Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 19/12/2017 NUMARASI : 2016/434 (E) 2017/509 (K) DAVA KONUSU : 2004 sayılı İcra İflas Kanununun (İİK) 277 ve devamı maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali KARAR : Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı Odakar İnşaat Yapı Malzemeleri Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi ile müvekkili T1 arasında 907.700,00 TL limitli olarak akdedilen genel nakdi ve gayri nakdi kredi sözleşmelerini müteselsil kefil olarak imzalayıp ve kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle hesap kat edilerek borcun muaccel hale geldiğinin bildirilmesinin ardından İstanbul 16'ncı Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1715 D....

Dava İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve davacının ...İcra Müdürlüğünün 2009/4786 sayılı takip dosyasındaki tazminata ilişkin alacağının kaynağı ilamın Yargıtay 2.Hukuk Dairesi tarfından bozularak bu alacağın dayanağının ortadan kalkmış bulunmasına göre bu takip dosyası yönünden davanın reddi yerinde olup davacının aşağıda yazılı bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

    K. sayılı dosyada reddettiğini, davalının murisinin terekesinin borca batık olmadığını, davalının alacaklılarını zarara uğratmak kastıyla mirasın reddettiğini, söz konusu tasarrufunun İcra İflas Kanununun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen iptale konu olabilecek tasarruflardan olduğundan bahisle davalının mirasın reddine ilişkin tasarrufunun iptalini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde, ikameti Erdemli olduğundan davanın ... Mahkemelerinde görülmesi gerektiğini, mahkemenin yetkisiz olduğunu, davacının mirası reddin iptali için dava açmadığını, tasarrufun iptali davası açması için ise davalının ödemeden aciz halde olduğu ispatlaması gerektiğini, ancak bu yönde bir delil sunulmadığını, murise ait taşınmazların zilyedi olmadığını, diğer mirasçıların taşınmazları kullandıklarını, davanın onlara karşı da yöneltilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur....

      Bu durumu göz önünde bulunduran kanun koyucu, tasarrufun iptali davasını düzenlemek suretiyle (İİK m. 277- 284), borçlunun, hacizden veya iflasından önceki bir tarihte malvarlığına dahil bazı değerleri hukuken geçerli bir takım tasarrufi işlemlerle malvarlığı dışına çıkarmış olması halinde, aciz vesikası sahibi alacaklıyı ve iflas halinde iflas alacaklılarını korumak maksadıyla tasarrufi işlem konusu malların, belirli şartlar altında tekrar alacaklının cebri icra sahası icine çekilebilmesine veya iflas masasına alınabilmesine imkan tanımıştır. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır....

      Kat no:9 sayılı taşınmazın satışının davacının alacaklı olduğu Mersin 5 İcra müd. 2019/14715 sayılı takip dosyası yönünden iptali ile davacıya bu icra dosyası yönünden alacak ve ferilerini karşılayacak miktarda cebri icra yetkisi verilmesine, yönelik karar verilmiştir. HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Tasarrufun İptali (İİK 277 ve Devamı), Olmazsa terditli olarak açılan TBK. 19. maddeye Dayalı Tapu İptali ve Tescil istemine ilişkindir....

      Maddesi ibaresi kullanılmış ise de iddianın ileri sürülüş şekline ve dava dilekçesinin içeriğine ve talep sonucuna göre taraflar arasındaki dava İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Öncelikle İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince değerlendirmenin yapılması gerekir. Davada öncelikli talep İİK'nun 277 ve devamı maddeleri kapsamında düzenlemesi bulunan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi'nin 01/09/2021 tarihinden itibaren geçerli 431 sayılı İş Bölümü Kararı gereği, 3. Hukuk Dairesi iş bölümünün 10. maddesinde; "İcra İflas Kanunu ve 6183 sayılı Kanun'dan kaynaklanan tasarrufun iptali davaları sonucu verilen hüküm ve kararlar," şeklindeki düzenleme yer almıştır. Bu düzenleme karşısında istinaf talebini inceleme görevi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'ne aittir....

      Düzenlemesi bulunan tasarrufun iptaline yönelik iddialar ileri sürülerek öncelikle İİK'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince tasarrufun iptaline karar verilmesi talep edilmektedir. Dava dilekçesinde terditli talep olarak ise İİK'nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali ve cebri icra yetkisi tanınmasına yönelik bu talebin yerinde görülmemesi halinde TBK'nun 19. Maddesi kapsamında muvazaa nedeniyle tapu iptali ve tescili talebinde bulunulmaktadır. Davacı tarafın açtığı terditli davada, ilk talebin İİK'nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlemesi bulunan tasarrufun iptali talebi olması, bu talep yerinde görülmediği takdirde terditli olarak açılan TBK 19. Maddedeki muvazaaya dayalı tapu iptali ve tescili talebinin dikkate alınmasının talep edilmesi hususları dikkate alındığında dosyayla ilgili olarak inceleme yapma görev ve yetkisi Adana Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'ne aittir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, İcra İflas Kanununun 277 ve devamı maddelerine dayanan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 12.02.2016 tarihli ve 2016/1 sayılı Kararına göre ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 17. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 06.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Davalı ... vekili, müvekkili aleyhine açılan tazminat davası devam ettiğinden kesinleşmiş bir alacak ve icra takibi bulunmadığını, müvekkilinin aciz halinde olmadığını, dava konusu aracın tazminat davasında önce ve gerçek bedelle satıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ..., tazminat davası derdest olduğundan alacağın kesinleşmediğini, aracı gerçek bedeliyle aldığını ve halen kullandığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, davalı borçlu aleyhine açılan maddi ve manevi tazminat davası halen derdest olduğundan kesinleşmiş bir alacak, borçlu hakkında yapılmış bir icra takibi ve aciz belgesi bulunmadığından tasarrufun iptali davasının dava şartları mevcut olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

          Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dosya içeriğine göre uyuşmazlık, 2004 sayılı İcra İflas Kanu'nun 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi, 2. 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 277 ve devamı maddeleri 3. Değerlendirme 1. Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK’nun 282. maddesi hükmü gereğince bu tür davalarda, davalı olarak borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan kişiler arasında mecburi dava arkadaşlığı vardır. Buna göre davalı olarak borçlu ile birlikte lehine tasarrufta bulunulan üçüncü kişi(ler)in ve bunlar tarafından devir halinde de diğer üçüncü kişilerin yasal hasım olmaları gereği açıktır. Taraf ehliyeti dava koşullarından olup mahkemece öncelikle ve resen incelenmesi gereken hususlardandır....

            UYAP Entegrasyonu