Maddesi ibaresi kullanılmış ise de iddianın ileri sürülüş şekline ve dava dilekçesinin içeriğine ve talep sonucuna göre taraflar arasındaki dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Öncelikle İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince değerlendirmenin yapılması gerekir. Davada öncelikli talep İİK'nun 277 ve devamı maddeleri kapsamında düzenlemesi bulunan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2021 tarihinden itibaren geçerli 431 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 3. Hukuk Dairesi iş bölümünün 10. maddesinde; "İcra İflas Kanunu ve 6183 sayılı Kanun'dan kaynaklanan tasarrufun iptali davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar," şeklindeki düzenleme yer almıştır. Bu düzenleme karşısında istinaf talebini inceleme görevi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'ne aittir....
Kat no:9 sayılı taşınmazın satışının davacının alacaklı olduğu Mersin 5 İcra müd. 2019/14715 sayılı takip dosyası yönünden iptali ile davacıya bu icra dosyası yönünden alacak ve ferilerini karşılayacak miktarda cebri icra yetkisi verilmesine, yönelik karar verilmiştir. HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Tasarrufun İptali (İİK 277 ve Devamı), Olmazsa terditli olarak açılan TBK. 19. maddeye Dayalı Tapu İptali ve Tescil istemine ilişkindir....
Düzenlemesi bulunan tasarrufun iptaline yönelik iddialar ileri sürülerek öncelikle İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptaline karar verilmesi talep edilmektedir. Dava dilekçesinde terditli talep olarak ise İİK'nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali ve cebri icra yetkisi tanınmasına yönelik bu talebin yerinde görülmemesi halinde TBK'nun 19. Maddesi kapsamında muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescili talebinde bulunulmaktadır. Davacı tarafın açtığı terditli davada, ilk talebin İİK'nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlemesi bulunan tasarrufun iptali talebi olması, bu talep yerinde görülmediği takdirde terditli olarak açılan TBK 19. Maddedeki muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescili talebinin dikkate alınmasının talep edilmesi hususları dikkate alındığında dosyayla ilgili olarak inceleme yapma görev ve yetkisi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'ne aittir....
Davalı ... vekili, müvekkili aleyhine açılan tazminat davası devam ettiğinden kesinleşmiş bir alacak ve icra takibi bulunmadığını, müvekkilinin aciz halinde olmadığını, dava konusu aracın tazminat davasında önce ve gerçek bedelle satıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ..., tazminat davası derdest olduğundan alacağın kesinleşmediğini, aracı gerçek bedeliyle aldığını ve halen kullandığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, davalı borçlu aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davası halen derdest olduğundan kesinleşmiş bir alacak, borçlu hakkında yapılmış bir icra takibi ve aciz belgesi bulunmadığından tasarrufun iptali davasının dava şartları mevcut olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, İcra İflas Kanununun 277 ve devamı maddelerine dayanan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 12.02.2016 tarihli ve 2016/1 sayılı Kararına göre ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 17. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 06.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, İİK.nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaların İİK.nın 281. maddesi uyarınca genel mahkemelerde görülmesi gerekmekte olup nitelikleri itibariyle de 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda sayılan ticari davalardan da değildirler. Bu durumda, açılan davanın ticari nitelikte olmaması nedeniyle davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nun 25. ve 26.) maddeleri gereğince Antalya 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 08.07.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....
Davacı, alacağını tahsil edebilmek için borçlusu olan davalı ... hakkında icra takibi yaptığını, borçlu davalının bu icra takibini sonuçsuz bırakmak için diğer davalı ile anlaşarak muvazaalı olarak kendisine ait taşınmazın ½ hissesini sattığını, davalılar arasında muvazaalı olarak yapılan satışın BK' nun 18. maddesi gereğince geçersizliği ile İİK’ nun 283/1. maddesi gereğince dava konusu taşınmazın haciz ve satışını isteme yetkisi verilmesini talep etmiştir. Davalılar ise, davacı tarafından iptali istenen taşınmaz satışının gerçek olduğunu ileri sürerek davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Yerel mahkemece, davanın İİK’ nun 227. ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali davası olduğu ve tasarrufun iptali davasının şartlarının oluşmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir....
Mahkemece, aciz belgesinin dava açarken sunulmadığı ve kesin sürede de ibraz edilmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Tasarrufun iptali davasını elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan alacaklı açabilir. (İİK.m.277) Bu husus, dava şartı olup, hâkim görevi gereği doğrudan gözetmek zorundadır. Ancak, bu eksiklik yargılamanın her aşamasında hatta temyiz aşamasında dahi giderilebilmesi mümkündür....
Bu karara karşı istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; davalı borçlu adına kayıtlı olan diğer taşınmazların alacağı karşılayıp karşılamadığının saptanmadığını, dosyaya sunulan haciz tutanağının geçici aciz belgesi niteliğini taşıdığını belirterek, ilk derece mahkemesi hükmünün kaldırılmasını istemiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 355'inci maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava, İcra ve İflas Kanununun (İİK) 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK'nin 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkin davayı elinde kat'i (İİK'nin 143'üncü maddesi) yada geçici (İİK'nin 105'inci maddesi) aciz belgesi bulunan alacaklılar açabilir. Bu husus davanın görülebilme koşulu olup mahkemece re'sen (kendiliğinden) gözönüne alınması gerekir....
Dava, İİK.nın 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davaların İİK.nın 281. maddesi uyarınca genel mahkemelerde görülmesi gerekmekte olup nitelikleri itibariyle de 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda sayılan ticari davalardan da değildirler. Bu durumda, açılan davanın ticari nitelikte olmaması nedeniyle davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. 2013/12410 2013/12564 SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 20.09.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....