WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Hükmüne uyulan Yargıtay bozma ilamında özetle; satın alan şirket yöneticisinin aynı zamanda borçlu şirket yöneticisi olması nedeniyle satın alan şirketin borçlunun alacaklısına zarar verme kastını bilebilecek durumda olmasına, bu nedenle davanın 6183 sayılı yasanın 30. maddesi muvacehesinde değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra davanın kabulüne tasarrufa konu satış işleminin iptali ile aracın Samteks Tekstil ürünleri Dış Tic. A.Ş. deki eski haline iadesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddi, Ancak; 1-) Sanıklara isnat edilen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi gerekmekte olup, takibin kesinleştiği tarih olan 13.10.2010 tarihi itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olup olmadığının tespiti için borçlu şirketin bağlı bulunduğu vergi dairesinden borçlu şirketin muhasebecisi belirlenip buradan veya zabıta marifetiyle ticari defterleri ve kayıtları temin edilerek, borçlu şirkete ait ticari defterler, bilançolar ve banka hesapları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra sanıkların hukuki durumunun tayini gerekirken...

      Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, 1-Sanıklar hakkında İİK’nın 332. maddesine ilişkin olarak kurulan hükümlere yönelik incelemede, Şikayet dilekçesinde sanıkların, hangi fiilleriyle acizlerine sebebiyet verdikleri hususunda somut olarak delil sunulmadığı anlaşılmakla, Eylemlere ve yükletilen suçlara yönelik şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye aykırı olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, 2-Sanıklar hakkında İİK’nın 333/a maddesine ilişkin olarak kurulan hükümlere yönelik incelemede, Sanıklara isnat edilen İİK’nın 333/a maddesinde düzenlenen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı...

        AŞ. vekili davacı yanın takibinin kötüniyetli olduğunu, davacı ile borçlu şirket yöneticisinin kardeş olduklarını, öte yandan bedeli paylaşıma konu araç üzerine koydukları haczin önceki tarihi taşıdığını ve itirazın takibi durdurmayacağını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İcra Mahkemesi'nce yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı ... San. Tic. AŞ. vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davanın limited şirket ve şirket ortağından kar payı ve şirket yöneticisinin sorumluluğuna dayalı alacak istemine ilişkin olduğu, davacının davalı şirket ortağıyken 285 payını 10/02/2015 tarihli pay devri sözleşmesiyle davalı ...'ye devrettiği, davalı şirketin yöneticilerinin davalılar ... ve ...'den oluştuğu, davalı şirketteki payını tüm hak ve borçlarıyla birlikte devredip ortaklığını sona erdiren davacının davalı şirket ile ... ve ...'den kar payı alacağı talep edemeyeceği, TTK m. 553 gereği limited şirket yöneticisi aleyhine sorumluluk davası açabilecek kişilerin şirket, pay sahipleri ve şirket alacaklıları olarak belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

            Davalı yüklenici şirket ve proje sorumlusu ... vekili; taraflar arasında herhangi bir sözleşme veya taahhüt bulunmadığını, davacının kat malikleri adına böyle bir davayı açamayacağını davanın usulden ve esastan reddini savunmuştur. Mahkemece davanın ... yönünden taraf sıfatı yokluğu nedeniyle reddine, davalı şirket açısından davanın kabulüne karar verilmiş, verilen kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 15....

              - K A R A R - Davacı vekili, uzun yıllardır elde ettiği kazancını davalı bankaya yatırmaya gittiğinde banka yöneticisinin yönlendirmesi ve ... hesabındaki paralara devletçe güvence verilmediği hususunda ikaz edilmemesi nedeniyle parasını ... hesabına yatırdığını, bilahare davalı bankaya ... tarafından el konulduğunu, oysa paranın davalı ... bankası hesabına gitmeyip, davalı banka hesabında kaldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 14.600.TL'sının faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılardan ... A.Ş.'ye izafeten ... vekili, davacılar hesabının ... niteliğinde olmasından dolayı mevduat sigortası kapsamı dışında kaldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı ... ( ... A.Ş.) vekili, davacının kendi özgür iradesi ile parasını ayrı bir tüzel kişilik olan ... ... ... Ltd.Şti’ne yatırdığını, müvekkili bankanın sorumluluğu bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir....

                Apartmanı kat malikleri adına yönetim kurulu ya da yöneticisinin olup olmadığının tespit edilerek aleyhine hüküm kurulan ... Apartmanı kat malikleri adına yönetim kurulu ya da yöneticisine gıyabi hükmün yöntemince tebliğ edilerek, yönetim kurulu ya da yöneticisinin bulunmaması halinde ... Apartmanın kat maliklerinin tespit edilerek, kat maliklerine gıyabi hükmün yöntemince tebliğ edilerek; temyiz süresi geçtikten ve gerektiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3.maddesi gereği, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra, gönderilmek üzere, dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, temyiz itirazlarının bu noksanlıklar giderilip dosya geldikten sonra incelenmesine, 29.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporlarından davacı şirket defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmadığı, defterlerin eksik olduğu tespit edilmiştir. Anılan eksiklikler davalının davacı şirkette yönetici olduğu döneme ilişkin olup, davalının sorumluluğunda bulunmaktadır. Bu durumda davalının kendi sorumluluğu altında bulunan ticari defterleri usulüne uygun olarak tutulmasını sağlamayıp, kapanış tasdiklerini yaptırmadığından kendi kusuruna dayanarak hak elde edemeyecektir. Kaldı ki, davalının sorumluluğu davacı yanın ticari defterlerine göre değil, davacının banka kayıtları esas alınmak suretiyle tespit edilmiştir. Davalı şirket müdürü olduğu dönemde şirket defterlerini usulüne uygun olarak tutmakla, harcama belgelerini usulüne uygun şekilde defterlere kaydetmekle yükümlüdür. Davacı şirket defter ve kayıtlarında ise davalının şirket için yaptığını bildirdiği harcamalara ilişkin herhangi bir kayıt bulunmamaktadır....

                  Yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporlarından davacı şirket defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmadığı, defterlerin eksik olduğu tespit edilmiştir. Anılan eksiklikler davalının davacı şirkette yönetici olduğu döneme ilişkin olup, davalının sorumluluğunda bulunmaktadır. Bu durumda davalının kendi sorumluluğu altında bulunan ticari defterleri usulüne uygun olarak tutulmasını sağlamayıp, kapanış tasdiklerini yaptırmadığından kendi kusuruna dayanarak hak elde edemeyecektir. Kaldı ki, davalının sorumluluğu davacı yanın ticari defterlerine göre değil, davacının banka kayıtları esas alınmak suretiyle tespit edilmiştir. Davalı şirket müdürü olduğu dönemde şirket defterlerini usulüne uygun olarak tutmakla, harcama belgelerini usulüne uygun şekilde defterlere kaydetmekle yükümlüdür. Davacı şirket defter ve kayıtlarında ise davalının şirket için yaptığını bildirdiği harcamalara ilişkin herhangi bir kayıt bulunmamaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu