Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nin ortakları olduğunu, davalının %90 hisseye sahip hakim ortak ve aynı zamanda şirket müdürü olduğunu, 2010 yılı mart ayında şirkete ait demirbaşların 576,61100 TL bedelle satıldığını, bu satış bedelinin ortaklara kar payı ve tasfiye payı olarak dağıtılması gerekirken davalının müdürlük yetkisini kötüye kullanarak bu bedeli kendi şahsi harcamalarında kullandığını, şirketin işlettiği diyaliz merkezinin demirbaşları satıldığından şirketin tasfiye aşamasına geldiğini, davacının hissedarı olduğu şirkette aynı zamanda aylık 8.000,00 TL ücretle diyaliz hekimi olarak çalıştığını, ... aylık toplam 96.000,00 TL ücret alacağının müdürlük vazifesini kasten yerine getirmeyen davalı tarafından ödenmediğini, finanasal kiralama sözleşmesi uyarınca mülkiyeti şirkete geçen 16 adet diyaliz makinesinin de davalı tarafından şirket adresinden çıkartıldığını, davalının kendi şahsi harcamalarına kaynak yaratmak için bu makineleri .... kişilere satmak üzere olduğunu ileri sürerek, tedbiren şirkete ait banka...

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan deliller ve aldırılan bilirkişi raporlarıyla davalının, davacı şirket hesabından 187.279,21 TL para çektiği, mali müşavir olarak görevini gereği gibi yerine getirmemesi sebebi ile ödenmeyen SGK primleri gecikme zammının 5.034,75 TL, SGK asgari ücret desteğinden yararlanılamaması sebebi ile 14.385,60 TL olmak üzere davacı şirketi 206.699,56 TL zarara uğrattığının tespit edildiği, davalının, banka hesaplarından çekilen 187.279,21 TL'nin huzur hakkı ödemesi, kar payı ödemesi, müdürlük ücreti, mali müşavirlik ücreti ve kira bedeli olduğunu ileri sürdüğü, mahkemece tanzim ettirilen bilirkişi raporuyla davalının 7.484,78 TL kar payı hakkı, 68.800,00 TL müdürlük ücreti, 28.861,00 TL mali müşavirlik ücreti ve 10.800,00 TL kira bedeli olmak üzere toplam 115.945,78 TL mahsubu gereken alacağı bulunduğu, kalan 90.753,78 TL'nin ise davacı şirketin zararı olduğunun tespit edildiği, davalının...

      azınlık pay sahiplerinin menfaati olan olabildiğince kararlı kar payı dağıtımı yönünden haklı görülmesinin mümkün olmadığını, şirketin ekonomik ve mali büyüklüğü ile halihazırdaki mali yapısı ve sermayeye eklenen kar miktarı dikkate alındığında karın belirli bir oranının pay sahiplerine dağıtılmasının şirketin yatırım ve hedeflerini önemli bir ölçüde etkilemeyeceğini belirtmişlerdir....

        bilançosunun şeffaf olmadığını, denetleme raporunun bulunmadığını, diğer ortaklara denetleme raporu sunulmadığını, müvekkillerinin kar payından mahrum bırakılmasının, karın yarısından fazlasının yönetim kurulu üyelerine huzur hakkı, kar payı, prim ve ikramiye adı altında yönetim kuruluna ödenmesi kararı alınması, alınan kararı yönetim kurulu üyelerinin pay çoğunluğunu elinde bulundurarak kendi oyları ile alması, esas sözleşmede yönetim kuruluna huzur hakkı, kar payı, prim ve ikramiye gibi ödemelerin bulunmaması, yönetim kurulunun kendi kendisine haksız ücretler belirleyerek sahip olduğu pay çokluğuna dayanarak karar alması hukuka, kanuna, esas sözleşmeye, iyi niyet ve dürüstlük kurallarına açıkça aykırı olduğunu beyan ederek; 31.03.2022 tarihinde yapılan Genel Kurul Tutanağında alınan kararlardan öncelikle 7 nolu bentte karar altına alınan şirket yönetim kurulu üyelerine ödenecek huzur hakkı, kar payı, prim ve ikramiye ödemelerine ilişkin kararın, yargılama sürecinin uzunluğu ve uygulanması...

