Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ile ortaklık ilişkisine girerek davalı şirketi kurduğunu, özellikle son zamanlarda şirketin diğer ortaklarının hukuka aykırı davranışları, bilgi, hesap verme ve mali yükümlülüklerine aykırı hareketleri, şirketin kaynaklarını boşaltmaya yönelik tavır, tutum ve davranışları, şirket ile rekabete giren sabit davranışlarının mevcudiyeti ve müvekkilinin şirket kar ve kazançlarından mahrum bırakılması nedeniyle öncelikli olarak şirketin haklı nedenlerle feshine, Mahkeme aksi kanaatte ise müvekkilinin ayrılma akçesi ve diğer kanuni hakları ödenilerek şirket ortaklığından çıkmasına ve ortaklıktan çıkma sonrasında müvekkilinin payına düşen ayrılma akçesinin ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. SAVUNMA :Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır. GEREKÇE :Dava, şirketin haklı nedenlerle feshi aksi takdirde şirket ortaklığından çıkma istemine ilişkindir....

    GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Davacı vekili dilekçesinde özetle; aralarında boşanma ve katılma alacağı davası olan müvekkili ile diğer davalı ... ’ın davalı şirketin ortağı olduklarını, şirketteki müvekkilinin ortaklık payının %75 davalı ... ın ise %25 olduğunu, 07/04/2021 tarihinden bu yana davalı ... 'nın şirketi münferiden temsile yetkili ortak olduğunu; Davalının bu yetkisini kötüye kullanarak şirketin ... Alanya Şubesindeki hesabına ve pos cihazına bloke koydurdurarak müvekkilin müdahalesini önlediği, şirketi tek başına, şirket ve or- taklık yapısına uygun olmayacak şekilde yönettiği, şirkete yapılan ödemeleri kişisel malvarlığına aldı- ğını belirterek; şirketin haklı nedenlerle feshine ve tasfiyesine, aksi halde davalı ...'nın ortaklıktan çıkarılmasına ve tedbiren, şirketin ......

      İlk derece mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, yönetim kurulu başkanı olan davacının her türlü tedbiri alabilecek, gerektiğinde gündemi belirleyerek şirketi olağan veya olağanüstü genel kurul toplantısına davet edebilecek konumda olduğu, hal böyle olmasına rağmen davacının fesih ve tasfiye istemi ile genel kurulu toplantıya davet etmediği, dava dilekçesinde ve replik lâyihasında gündeme getirdiği hususları genel kurulda görüşmeye açmadığı, davalı şirketin bir sermaye şirketi olduğu, aile bireyleri arasındaki manevi bağların koptuğuna dair gerekçenin şirketin haklı fesih nedeni olamayacağı, davalı şirketin haklı nedenlerle feshini talep eden davacının haklı nedenlerin varlığını kanıtlayamadığı gerekçekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili istinaf etmiştir....

        Sayılı dosya numarası ile görülmekte olan dava ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ: Asıl dava; limited şirketin haklı sebeple fesih ve tasfiyesi, birleşen dava; ortaklıktan çıkarılma, birleşen dava ise ; TTK.nun 636/3 maddesine dayalı limited şirketin haklı sebeple fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir. Asıl davada uyuşmazlık konusunun; davalı limited şirketin diğer ortağı ....'ın ortaklıktan çıkarılması koşullarının oluşup oluşmadığı, bunun mümkün olmaması halinde davacının şirket ortaklığından haklı sebeple çıkması koşullarının oluşup oluşmadığı, buna bağlı olarak davacının ayrılma akçesi ve kâr payı talep koşullarının oluşup oluşmadığı, mevcut ise miktarının tespiti hususunda, Birleşen Bakırköy 6.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/436 Esas sayılı dosyasında uyuşmazlık konusunun; davalı ...'...

