyarınca icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine ilişkin tedbir verilebilir....

              HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, eldeki davanın İİK 72/3.maddesi gereğince açılan menfi tespit davası olduğu, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında teminat karşılığında icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesine dair tedbir kararına hükmedilip icra takibinin durdurulması talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                A.Ş. olan senede ilişkin takipten önce açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf dava dilekçesinde senet metninde ihtilaf halinde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırılmasına dayanarak dava açmış, ayrıca imza inkarında da bulunmuştur. Davalı taraf senet metnindeki imzayı inkar etmiş ve süresi içerisinde sunmuş olduğu cevap dilekçesinde yetki ilk itirazında bulunmuştur. 2004 sayılı İİK 72/8.maddesi; "...Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazımgelmediğini ispata mecburdur..." şeklinde düzenlenmiştir. Eldeki davada davacı taraf imza inkarında bulunduğundan imzası inkar edilen senette kararlaştırılan yetki sözleşmesine itibar edilemeyeceğinden ve açılan dava, icra takibinden önce açılan menfi tespit davası olduğundan İİK 72/8.maddesi gereğince davalının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir....

                  A.Ş. olan senede ilişkin takipten önce açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf dava dilekçesinde senet metninde ihtilaf halinde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğunun kararlaştırılmasına dayanarak dava açmış, ayrıca imza inkarında da bulunmuştur. Davalı taraf senet metnindeki imzayı inkar etmiş ve süresi içerisinde sunmuş olduğu cevap dilekçesinde yetki ilk itirazında bulunmuştur. 2004 sayılı İİK 72/8.maddesi; "...Menfi tesbit ve istirdat davaları, takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi, davalının yerleşim yeri mahkemesinde de açılabilir. Davacı istirdat davasında yalnız paranın verilmesi lazımgelmediğini ispata mecburdur..." şeklinde düzenlenmiştir. Eldeki davada davacı taraf imza inkarında bulunduğundan imzası inkar edilen senette kararlaştırılan yetki sözleşmesine itibar edilemeyeceğinden ve açılan dava, icra takibinden önce açılan menfi tespit davası olduğundan İİK 72/8.maddesi gereğince davalının yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir....

                    UYAP Entegrasyonu