Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Vergi Dairesinin 02.03.2021 tarihli yazısı ile de davalı şirketin gayri faal olduğunun tespit edildiği, davalı şirketin haklı sebeple fesih ve tasfiyesine karar verilmesi, davalı şirkete tasfiye memuru atanması ve davacıların tasfiye paylarının tahsiline karar verilmesi gerektiği, davalı şirketin feshi yerine davacı ortakların şirketten çıkarılmalarının duruma uygun düşen ve kabul edilebilir bir çözüm oluşturmayacağı yönünde görüş ve kanaat belirtildiği görülmüştür. Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde; Dava, davalı şirketin fesih ve tasfiyesi istemi ile çıkma payının tahsili istemine ilişkindir. Türk Ticaret Kanunu 636.maddesinde limited şirketlerin Sona erme sebepleri ve sona ermenin sonuçları düzenlenmiş olup TTK.m.636/3 de “Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir” hükmü getirilmiştir. Ancak TTK.m.636 da nelerin haklı sebep sayılacağı gösterilmemiştir....

    Dosya kapsamından asıl dava şirketin sona erdirilmesi ve tasfiyesine karar verilmesi istemine ilişkin olarak 25/11/2016 tarihinde açılmış olup ayrıca ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talepli olarak 22.12.2016 tarihli karşı dava dilekçesi ile de davalı karşı davacılar ,davacı karşı davalının şirketin feshi ve tasfiyesi talebinin reddi ile şirket ortaklığından çıkarılması talebinde bulunulmuştur....2.Asliye Ticaret Mahkemesince 23/12/2016 tarih , 2016/98 Esas sayılı ara kararıyla tedbir talebinin reddine karar verilmiş,...2.Asliye Ticaret Mahkemesince 24/01/2017 tarih, ../... 2016/98 esas, 2017/ 21 karar sayılı kararı ile de asıl dava yönünden; davacı ...'ün davasının husumet yokluğu nedeni ile reddine, karşı dava yönünden davalılar ve karşı davacıların karşı davasının reddine karar verilmiş, davalı/karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine...Bölge Adliye Mahkemesi 13....

      ın şirketin mal varlığının bir kısmını zimmetine geçirmekle kalmayıp haksız rekabete sebebiyet vererek şirketi zarara uğrattığını, tüm bu nedenlerle ortaklıktan çıkarmaya ilişkin davanın usulden ve esastan reddine, şirketin feshi ve tasfiyesine ilişkin davanın ise pasif husumet yokluğundan ... yönünden reddine ve yalnızca şirket yönünden kabulüne ve tasfiye müdürü olarak şirkete davalı müvekkili ...'ın atanmasına, davacının şirkete verdiği zararların zararın oluştuğu tarihten itibaren işletilmek üzere yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkememizin 2016/958 esas sayılı dosyasında davacı ... tarafından davalı ... aleyhine şirket ortaklığından çıkarma, şirketin feshi ve tasfiyesi ve tazminat talepli dava açıldığı, ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... esas sayılı dosyasında davacı ... tarafından davalı ... aleyhine şirket ortaklığından çıkarma, şirketin feshi ve tasfiyesi ve tazminat talepli dava açıldığı, iş bu davanın ... 1....

        ni de davalı olarak gösterip şirketin feshi ve tasfiyesi ile dava süresince şirketin temsili için tedbiren kayyum tayinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, derdestlik ve yetki itirazında bulunarak ... Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacının tedbir amaçlı bir dava açamayacağını, müvekkilinin şirketi zarara uğratıcı bir eyleminin bulunmadığını, savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, ıslah dilekçesi ile davada taraf değişikliği yapılamayacağı, şirketin iki ortaklı olduğu, diğer ortağın davalı olarak gösterilmesi yeterli olup ayrıca şirketin davalı olarak gösterilmesinin gerekmediği, şirketin ticaret sicili kayıtlarına göre merkezinin ... olduğu, HUMK'nun 17. maddesi uyarınca şirkete karşı açılan fesih ve kayyum tayini davasının şirket merkezinin bulunduğu yerde açılması gerektiği, gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine, dosyanın talep halinde ... Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiştir....