          Otelinin işletmeciliğini yürüttüğünü, şirketin diğer ortağı Dr.Bandar Fahad M.Al Fhaid'in de davacı gibi Suudi Arabistan uyruklu olduğunu, yüksek kâr payı vaadiyle kendisine şirketten hisse sattığını, davacının Türkiye'ye nadiren geldiğini, yönetim kurulu üyesi olmasına rağmen şirketin mali durumu hakkında kendisine bilgi verilmediğini, şirketin ekonomik darboğaza girdiğini, davacıya psikolojik baskı uygulandığını, toplantılara dahil edilmediğini, Türkçe bilmemesi ve Türk Hukukuna yabancı olması sebebiyle sürekli yanıltıldığını, davacının şirket imkanlarından yararlandırılmadığını, diğer ortağın şirket malvarlığını kendi yararına kullandığını, bu sebeple şirketin feshi ve tasfiyesi için haklı sebep oluştuğunu ileri sürerek şirketin feshine ve tasfiyesine, aksi halde davacının çıkma payı ödenerek ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

            Davacının halihazırda şirket ortağı konumunda olduğu, şirketin feshini talep eden konumunda olduğu, bu çerçevede fesih ve tasfiye davasının şirket dışında ayrıca davalı gerçek kişiler aleyhine dahi açıldığı tartışmasızdır. 6102 sayılı TTK. m. 636 hükmüne dayanan limited şirketin haklı sebeple feshi istemine ilişkindir. Şirketin fesih ve tasfiyesi ancak şirket tüzel kişiliğinin davalı olarak gösterilmesi ile sağlanabilir. Bu noktada şirket ortaklarının, şirketin fesih ve tasfiyesi davası açısından pasif sıfatları karşısında usul ekonomisi gereği bu kişiler hakkında açılan davada mahkememizce ayırma kararı vermek gerekmiştir. Esasen bu konuda gerek doktrin gerekse yargısal uygulamalar açıktır....

              mümkün olmadığı gerekçesi ile davalı şirket aleyhine açılan davanın kabulüne, şirketin haklı nedenlerle feshine, tasfiye memuru atanmasına karar verilmiştir....

                HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Derdest dava, davalı şirketin feshi ve tasfiyesi talebine ilişkindir. Davacılar vekili dava dilekçesi ile ayrıca davalı şirkete dava süresince tedbiren kayyım atanmasını da istemiş, mahkeme 17/08/2021 tarihli gerekçeli ara kararıyla HMK 389. v.d T.M.K 403,426,427 ve T.T.K 435. maddeleri gereğince gerekli ve yaklaşık ispata dair yeterli koşulları bulunmadığından söz konusu ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiş, davacılar vekili işbu ara kararını süresinde istinaf etmiştir....

                  Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davalı şirketin %51 hissedarı ve münferiden yetkili müdürü olan dava dışı Timur Özdikmen tarafından şirketin idaresi ve faaliyeti hakkında şirketin ortağı aynı zamanda halası olan davacıya bilgi verilmediği, kar payı dağıtılmadığı, 2019 ve 2020 yıllarında şirketin genel kurul toplantılarının yapılmadığı, şirketin sermaye artırımına ilişkin alınan karara davacı ortak adına sahte imza atıldığı, şirketin idaresinde yolsuzluklar yapıldığı, dolayısıyla şirket ortakları arasındaki güven ilişkisinin sarsıldığı iddiaları ileri sürülerek iki ortaklı limited şirketin haklı nedenle feshi, olmadığı takdirde ayrılma payı ödenerek şirket ortaklığından çıkma ve kar payının dağıtılması istemleriyle açılan dava kapsamında, halen davalı şirket yönetiminde yer alan şirket ortağı ve yetkili müdürünün görevini kötüye kullandığından ve şirketi basiretli bir şekilde yönetemediğinden davalı şirkete tedbiren kayyım atanmasına, şirketin mal...

                    Ancak, Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir.” hükmünü içermektedir. Adi ortaklığın sona erme sebeplerini düzenleyen TBK'nın 639. maddesinin 7. bendinde ise, "Haklı sebeplerin bulunması halinde, her zaman başkaca koşul aranmaksızın, fesih istemi üzerine mahkeme kararıyla" ortaklığın sona ereceği belirtilmiştir. Adi ortaklık sözleşmesinin haklı sebeple feshi için ortaklık süresinin önemi bulunmamaktadır. Haklı sebeple fesih hakkı; mutlak ortaksal bir hak olup, bu hakkın ortaklık sözleşmesiyle sınırlandırılması veya tamamen ortadan kaldırılması olanaksızdır. Gerçekten ortaklar arasındaki ilişkinin devam etmesini haklı göstermeyecek bazı durumlar ortaya çıkarsa, bu durumda ortakların ortaklığın feshini mahkemeden istemesi mümkündür....

                      UYAP Entegrasyonu