Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a ortak murislerden intikal eden taşınır ve taşınmazlardaki miras payının davacı ...'a satıldığı ve davalının herhangi bir hakkının bulunmadığı açıkça bildirilmiştir. Hal böyle ise de, tapu kayıtlarından davaya konu taşınmazların tamamının 14.02.2007 tarihinde paylı olarak davacı ve davalılar adına tapuya tescil edilmiş olduğu saptanmıştır. TMK.nun 676 maddesine göre mirasçılar arasında terekeye dahil tapulu bir taşınmazdaki pay devri yazılı olması şartı ile geçerlidir. Davacının dayanmış olduğu 02.06.2004 tarihli sözleşme anılan yasa maddesine uygun olarak düzenlenmiş ise de, pay devrinden sonra yukarıda açıklandığı üzere tarafların bir araya gelerek tapuda paylı şekilde intikal yaptığından taraflar arasındaki sözleşmeye değer verilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....

    in sağ olduğu, kural olarak oğlu ... terekeye göre üçüncü kişi durumunda bulunmakta ise de, ...'in mirasçı durumunda bulunan babası ...'...

      Terekeye dahil bir taşınmaz için bir mirasçı tek başına .... kişiye karşı miras payının adına tescili istemiyle dava açamaz. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp, haklarının terekenin tamamını kapsadığı, TMK'nın 702. maddesine göre topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiği açıktır. Bu halde mirasçılarından birisinin kendi payı hakkında açtığı dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekir....

        Sulh Hukuk Mahkemesinden verilme 2014/9 Esas ve 2014/4 Karar sayılı veraset ilamında gösterilen; 192'şer payının davacı ... adına, 192'şer payının davacı ... adına, 1536'şar payının ise tespit maliki davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, çekişmeli 139 ada 95 parsel sayılı taşınmaza yönelik açmış olduğu davanın kabulüne, çekişmeli 139 ada 95 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptaline, parselin aynı vasıf ve yüzölçümünde tamamı 1920 pay kabul edilerek ......

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 21/12/2017 NUMARASI : 2017/883 Esas 2020/293 Karar DAVACI : VEKİLİ : DAVALILAR : VEKİLİ : DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) DAVA TARİHİ : 21/12/2017 KARAR TARİHİ : 23/09/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/10/2022 Taraflar arasındaki limited şirket ortaklığından çıkma ve çıkma payının ödenmesi istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davacının şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesine, çıkma payının ödenmesi isteminin reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 11/04/2017 tarihinde kurulan ... Ltd. Şti.'...

            Miras ortaklığını oluşturan mirasçılar, terekedeki malvarlığı değerleri üzerinde elbirliği halinde mülkiyet hükümleri gereğince malik oldukları için, kural olarak tek başlarına veya birkaçı birlikte hareketle terekeye dahil hakkın biri üzerinde tasarrufta bulunamazlar. Hal böyle olunca, tüm mirasçıların terekeye dahil olan bir hak veya malın terekeye iadesi için birlikte dava açmaları veya hazır olmayanların usulüne uygun şekilde vekaletname ibraz etmeleri veya TMK’nun 640. maddesi gereğince miras ortaklığına temsilci atanması gerekir. Yukarda belirtilen tüm bu düzenlemeler karşısında somut olaya dönüldüğünde davalı kooperatifin muris ... aleyhine 14.03.2008 tarihinde icra takibine başladığı, daha sonra temin edilen veraset ilamına göre murisin 15.10.2006 tarihinde vefat ettiğinin tespiti üzerine mirasçılar aleyhine icra emri düzenlendiği, muris ...'...

              Mahkemece yapılması gereken iş; davalının miras payına karşılık olarak muris tarafından kendisine yapılan kazandırmayı geri vermekle yükümlü olan davalının aynen geri vermeyi tercih etmesi durumunda, davalıya yapılan kazandırmayı terekeye iadesi ile yetinmek, davalının tercih hakkını para iadesi yönünden kullanması durumunda, bu halde denkleştirmenin, kazandırmanın denkleştirme anındaki değerine göre (TMK. md. 673/1) yapılması gerektiği de gözetilerek, murisin, taşınmazın iki katlı hali ile alımı için murisin ödediği bedelin (verdiği paranın), daha sonra üzerine inşa edilen üç katın imalat bedelini ayrı ayrı belirlemek, bu bedellerin (verdiği paranın) denkleştirme anındaki ulaştıkları değerinin paranın satın alma gücündeki değişimlere göre usulünce belirli kriterleri dikkate alarak hesaplamak, gerektiğinde bu konuda uzman bilirkişi veya bilirkişiler kurulundan taraf, yargıç ve Yargıtay denetimine elverişli rapor almak, bu yolla belirlenen değerin iadesine hükmedilmesi gereken ve davalının...

                Mahkemece, davanın kabulü ile 1780 parsel numaralı arsa vasıflı taşınmazda mirasbırakan ... ’ın hissesi 8 pay kabul edilerek 1/8 payının davacıya, 1/8 payının davalıya olacak şekilde tesciline karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. 1) Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2) Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; TMK’nin 644. maddesi gereğince bir mirasçı, terekeye dahil malların tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi isteminde bulunduğu takdirde sulh hakimi, diğer mirasçılara çağrıda bulunarak belirleyeceği süre içinde varsa itirazlarını bildirmeye davet eder....

                  Olayda, davacının adi komandit şirkette komandit ortağı olduğu husunun ihtilafsız olduğu, adi komandit şirketin limited şirketten elde ettiği kâr payının adi komandit şirketin ortaklarına yansımasının davacının adi komandit şirket ortağı olma statüsüne dayandığı ve adi komandit şirketin tam mükellef kurum statüsünü haiz olmadığı, Gelir Vergisi Kanunun 37. maddesine göre komandit ortağın ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirilmesi gerektiğinin belirtilmesi göz önüne alındığında yapılan işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır....

                    Olayda, davacının adi komandit şirkette komandit ortağı olduğu husunun ihtilafsız olduğu, adi komandit şirketin limited şirketten elde ettiği kâr payının adi komandit şirketin ortaklarına yansımasının davacının adi komandit şirket ortağı olma statüsüne dayandığı ve adi komandit şirketin tam mükellef kurum statüsünü haiz olmadığı, Gelir Vergisi Kanunun 37. maddesine göre komandit ortağın ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirilmesi gerektiğinin belirtilmesi göz önüne alındığında yapılan işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu