Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Muris ... 32.250,00 adet payının genel kurulda temsili için mirasçılar tarafından bir temsilci atanmamıştır. Tereke memuru olarak atanan İbrahim Bülbül'e de genel kurula katılma çağrısı yapıldığına dair herhangi bir belge sunulmamıştır. Davalı şirketin 07/02/2016 tarihli 1 nolu yönetim kurulu kararının hükümsüzlüğünün tespitine ve pay defterinin önceki durumuna getirilmesine karar verilmiş olması nazara alındığında, muris ... 32.250,00 adet payının dava konusu genel kurulda temsil edilmediği anlaşılmaktadır. Zira murisin terekesi, elbirliği mülkiyetinde olup, terekeye konu şirket hisselerinin şirketin diğer ortaklarına hükümsüzlüğü tespit olunan yönetim kurulu kararıyla yapılan intikale göre temsili usul ve yasaya uygun değildir....

    Mahkemece, toplanan kanıtlara göre, TTK'nın 534. maddesi yollaması ile aynı Yasa'nın 469. maddesi gereğince, şirket ana sözleşmesinde aksine hüküm mevcut değil ise kar payı dağıtılmasına ilişkin olarak genel kurul kararı alınmadıkça kar payının dağıtılamayacağı, davalı şirketin şirket ana sözleşmesinin 11. maddesine göre kardan bir kısmının hissedarlara dağıtılması veya şirket adına işletilmesinin şirket sermayesinin en az %51'ini temsil eden hissedarların kararına bağlı olduğunun belirtildiği, kar payı dağıtımına ilişkin şirket ana sözleşmesine uygun şekilde alınmış karar bulunmadığı, bu nedenle davacının kar payı talebinde bulunamayacağı gerekçesiyle davanın reddine dair tesis edilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizce onanmıştır. Davacı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur....

      İcra takibi sırasında borçlu öldüğünde tereke henüz taksim edilmemiş veya resmi tasfiyeye tâbi tutulmamış yahut mirasçılar arasında aile şirketi tesis olunmamışsa, borçlu hayatta olsaydı hangi usul tatbik olunacak idi ise terekeye karşı ona göre takip devam eder.” İİK'nın 53. maddesi gereğince; borçlunun takip sırasında ölümü halinde alacaklının takip edebileceği iki yol vardır. Bunlardan birincisi takibin terekeye yöneltilmesi, ikincisi ise mirasçılara yöneltilmesidir. Buna göre alacaklının tercih hakkını kullanarak, takibi mirasçılar hakkında mı yoksa terekeye karşı mı devam ettireceğini icra dairesine bildirmesi ve buna göre takibi sürdürmesi gerekmektedir. TMK'nın 619. maddesinde; ”Mirası reddetmeye hakkı olan her mirasçı, terekenin resmi defterinin tutulmasını isteyebilir...” TMK'nın 625. maddesinde; "Resmî defter tutulması devam ettiği sürece miras bırakanın borçları için icra takibi yapılamaz. Bu süre içinde zamanaşımı işlemez....

        in mirasçıları adına tescilini talep etmiş ve terekeye temsilci olarak atanmıştır....

          Tüm bu açıklamalar nedeniyle, davacı mirasçı sağ eşin mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle talep ettiği ve terekeye ait borç sayılan alacak miktarından, davanın mirasçılar arasında görülmesi nedeniyle, davacıda dahil bütün mirasçılar miras payları oranında sorumludurlar. Mahkemece, birinci kat yönünden verilen 5.000,00 TL katkı payı alacağı ile, ikinci kattan verilen 10.669,00 TL katılma alacağının davalıların her birinin 3/8'er miras payının olduğu da gözetilerek davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Ne var ki, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür (HUMK m. 438/7, HMK 370/2). SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda (2) nolu bentte açıklanan sebeple hükmün “1-Davacı kadının dava konusu taşınmazın zemin kat üzeri 1....

            Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin 08.07.2021 tarihli ve 2021/836 Esas, 2021/926 Karar sayılı kararıyla; terekeye dahil bir taşınmaz için bir mirasçının tek başına terekeye göre 3. kişi konumunda bulunan biri aleyhine miras payının adına tescili istemiyle dava açmasının hukuken mümkün olmadığı,elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp haklarının terekenin tamamını kapsadığı, TMK'nın 702. maddesine göre topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oy birliğiyle karar vermeleri gerektiği, bu halde mirasçılardan bir kısmının, kendi payları hakkında açtığı dava diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına açılmadığından, davanın diğer mirasçıların katılması (icazet vermesi) veya davanın terekeye temsilci atanması suretiyle sonuçlandırılmasına olanak bulunmadığı, bu nedenlerle İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın, aktif husumet nedeniyle reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun...

              Temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 2- Çekişmeli 101 ada 624 parsel sayılı taşınmaza ilişkin kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; dava, terekeye dahil olduğu iddia edilen taşınmazın miras payı oranında tapu kaydının iptali, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir. Mahkemece yukarıdaki bentte açıklanan gerekçe ile davacıların taşınmazı kayden devreden davalı ... aleyhine yöneltilemeyeceği, gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiştir. Çekişmeli taşınmazın tapu kayıt maliki olan davalı ... ile davacılar arasında miras ilişkisi bulunmadığından, davalı taraf, terekeye göre 3. kişi durumundadır. Terekeye dahil bir taşınmaz hakkında bir mirasçı diğer mirasçılar aleyhine tek başına miras payı oranında adına tescil istemi ile dava açabilirse de, 3. kişiye karşı miras payının adına tescili istemiyle dava açması hukuken mümkün değildir....

                dahil malların terekeye iadesine veya tapuların iptal edilerek davacanın miras hissesi oranında tesciline, aksi halde tenkis hükümlerinin uygulanarak müvekkilinin saklı payının tenkisine karar verilmesini talep etmiştir....

                , 1000/50.750 payının ...’na ait olduğunun kabul edildiği anlaşılmıştır....

                  ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2016/542 Esas KARAR NO : 2021/1047 DAVA : Çıkmaya izin ve sermaye ödemesi DAVA TARİHİ : 07/06/2016 KARAR TARİHİ : 02/11/2021 Mahkememizde görülmekte olan Çıkmaya izin ve sermaye ödemesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı şirket ortaklığından çıkmak istediğini belirtmesine rağmen davalılara ulaşmak mümkün olmadığını, davacıya şirket ve durumu hakkında bilgi verilmediği gibi şirketin dava tarihindeki durumu hakkında bilgisi bulunmadığını, şirketin devamı ve amacını gerçekleştirmesinin mümkün olmadığını, davalı şirketin diğer ortakları tarafından dava tarihine kadar esas sermaye borcu ödenmemiştir. Yıllardır şirket genel kurulu toplanmayıp kar payı dağıtılmamaktadır....

                    UYAP Entegrasyonu