Bu kapsamda, ilk derece mahkemesince, davacı ortağın payının gerçek değerinin belirlenmesine yönelik olarak şirketin, gerçek mal varlığının rayiç değerinin tespiti, sonrasında şirket mal varlığının rayiç değerleri ile şirkete ait ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonrası, şirketin kaydi ve rayiç bilanço verileri üzerinden şirket öz varlığının belirlenmesi ve belirlenen öz varlığa göre, davacının sermaye artırımı sonrası payına (% 6,25 oranındaki) tekabül eden miktarın kar payı ile birlikte 230.414,55 TL olarak belirlenmesi karşısında, mahkemece bu miktarın davacının ortaklık payının değeri olarak kabulünde usul ve yasaya aykırılığın bulunmadığı, bu nedenlerle davalılar vekilinin hükme esas alınan rapor ve çıkma payının miktarına yönelik aksine dair iddialarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır....
Bir ortağın haklı sebebe dayanarak şirketten çıkma hakkı, mutlak ve vazgeçilmez bir hak olup, bütün ortaklara eşit olarak sağlanmıştır.Haklı sebepler, -----şirket ortaklarının bir araya gelmelerini sağlayan maddi ve kişisel sebepleri ortadan kaldıran böylece şirketin amacına ulaşmasını imkânsız kılan ya da ciddi bir şekilde güçleştiren ya da amacını tehlikeye sokan nedenlerdir. Doktrinde de haklı sebep, hukuki ilişkinin sürdürülmesini çekilmez hale getiren ve bozucu yenilik doğuran bir bildirim ve dava yolu ile hukuki ilişkiyi sona erdirmek veya değiştirmek yetkisinin kullanılmasını adil gösteren hukuki olgudur şeklinde tanımlanmıştır....
-K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin, davalı kooperatif ortaklığından çıktığını, çıkma payı alacağının tahsili amacıyla girişilen takibe, kooperatifin haksız itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline ve inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının kooperatif başkanlığını yaparken muhasebe işleriyle ilgilendiğini, kayıtların incelediğinde bazı makbuzlarda tek imzanın bulunduğunu, bazılarında ise kendi kendisinden para tahsili yaptığını gördüklerini, bu belgelerde aidat girişinin olup olmadığının anlaşılamadığını bu nedenle de alacağın yargılamayı gerektiğini düşünerek takibe itiraz ettiklerini savunarak, davanın reddini istemiştir....
KANITLARIN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME : Dava, davacının davalı şirket ortaklığından çıkması ve ayrılma akçesinin tahsiline ilişkindir. Taraflarca gösterilen kanıt ve belgeler toplanmış, davalı şirketin ticari sicil dosyası getirtilerek incelenmiştir, bilirkişi raporları alınmıştır. Yargılama sırasında , davacı vekili 19/04/2022 tarihli dilekçesi ile; tarafların davacının davalı şirket ortaklığından çıkması hususunda sulh olduklarını, davalı şirketten çıkma payına ilişkin talebinden de feragat edildiğini belirterek bu doğrultuda karar verilmesini talep ettiğini bildirmiştir. Davalı vekili 24/02/2022 tarihli dilekçesi ve 20/04/2022 tarihli oturumdaki beyanında; tarafların 23/02/2022 tarihli protokol ile sulh olduklarını, protokol gereği karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını bildirmiştir....
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre; her ne kadar davacı ortak, davalı şirket ortaklığından haklı sebeplerin varlığını ileri sürerek çıkmak ve ayrılma payının ödenmesi istemiyle eldeki davayı açmış ise de, davacı vekilinin dilekçesinde ileri sürmüş olduğu gerekçelerin soyut nitelikte olduğu, ayrıca ileri sürmüş olduğu hususların varlığını usulüne uygun delillerle ispatlayamadığı sonuç ve kanaatine varılmakla, davanın reddine, dair verilen karar Yargıtay ... Hukuk Dairesi'nin .../.../... tarihli, .../... esas-.../... karar sayılı ilamıyla" Dava, TTK'nin 638/2 maddesine dayalı haklı sebeple limited şirket ortaklığından çıkma istemine ilişkindir. Davacının dava dilekçesinde şirketten çıkmak için ileri sürdüğü iddialar özellikle şirketin sui idaresine ve bundan kaynaklanan olgulara bağlanmıştır....
Mahkememizce bu sefer 08/10/2019 tarihli duruşmada verilen ara karar gereği bilirkişilerden davalı şirketin en son durum itibariyle aktif değerlerinin ve pasif değerlerinin ticari kayıt ve defterler üzerinde ve gerekse de aktifler üzerinden yeniden bir değerlendirme yapılarak son durum itibariyle davacının çıkma payının hesaplanması konusunda ek rapor tanzimi istenilmiş, bilirkişi heyetince düzenlenen 20/02/2020 tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, dinlenen tanıklar, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, davacının, haklı neden iddiasının ispatlanamadığı kabul edilmekle birlikte davalının şirket ortaklığından çıkmayı kabul ettiğine dair beyanı ve şirketin haklı sebebe dayanarak ortağın şirketten çıkarılmasının dava yoluyla talep edilmesinin mümkün olması nedeniyle bu konuda alınmış bir genel kurul kararı ve denetçi onayının bulunmasının dava şartı olmadığı, davanın ortaklıktan çıkarılma davası olması ve davalının çıkmayı kabul etmiş olması karşısında ortaklıktan çıkalırma isteminin kabulü gerektiği, bilirkişi raporunda hesaplanan çıkma payının benimsendiği, çıkma kararından sonra faize hak kazanılacak olmasına göre, faize hükmedilmeksizin davalının şirket ortaklığından çıkarılmasına, hesaplanan çıkma payının davalıya verilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, dinlenen tanıklar, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, davacının, haklı neden iddiasının ispatlanamadığı kabul edilmekle birlikte davalının şirket ortaklığından çıkmayı kabul ettiğine dair beyanı ve şirketin haklı sebebe dayanarak ortağın şirketten çıkarılmasının dava yoluyla talep edilmesinin mümkün olması nedeniyle bu konuda alınmış bir genel kurul kararı ve denetçi onayının bulunmasının dava şartı olmadığı, davanın ortaklıktan çıkarılma davası olması ve davalının çıkmayı kabul etmiş olması karşısında ortaklıktan çıkalırma isteminin kabulü gerektiği, bilirkişi raporunda hesaplanan çıkma payının benimsendiği, çıkma kararından sonra faize hak kazanılacak olmasına göre, faize hükmedilmeksizin davalının şirket ortaklığından çıkarılmasına, hesaplanan çıkma payının davalıya verilmesine karar verilmiştir.Bu karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....
görevinin tasfiye memurunda olduğu, dolayısıyla 17.09.2008 tarihli ortaklar kurulu kararı ve mutabakat zaptının gelinen aşamada uygulanabilirliğinin kalmadığı ve davacının davalı şirketten de ortaklıktan çıkma payı talep edemeyeceği gerekçesiyle davalı şirket aleyhine açılan davanın usulden, diğer davalılar aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verilmiştir....
Davacı yan, ortağı olduğu davalı limited şirketten haklı nedenle çıkma ve çıkma bedelinin tespiti ve tahsiline yönelik olarak işbu davayı açmış olup, ilk derece mahkemesince de yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile davacının davalı şirket ortaklığından çıkmasına, ayrılma akçesi talebinin ise reddine karar verilmiştir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin emsal içtihatlarında da belirtildiği üzere davacı şirket ortağının şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesi halinde TTK'nın 641.maddesi gereğince davalı yanın çıkarılmadan kaynaklı çıkma payının karar tarihine yakın değerinin tespiti ile tespit edilen bu değerin davalı yana ödenmesi gerekmektedir....