Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, on yıllık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılıp 01/09/2006 - 02/10/2006 tarihleri arasında ilân edilmiştir Her ne kadar mahkemece; davanın, 6831 sayılı Kanunun 11. maddesi gereğince 6 aylık süre içinde açılmadığı kabul edilerek reddine karar verilmiş ise de, yörede yapılan orman tahdidinin 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanunla değişik 4. maddesi gereğince yapıldığı ve 01/09/2006 - 02/10/2006 tarihleri arasında kısmî ilâna çıkartılarak 03/10/2006 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır....
Orman kadastro komisyonlarınca düzenlenen tutanak ve haritaların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak Hazine hariç itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmü mevcuttur. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 25 nolu Orman Kadastro Komisyonunca yapılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması sonuçları 19.06.1991 tarihinde 6 ay süre ile ilan edilmiş, çekişmeli taşınmaz bu çalışmada aynı anda orman sınırları içine alınıp, nitelik yitirdiği gerekçesi ile 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi kapsamında Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılmıştır. 25 nolu Orman Kadastro Komisyonunca yapılan çalışma itiraz edilmeksizin 20/12/1991 tarihinde kesinleşmiş ve buna göre 10 yıllık hak düşürücü süre ise 20/12/2001 tarihinde dolmuştur. Davacı ... ise davasını, on yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 21.04.2010 tarihinde açmıştır....
O halde, yapılan ve kesinleşen işlem, orman kadastrosu olduğuna göre, somut olayımızda temyize konu davanın, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesi hükmüne göre açılan tapu iptali ve tescil davası olmayıp, 6831 sayılı Orman Kanununun 11/1. maddesi hükmüne göre açılan orman kadastrosunun iptaline ilişkin bir dava olduğunun kabulü zorunludur. Kadastro yasaları tasfiye amaçlı yasalardır. Bu nedenle; kadastro yasalarınca yapılan işlemlerin iptali, belirli sürelere bağlanmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. ve 6831 sayılı Orman Kanununun 11/1. maddesinde belirtilen süreler hak düşürücü süreler olup, kamu düzeni ile ilgilidir. Hak düşürücü süre, davanın görülebilirlik koşuludur. Bir davada hak düşürücü sürenin bulunup bulunmadığı hususu, taraflarca ileri sürülmese dahi davaya bakan hâkim tarafından gözetilmesi gerekir. Hak düşürücü süre geçmişse davanın esası incelenemez....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki taşınmaz hukukuna ilişkin davada Kaş Asliye Hukuk ve Kaş Kadastro Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava tapuya dayalı on yıllık hakdüşürücü süre içinde açılan orman tahdidinin iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı, 3573 Sayılı Yasaya dayalı tapulu arazilerinin bir bölümünün arazi kadastrosu çalışmaları sırasında adlarına tespit gördüğünü, bu tespite itirazlarının bulunmadığını, diğer bölümünün ise orman tahdit sınırları içinde bırakıldığını belirterek, orman tahdit sınırları içinde kalan bölümle ilgili olarak orman kadastrosunun iptali ile adlarına tescilini istemişlerdir. Dava, arazi kadastro sırasında davacı adına tespit gören 187 ada, 19 nolu parsele yönelik değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki taşınmaz hukukuna ilişkin davada Kaş Asliye Hukuk ve Kaş Kadastro Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, tapuya dayalı on yıllık hakdüşürücü süre içinde açılan orman tahdidinin iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı, 3573 Sayılı Yasaya dayalı tapulu arazilerinin bir bölümünün arazi kadastrosu çalışmaları sırasında adlarına tespit gördüğünü, bu tespite itirazlarının bulunmadığını, diğer bölümünün ise orman tahdit sınırları içinde bırakıldığını belirterek, orman tahdit sınırları içinde kalan bölümle ilgili olarak orman kadastrosunun iptali ile adlarına tescilini istemiştir. Dava, arazi kadastrosu sırasında davacı adına tespit gören 187 ada 27 nolu parsele yönelik değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki taşınmaz hukukuna ilişkin davada Kaş Asliye Hukuk ve Kaş Kadastro Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava tapuya dayalı on yıllık hakdüşürücü süre içinde açılan orman tahdidinin iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı, 4753 Sayılı Yasaya dayalı tapulu arazilerinin bir bölümünün arazi kadastrosu çalışmaları sırasında adlarına tespit gördüğünü, bu tespite itirazlarının bulunmadığını, diğer bölümünün ise orman tahdit sınırları içinde bırakıldığını belirterek, orman tahdit sınırları içinde kalan bölümle ilgili olarak orman kadastrosunun iptali ile adlarına tescilini istemiştir. Dava, arazi kadastrosu sırasında davacı adına tespit gören 163 ada, 172 nolu parsele yönelik değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki taşınmaz hukukuna ilişkin davada Kaş Asliye Hukuk ve Kaş Kadastro Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, tapuya dayalı on yıllık hakdüşürücü süre içinde açılan orman tahdidinin iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı, 3573 Sayılı Yasaya dayalı tapulu arazilerinin bir bölümünün arazi kadastrosu çalışmaları sırasında adlarına tespit gördüğünü, bu tespite itirazlarının bulunmadığını, diğer bölümünün ise orman tahdit sınırları içinde bırakıldığını belirterek, orman tahdit sınırları içinde kalan bölümle ilgili olarak orman kadastrosunun iptali ile adlarına tescilini istemiştir. Dava, arazi kadastrosu sırasında davacı adına tespit gören 187 ada, 18 nolu parsele ilişkin değildir....
Mahkemece, taşınmaz orman sayılan yerlerden olduğundan ve 6831 sayılı Yasanın 11. maddesi gereğince zilyetliğe dayanılarak 10 yıllık süre içinde dava açılamayacağından davanın reddine karar verilmiş ise de, 3402 sayılı Kadastro Kanununda ve diğer kanunlarda 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre yapılacak kadastro tespitlerinde zilyetliğe ve vergi kaydına dayalı olarak açılan davaların 30 günlük askı ilan süresi ile sınırlı olduğuna ve 10 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açılmasının olanaklı olmadığına ilişkin açık bir hüküm bulunmamaktadır....
Sayılı Kanun’un 11. maddesinde yer alan hak düşürücü sürenin uygulanması gerekeceğinin değil sadece orman olan yerlerde orman sınırlarının belirlenmesinde zorunlu olarak Orman Yasasının sınır belirlemesi ile ilgili özel hükümlerinin uygulanması gerektiği şeklinde anlaşılacağı, hak düşürücü süreler yönünden 3402 Sayılı Kanun tarafından orman yasasına bir atıfta yapılmadığı, somut olayda orman kadastro komisyonu 3402 Sayılı Kanun’un 4. maddesine göre sınırlandırma yaptığına göre hak düşürücü sürenin de 3402 Sayılı Kanun’un 12/3. maddesinde düzenlendiği şekilde olacağı,.." yönünde karar verilmiştir....
Dava, 3402 Sayılı Yasaya göre 10 yıllık sürede açılan kadastro tesbitine ve orman kadastrosuna itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 2001 yılında 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı içinde bırakılmıştır. Sonuçları 24/07/2001 - 22/08/2001 tarihleri arasında ilan edilerek kesinleşmiştir. ... Köyünde arazi kadastrosu ve orman kadastro çalışması yapılmamıştır....