          Davacı dava dilekçesinde davalı ve şirketlerinin yurt dışında ortaklık vaadi ile toplanan dövizlerin başka şirketlere transfer edilerek pek çok kişinin mağdur edildiğini ifade ettikten sonra kendisine iki yıl içinde % 64 kar payı ödeneceği vaadi ile davalıya 100.000 DM para gönderdiğini ancak parasını ve kar payını alamadığını bildirerek ödediği paranın tahsili için eldeki davayı açmıştır. Davalı bu alınan paranın yurtdışında kurulan ... GmbH isimli şirkete davacıyı sessiz ortak yapmak için aktarıldığını, bu şirketinde Türkiye’de faaliyet gösteren ... Holding AŞ.nin % 12 hissesini devraldığını ve sesiz ortaklık payı 100.000 DM ve kar payı alacağı 64.000 DM nin ödenmesine holdingin kefalet verdiğini,bu yüzden davanın bu şirketlere yöneltilmesini savunarak husumet itirazında bulunmuştur....

            Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04.12.2012 tarih ve 2009/628-2012/280 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkette %2 payının olduğunu, davalı şirketin 09/05/2009 tarihinde genel kurulunda alınan karar gereğince, ortaklarına toplam 483.000,00 TL kar payı ödenmesine karar verildiğini, bu miktardan müvekkilinin %2 payına isabet eden 8.211,00 TL olduğunu, yönetim kurulunun 13/05/2009 tarihli yazısı ile kar payı alacağının ½ oranında ödeneceğinin bildirildiği ve 26/05/2009 tarihinde kar payı alacağının ½ sinin diğer tüm ortaklara ödenmiş olmasına rağmen müvekkili payının davalı şirkete borçlu olduğundan bahisle kar payı alacağının...

              kar payı alma hakkı, yeni pay alma hakkı, hazırlık devresi faiz hakkı, tasfiye payı alma hakkı gibi tüm mali hakların parasal karşılığının hesaplanarak üyelik payı oranında şimdilik 100 TL'nin temerrüt faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10/04/2013 tarih ve 2012/212-2013/254 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin eşinin davalı şirketin 2000 hissesinden 40'sine sahipken bu hisseleri müvekkiline 06.10.1996 tarihinde devrettiğini, bu tarihten itibaren müvekkiline herhangi bir kar payı ödenmediği gibi ihtara rağmen şirketin mali durumu hakkında da bilgi verilmediğini, amacı ortaklarına kar payı dağıtmak olan şirketin uzun zaman kar payı dağıtmamasının ortaklık konusunu imkansız hale getirdiğini, bu hususların haklı nedenle fesih isteme ve şirketten çıkma hakkını verdiğini ileri sürerek kar payının tespiti ile müvekkiline şimdilik 1.000,00 TL olarak...

                Esas sayılı dosyası ile açılan ortaklıktan çıkma ve kâr payı alacağı davasında 07/10/2020 tarihinde tesis edilen kâr payı alacağı ile ilgili davanın reddine, ortaklıktan çıkma ile ilgili davanın açılmamış sayılmasına ilişkin karara karşı davacının istinaf kanun yoluna başvurması üzerine dava dosyasının dairemize geldiği anlaşılmakla üye hakimin görüşleri alındıktan sonra, dosya incelendiğinde; DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 05/09/2020 tarihinde davalı şirkete 7.825 DM ödeme yaparak şirkete ortak olduğunu, müvekkilinin ödediği paranın dava tarihindeki TL karşılığı belirlenerek ve çıkma payını alarak şirket ortaklığından çıkmak istediğinden ve ayrıca 19 yıl boyunca müvekkiline herhangi bir kar payı ödenmemesi nedeniyle kar payı alacağının doğduğundan bahisle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere müvekkilinin şirket ortaklığından çıkmasına ve şimdilik 1.000,00 TL çıkma payının dava tarihinden itibaren hesaplanacak ticari faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine...

                  e (müvekkilin yeğenine) teslim edildiği, 29.07.2021 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında, şirket sermayesinin tamamı bedelsiz olmak üzere artırılması ve buna göre her 1 paya karşılık 50 pay bedelsiz hisse verilmesi hususunda karar alındığı, bu kapsamda yukarıda bahsi geçen 539.946 pay hisse senedinin 36.997.300 bedelsiz hisse alma hakkı bulunduğu, 2021 yılı kar payı tutarı olan 27.537,25 TL'nin ... Bankası nezdindeki ... - ... ortak hesabına 17.08.2021 tarihinde havale edildiği, kar payı alacağı bulunmadığı, kaybedildiği belirtilen hisse senetlerinden doğan hakların (bedelsiz hisse alımı, rüçhan hakkı, oy hakkı, kar payı) kullanılabilmesi için hisse senetlerinin mülkiyetini tevsik edecek mahkeme kararı gerektiği, bugüne kadar adı geçen hisse senetleri ile ilgili şirkete herhangi bir başvuru yapılmadığı" bildirildiğini belirterek zayi nedeniyle hisse senetlerinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu