Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak, hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281)....

    Dava 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Borçlu muris...’in 24/11/1999 tarihinde ölümü üzerine mirasçı olarak 3 çocuğunun kaldığı ve bu mirasçıların da süresinde açtıkları dava sonunda verilen 29/03/2000 tarih ve 2000/324 esas 2000/437 karar sayılı ilam ile mirası reddettikleri hüküm altına alınmıştır. Türk Medeni Kanununun 612. maddesinde belirtildiği üzere en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. İİK.nun 277 ve devamı maddelerinde öngörülen hükümlere bakıldığında, bu davalar kendine özgü nitelik taşırlar ve davacı alacaklı tasarrufun iptali davasını hem borçlu hemde lehine tasarrufta bulunulan üçüncü kişiye birlikte yöneltmek zorundadır. Somut olayda murisin mirasının en yakın mirasçıları tarafından reddedildiği dosya aracındaki mahkeme ilamı ile anlaşılmaktadır. Ancak mirasın reddi işleminin iptaline yönelik olarak açılmış davanın Antalya 7....

      İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise davalı, üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1 ). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup tasarrufa konu malların aynı ile ilgili olmadığı gibi satışın tacirler arasında yapılmasının da görev hususunun belirlenmesine doğrudan bir etkisi yoktur....

        Mahkemece iddia, savunma toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre; dosyada örneği olan icra dosyasında dava dışı ... ve davalı ... aleyhine 04.02.2008 tarihinde ilamsız icra takibi yapıldığı, takibin kesinleşmediği, icra dosyasından konan tüm hacizlerin mahkeme kararı doğrultusunda kaldırıldığı, geçerli bir aciz vesikası da ibraz edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

          HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Tasarrufun İptali (İİK 277 ve Devamı), olmazsa terditli olarak açılan TBK. 19. maddeye Dayalı Tapu İptali ve Tescil istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı tarafça dava konusu taşınmazın davalı borçlu tarafından alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla diğer davalı üzerine geçirilmesine sebebiyet verildiğinin ileri sürülerek İİK 277 vd. maddeleri gereğince taşınmazla ilgili tasarrufun iptaline ve dava konusu taşınmazlar üzerine İİK 283. madde gereğince alacak sınırlı kalmak üzere cebri icra yoluyla takip yapma hakkı tanınmasına, mahkeme aksi kanaatte olur ise muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tazminata yönelik karar verilmesi talebinde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafça dava dilekçesinde İİK'nun 277 vd. düzenlemesi bulunan tasarrufun iptaline yönelik iddialar ileri sürülerek öncelikle İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptaline karar verilmesi talep edilmektedir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava, İcra İflas Kanununun 277.vd. maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali isteğine ilişkin bulunduğundan, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 15.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 13.04.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, İcra İflas Kanunun 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış tasarrufun iptali isteğine ilişkin olup, mahkemece de bu yönde hüküm kurulmuştur. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin iş bölümünü düzenleyen 09.02.2012 tarihli ve 2012/1 sayılı Kararı uyarınca, davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 17.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 17.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 24.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

              Mahkemece, dava açıldığı tarih itibari ile icra dosyasından yapılmış bir haciz bulunmadığı gibi kesin veya geçici aciz belgeside sunulmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK.277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların görülebilmesi için diğer dava koşullarının yanında borçlunun aciz halinin varlığıda ön koşuldur....

                İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabilir. (İİK.m.277) Bu husus, dava şartı olup, hâkim görevi gereği doğrudan gözetmek zorundadır. Somut olayda, davacı alacaklı tarafından sunulmuş bir aciz belgesi olmadığı gibi dava dayanağı takip dosyasından İİK'nun 105.maddesinde belirtildiği şekillde yapılmış bir haciz de bulunmaktadır. Bu durumda, davanın aciz hali ispatlanmamış davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerkirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ......

                  DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, 2004 sayılı İİK'nın 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali talebine ilişkindir. 6100 sayılı HMK’nun 355. maddesi uyarınca yapılan incelemede, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilir; Yine; HMK'nun 357. Maddesine göre de "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz." kuralı nazara alınmıştır. Davacı taraf, davalı borçlu T4 aleyhine icra takibi yapıldığını, takip kesinleşmekle birlikte alacağın tahsil edilemediğin ve, davalı borçlunun dava konusu taşınmazları alacaklısından mal kaçırma kastıyla diğer davalıya devrettiğini ileri sürerek İİK 277 ve devamı maddeleri uyarınca tasarrufun iptali talebinde bulunmuş; davalılar davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu