nun görevinin sona erdiğinin ilan edilmesine rağmen bu durumun ticaret sicile tescil edilmediği anlaşılmakla sübut bulan davada davacının 11.05.2018 tarihinde davalı şirketin şube müdürlüğünden istifa ettiğinin tespiti ile, davacının 11.05.2018 tarihinde davalı şirketin şube müdürlüğünden istifa ettiğinin davalı şirket tarafından ticaret sicil müdürlüğüne tescili için icbarına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tahsis edilmiştir....
tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalı şirketin Ticaret Sicil Memurluğu'nun 02/10/2017 tarih 1776 ve 1793 sayılı yazıları ile Türk Ticaret Kanunu'nun 33. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak tescile davet edildiğini, davalının süresi içerisinde müdürlüklerine tescilini yaptırmadığını, dava konusu mağazanın konu ile ilgili mevzuat kapsamında şube olduğunu, davaya konu mağazanın/işletmenin açıldığı günden itibaren 15 gün içinde ticari işletmesini ve seçtiği ticaret unvanını, işletme merkezinin bulunduğu yer Ticaret Siciline tescil ve ilan ettirmesinin yasa gereği olduğunu belirterek davalı Ay Marka Mağazacılık Anonim Şirketi (Network) unvanlı Park Forbes Alış Veriş Merkezindeki Ticari İşletme/Şube işyerinin ...'ne şube olarak resen tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı alacaklının ve davacı borçlunun ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme ile davalının tescil ücreti alacağını ispatladığı, davacı tarafça yargılamanın çeşitli aşamalarında merkez şube ayrımı yapılmaksızın yetkisiz Ticaret Borsası tarafından tescil ücreti tahakkuk ettirildiği, merkez ve şube yönünden ayrı ayrı tescile esas satışların belirlenmesi ve davalı alacaklı tarafından borç tahakkukunun bu şekilde yaptırılması gerektiği itirazında bulunulmuşsa da; davacının Vergi Usul Kanunu 175 inci maddesine göre merkezi Balya ve şubesi Akhisar tarafından yapılan işlemleri ayrı ayrı kodlarla defterlerinde takip etmesi gerektiği halde bunu yapmadığının anlaşıldığı, merkez ve şube için ayrı ayrı tescil ücreti tahakkuk ettirilmesi gerekmekte ise de bu ayrımın yapılamamasında temel sebebin davacının ticari defterlerini usulüne uygun tutmaması olduğu, usulüne uygun tutulmayan ticari defterlerin...
hizmet binası olarak sözleşmeyle kiralandığını, ......
Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi'nin 2014/71 Esas-2014/842 Karar sayılı boşanma dava dosyasının aslının veya okunaklı onaylı örneğinin tüm belgeleri ile noksansız ve sıralı olarak dosyaya eklenmesi, 2-... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/135 değ.iş sayılı dosyasının aslının veya okunaklı onaylı örneğinin tüm belgeleri ile noksansız ve sıralı olarak getirtilerek dosyaya eklenmesi, 3-Dava konusu ... plakalı aracın davalı ... tarafından edinilme tarihini gösterir şekilde trafik tescil kayıtlarının varsa dayanak belgeler ile birlikte ilgili Trafik Tescil Şube Müdürlüğü'nden getirtilerek dosyaya eklenmesi, ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın Yerel Mahkeme'ye GERİ ÇEVRİLMESİNE, 16.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
mahallini 3. kişiye kiralamış olması, vergi kayıtları uyarınca 2012 yılında borçlu adına şube olarak tescil edilen .... .... adresinde borçlu şirketin hala şube kaydının bulunması dolayısıyla borçlu ve 3. kişinin beraber .... .... adresinde faaliyette bulunuyor olmaları, davacı 3. kişinin .... .... adresini .... .... den iki gün sonra şube adresi olarak 18.02.2015 tarihinde tescil ettirmiş olması nedeniyle mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı lehine olduğunun kabulü gerekir. Mülkiyet karinesinin aksi davacı 3. kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmelidir. Davacı 3. kişinin mahcuzları devraldığına dair sunduğu, .... .......
düşünüldü; Kabahatli hakkında, 2918 sayılı Kanun'un 36/3-b maddesi uyarınca “sürücü belgesi geçici olarak veya tedbiren geri alındığı halde araç kullanarak trafiğe çıkma” eylemi nedeniyle idari para cezası uygulandığı gözetilerek yapılan incelemede; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, .......
Somut olayda; katılanın, kendisine ait aracın fenni muayenesini yaptırmak için ... köyü istikametine doğru gittiği sırada, yol kenarında bulunan sanığın işaret ederek katılanı durdurduğu, ... köyüne gitmek istediğini söylemesi üzerine katılanın sanığı aracına aldığı, sanığın kendisini ... olarak tanıttığı, sohbet sırasında katılanın aracını muayene ettirmeye gittiğini öğrenen sanığın, katılandan ruhsatını istediği ve inceleyip muayeneye gerek olmadığını, kendisinin bu işlemleri yaptırabileceğini, aracı ticari araçtan çıkarıp hususiye çevirebileceğini, böylece vergisini de düşürebileceğini söyleyerek katılan ile birlikte Trafik Tescil Şube Müdürlüğü'nün önüne gittiği, işlemleri hemen yaptırıp geleceğini belirtip katılandan evrakları ve 160 TL para istediği, evrakları ve parayı alıp araçtan indikten sonra Trafik Tescil Şube Müdürlüğü binasının etrafında tur atıp oyalandığı, içeriye girmediği, bir süre sonra da katılanın yanına dönerek, işlemleri hallettiğini söyleyip evrakları katılana...
Öncelikli olarak davacı 2009 tarihinden itibaren müvekkilim bankada ŞUBE MÜDÜRÜ olarak görev almaktadır. Davacının fazla mesai alacağı talebi , yerleşik Yargıtay içlihatları uyarınca da haksız ve hukuka aykırıdır. Şöyle ki ; davacı işten ayrıldığı tarih itibariyle müvekkil Banka'nın Saydam Caddesi Şube Müdürü olarak çalışmakta idi. Yargıtay'ın yerleşik kararları uyarınca, yönetici konumunda olan ve kendisinin altında çalışan personelin çalışması, izinleri ve ücretleri gibi işyeri işleyiş ve koşulları , çalışma düzeni ve personel özlük haklarını onaylama yetkisi bulunan davacının fazla mesai istemi kabul edilemez. Davacı taraf; şube müdürü olarak müvekkil bankada yönetici konumunda ve çalışma saatlerini bizzat ayarlama yetkisine sahip olarak yüksek ücretle çalışmıştır....
Öncelikli olarak davacı 2009 tarihinden itibaren müvekkilim bankada ŞUBE MÜDÜRÜ olarak görev almaktadır. Davacının fazla mesai alacağı talebi , yerleşik Yargıtay içlihatları uyarınca da haksız ve hukuka aykırıdır. Şöyle ki ; davacı işten ayrıldığı tarih itibariyle müvekkil Banka'nın Saydam Caddesi Şube Müdürü olarak çalışmakta idi. Yargıtay'ın yerleşik kararları uyarınca, yönetici konumunda olan ve kendisinin altında çalışan personelin çalışması, izinleri ve ücretleri gibi işyeri işleyiş ve koşulları , çalışma düzeni ve personel özlük haklarını onaylama yetkisi bulunan davacının fazla mesai istemi kabul edilemez. Davacı taraf; şube müdürü olarak müvekkil bankada yönetici konumunda ve çalışma saatlerini bizzat ayarlama yetkisine sahip olarak yüksek ücretle çalışmıştır....