          Yapılan yargılama sonucunda toplanan delillerden, davacı şirketin 05/05/2011 tarihinde kurulduğu, şirketin dava tarihi itibariyle faal olmadığı, vergi mükellefiyetinin 31/10/2013 tarihinde resen terk ettirildiği, adresin kapalı olduğu, bu şekilde şirketin feshi için TTK 336/3 maddesi anlamında haklı sebeplerin oluştuğu, şirketin faal olmaması nedeniyle fesih yerine davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilir diğer bir çözüme hükmedilmesinin şirket ortakları ve ekonomik açıdan fayda bulunmadığı kanaatine varılmakla davanın kabulüne ve davalı şirketin fesih ve tasfiyesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlere, 1-Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün "296913" sicil numarasında kayıtlı "..."nin fesih ve tasfiyesine, 2.-Davalı şirketin tasfiyesi için re'sen davacı şirket ortağı ... (... T.C....

            Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17/10/2012 tarih ve 2012/255-2012/255 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi ihtiyati tedbire itiraz etden (borçlu) vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: İhtiyati tedbire itiraz eden vekili, davacı vekilinin TTK'nın 551/2. maddesi uyarınca müvekkilinin haklı nedenlerle davalı şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesi veya davalı şirket tarafından reel değeri karşılığında satın alınması, aksi takdirde şirketin feshi, tasfiyesi, şirket aktiflerinin reel değerinin tespiti ile ortaklık payının ödenmesi talebiyle açtığı davada tensip kararı ile şirkete ait taşınmazların tapu kayıtları ve şirkete ait araçların trafik tescil kayıtları üzerine tedbir konulmasından sonra 20.06.2012...

              nin şirket müdürü olduğu anlaşılmakla, bu davalılara şirket müdürün azline ilişkin olarak açılan davada husumet düşmekte ise de, şirketten çıkma, şirketin feshi ve tasfiyesi davasında şirket dışında şirket müdürleri ve ortaklara husumet düşmediği, diğer davalı ... yönünden ise şirket ortağı olması nedeniyle müdür azli, şirketten çıkma, fesih ve tasfiye davasında husumet düşmediği, davacının şirket müdürü davalı ...'nin müdürlükten azli ya da tasarrufu muameleler yapma yetkisinin kaldırılmasına ilişkin talebinin Yargıtay bozma ilamı dışında kalarak davacı tarafından temiz edilmediğinden kesinleştiği ve usulü kazanılmış hak teşkil edeceği gerekçesiyle davacının davalılar ... , ... ve ... yönünden şirketten çıkma fesih ve tasfiye davasının davalı sıfat yokluğundan HMK'nın 114 ve 115/2. maddeleri uyarınca pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davacının şirket müdürü davalı ...'...

                Hukuk Dairesinin 20.09.2017 tarihli ve 2016/1685 E., 2017/4592 K. sayılı kararı ile; “…1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve 6102 sayılı TTK’nin 616/1-h maddesi gereğince şirketin bu davayı açabilmesi için Genel Kurul Kararının gerekmesine göre davacılar/ karşı davalılar vekilinin tüm, davalı/karşı davacı vekilinin davacı/karşı davalı ...’a (Doğru: ...) yönelik aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Karşı dava; limited şirket ortağının şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir....

                  Mahkememizce bu durum dikkate alınarak davalı şirketin TTK 636/3. Maddesi gereğince fesih ve tasfiyesine karar verilmiş, tasfiye memuru olarak mali müşavir ...'nin atanmasına hükmedilmiş, şirketin malvarlığında bulunan taşınır ve taşınmaz malların bu süreçte başkasına devrinin önlenmesi için hükmün özetinin ilgili yerlere gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davanın KABULÜ ile, ... Ltd. Şti.nin TTK nın 636.maddesi uyarınca FESİH VE TASFİYESİNE, tasfiye memuru olarak Mali Müşavir atanmasına, 2-Şirketin mal varlığında bulunan taşınır ve taşınmaz malların kayıtlı oldukları yerlere hüküm özetinin gönderilmesine, 3-Mali Müşavir ...'...

                    Oysa ki işbu davanın fesih ve tasfiyesi istenilen şirketin hasım gösterilerek açılması gerektiğinden------- Karar sayılı ve benzeri bir çok içtihadında da belirtildiği üzere) ve ihya davalarının yargılamasının 6100 sayılı HMK'nın 316. maddesinde sayılan işlerden olmaması hususu da nazara alındığında davanın HMK 114/1-d maddesi ve HMK 115/2 maddesi gereği aşağıdaki şekilde usulden reddine karar vermek gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu