Şirketin 2004 yılında kurulmuş olduğu dikkate alındığında, davanın açıldığı 2016 yılına kadar davacı tarafından şirket genel kurullarının yapılmasına, kar payı talebine dair dosyaya sunulmuş bir belge bulunmamaktadır. Şirket karar defteri ve Ticaret Sicil Gazetesi sorgulamalarında da genel kurulların yapıldığına, kar dağıtımı yapıldığına dair bir karar da mevcut değildir. Davalı şirket Karar defteri ve Ticaret Sicil Gazetesi kayıtlarında, şirkete ait tesciller incelendiğinde, yetki, yetki iptali, sermaye artırımı, adres değişikliği, gibi şirketin olağan işleyişine yönelik ihtiyaca göre kararlar alındığı, bu durumun şirketin kuruluşunun yapıldığı 2004 yılından 2016 yılına kadar da devam etmiş olduğu, alınan kararların oy birliği ile alınmış olduğu görülmüştür....
Dosyamızda taraf delilleri toplandıktan sonra bilirkişi heyetlerinden asıl ve birleşen dava konusu talepler yönünden bilirkişi raporları temin edilmiş, dosyamıza sunulan bilirkişi raporları arasındaki hesaplama farklılıklar ı ve çelişkinin giderilmesi teminen SMMM Latife Yazıcı Yalçınkaya ve nitelikli hesaplama konusunda uzman bilirkişi ... tarafından oluşturulan bilirkişi raporunda özetle; dava konusu 2008 ve 2009 yılları kar payı alacağının borçlusunun davalılardan ... olduğu, davanın açıldığı 02.04.2009 tarihinde yalnızca ilk yılın (01.01.2008-31.12.2008) kar payının vadesinin gelmiş olduğu, buna göre, dava tarihinde davacının kar payı alacağının 2008 yılı kar payı olan 500,00-TL olduğu, davacının 2008-2009 yılları kar payından bakiye alacağının; 2010 ve 2011 yıllarında yapılan ödemelerin mahsubu ile ve son ödeme tarihi olan 23.08.2011 itibarı ile 694.299,46,TL olarak hesaplandığı, asıl davada talep edilen 100.000,00-TL tazminatın bağış bedeline ilişkin olduğu, dava dosyasında her hangi...
Karın Tespiti ve Dağıtımı" Başlıklı 12. maddesinin ve TTK'nın "Ortağın İstemleri" başlıklı 228. maddesinin düzenlendiğini, mahkemenin gerekçesinde de belirttiği üzere limited şirketlerde ortakların kar payı alma hakkının vazgeçilmez bir hak olduğunu ve şirketin bütün organlarının bu nihai amaca uygun kararlar almak zorunda olduğunu, kar payının kanundan doğan bir hak olduğunu ve şirket organının kararına bağlı olamayacağının yerleşik Yargıtay uygulaması ile de sabit olduğunu, Mahkeme tarafından "dava dosyasına sunulan bilirkişi raporu içeriğinde kar payı dağıtımına ilişkin alınmış bulunan herhangi bir ortaklar genel kurul kararından bahsedilmediği" hususunun belirtilmesinin işbu nedenle hatalı olduğunu, nitekim kar payı hakkı kanundan doğan mali bir hak olup işbu gerekçeye reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu;Mahkemece müvekkilin kar payı talebine itiraz ettikleri halde bilirkişi raporunun hükme esas alınarak taleplerinin reddedildiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı...
Anonim şirketlerde ortak ile şirket arasındaki ilişki bu şekilde olmalıdır. Eldeki davaya konu uyuşmazlık, davacının daha önce ortağı bulunduğu davalı şirketten kar payı istemine ilişkin olup sicil kayıtları sözleşme ve şirket defterlerine göre davacının dava tarihinden önce davalı şirketin ortağı olduğu, ancak 30.04.2013 pay devri sözleşmesi ile payını şirketin aktifine ve pasifine ilişkin tüm hak ve borçlarıyla birlikte devrettiği sabittir. Bu itibarla, anonim şirketteki hak ve borçların kaynağının hisse payı olup payını devreden kimsenin şirkete karşı hak iddia etmesinin mümkün olmadığından dava tarihi itibariyle davalı şirkete ortak olmayan bir başka ifade ile pay sahipliği sıfatı bulunmayan davacının davalı şirketten kar payı talep hakkı olmadığının kabulü gerekir. (Yargıtay 11. HD'nin 22.06.2016 tarih ve 2016/142 E. - 2016/6921 K., 18.06.2014 tarih ve 2014/ 3519 E. - 2014/1745 K, 19/02/2018 tarih ve 2016/8018 E. - 2018/1205 K....
Anonim şirketlerde ortak ile şirket arasındaki ilişki bu şekilde olmalıdır. Eldeki davaya konu uyuşmazlık, davacının daha önce ortağı bulunduğu davalı şirketten kar payı istemine ilişkin olup sicil kayıtları sözleşme ve şirket defterlerine göre davacının dava tarihinden önce davalı şirketin ortağı olduğu, ancak 30.04.2013 pay devri sözleşmesi ile payını şirketin aktifine ve pasifine ilişkin tüm hak ve borçlarıyla birlikte devrettiği sabittir. Bu itibarla, anonim şirketteki hak ve borçların kaynağının hisse payı olup payını devreden kimsenin şirkete karşı hak iddia etmesinin mümkün olmadığından dava tarihi itibariyle davalı şirkete ortak olmayan bir başka ifade ile pay sahipliği sıfatı bulunmayan davacının davalı şirketten kar payı talep hakkı olmadığının kabulü gerekir. (Yargıtay 11. HD'nin 22.06.2016 tarih ve 2016/142 E. - 2016/6921 K., 18.06.2014 tarih ve 2014/ 3519 E. - 2014/1745 K, 19/02/2018 tarih ve 2016/8018 E. - 2018/1205 K....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE; 1-Dava bir kısım maddi vakıaların tespiti ve kar payı alacağı davasıdır. 2-Dava dilekçesinde davacının ortağı olduğu İzmir Karaçam ... Enerji Üretim A.Ş. Genel kurulu tarafından alınan bir kısım kararların usulüne uygun olup olmadığının, duran varlıklarda azalma sebeplerinin ve borç senetlerinin ne sebeple düzenlendiğinin tespiti ile kar payı alacağının tahsili isteminde bulunulmuştur. 3-Dava şartı mahkeme tarafından her aşamada resen gözetilmesi gereken bir husustur. Davacının birden fazla talebi bulunduğundan taleplerinin ayrı ayrı dava şartları yönünden değerlendirilmesi gerekmektedir. 4-Davacının tespite yönelik taleplerinin değerlendirilmesi neticesinde; "Bir hususun varlığı veya yokluğu mahkemenin davayı esası bakımından inceleyip, karara bağlamasına engel teşkil ediyorsa, dava şartı söz konusudur. Hukuki yarar ilkesi davanın konusuna ilişkin dava şartlarındandır. Davacının dava açmakta hukuki yararının da bulunması gerekir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE; 1-Dava bir kısım maddi vakıaların tespiti ve kar payı alacağı davasıdır. 2-Dava dilekçesinde davacının ortağı olduğu İzmir Karaçam ... Enerji Üretim A.Ş. Genel kurulu tarafından alınan bir kısım kararların usulüne uygun olup olmadığının, duran varlıklarda azalma sebeplerinin ve borç senetlerinin ne sebeple düzenlendiğinin tespiti ile kar payı alacağının tahsili isteminde bulunulmuştur. 3-Dava şartı mahkeme tarafından her aşamada resen gözetilmesi gereken bir husustur. Davacının birden fazla talebi bulunduğundan taleplerinin ayrı ayrı dava şartları yönünden değerlendirilmesi gerekmektedir. 4-Davacının tespite yönelik taleplerinin değerlendirilmesi neticesinde; "Bir hususun varlığı veya yokluğu mahkemenin davayı esası bakımından inceleyip, karara bağlamasına engel teşkil ediyorsa, dava şartı söz konusudur. Hukuki yarar ilkesi davanın konusuna ilişkin dava şartlarındandır. Davacının dava açmakta hukuki yararının da bulunması gerekir....
Kira sözleşmelerinin incelenmesinde; taraflar arasında kira bedeli olarak aylık sabit kira ve bu sabit kiraya ilave olarak kiracı şirketin tesislerden elde edeceği yıllık gelirin %7'si oranında kar payı olarak adlandırdıkları, gelire göre değişken, ancak asgari bir miktarın da altında olamayacak ciro kirasının benimsendiği görülmektedir. Bu durumda sözleşmeler kapsamında kiracının borcu sabit kira ve değişken ciro kirası olmak üzere iki ayrı kalem olarak düzenlenmiştir. 2017/702 Esas sayılı dosyanın dava dilekçesinde davanın konusu kar payı alacağı olarak gösterilmiş olmasına rağmen sonuç ve istek kısmında 5.000,00 USD kira alacağı ve 5.000,00 USD gecikme zammı talep edilmiştir. Davacı vekili 22.08.2017 tarihinde sunmuş olduğu maddi hata dilekçesinde bu davadaki taleplerinin kira alacağı değil kar payı alacağı olduğunu belirtmiştir....
Davalı vekili, ortaklar arasında akdedilen 17.02.2001 tarihli protokol ile davacının borçları şirketçe ödendikten sonra kar payı dağıtımına geçileceğinin kararlaştırıldığını, henüz borçların tamamının ödenmediğini, şirket istikrarı için kar payı dağıtımının yapılmaması gerektiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir....
yönetimiyle kaynaklarını verimli kullanılmadığından zarara sürüklenmekte olduğunu, müvekkilinin şirketteki ilişiğinin sistematik olarak kesilmeye çalışıldığını, diğer pay sahipleri tarafından şirketin sürekli zarara uğratıldığını, şirket kar ederken dahi kar payı ve benzeri ilgili mali hakların çeşitli bahanelerle ödenmediğini, müvekkilinin kar payı alma hakkının hukuken engellenmekte olduğunu, şirket bilançosu, faaliyet raporları ve finansal tablolarının usulüne ve gerçeğe uygun tutulmadığından müdürler kurulu üyelerinin ibra kararının usule, yasaya ve dürüstlük kuralına aykırı olduğunu beyanla davalı şirketin ... tarihinde yapılan 2021 yılı olağan genel kurulunda alınan kararların tamamının batıl olduğunun tespitine, butlanın tespiti taleplerinin kabul görmemesi halinde alınan 3 ve 4. numaralı genel kurul kararlarının iptaline, kararların icrasının TTK'nun 449. maddesi uyarınca tedbiren durdurulmasına, HMK'nun 329. ve devamı maddeleri gereğince davasının hiçbir hakkı olmadığı halde kötü...