dava dışı ve tarafların ortak oldukları şirkete zarar verdiğinin kanıtlanamadığı, buna bağlı olarak davacının maddi tazminat talebininde kanıtlanamadığı, yine davalının ---- İcra Dairesinin-----. sayılı dosyasında yaptığı tahsilatın da dava dışı şirkete ödenmesi gerekiğine dair dosyada delil bulunmadığı, öte yandan davalının şirketteki müdürlük görevinin 2007 yılında dolduğu, bu tarihten sonra davalının şirketteki müdürlük görevinin sonlandığı ve temsil ve ilzam yetkisinin kalmadığı, davalının müdürlük süresinin dolmasından sonra şirkete yeni müdür atamasının yapılmadığı ve şirketin organsız kaldığı, ticaret sicil kayıtlarında davalının müdürlük görevinin 09.12.2007 tarihinde dolması ve bu tarihten sonra temsil ve ilzam yetkisinin kalmaması, şirketin hem vergi dairesinden ve hem de ticaret sicilden terkin edilmesi ve sicil kaydının kapalı olması hasebiyle davalının azil istenilecek bir müdürlük görevinin bulunmadığı kanaatine varılmakla kanıtlanamayan davanı reddine karar vermek gerekmiş...
Dosyanın incelenmesinden, davacının, 23/07/2008 tarih ve 7111 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi ile ilan edilen 06/07/2008 tarihli ortaklar kurulu kararı ile asıl amme borçlusu şirkette müdür olarak seçilmesine karar verildiği, 24/02/2009 tarih ve 7256 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi ile ilan edilen 16/02/2009 tarihli ortaklar kurulu kararında, asıl amme borçlusu şirketteki tüm hisselerinini ... isimli şahsa devretmesi sonucunda şirket ortaklığının son bulduğu, aynı ortaklar kurulu kararı ile davacının tüm hisselerini devrettiği ... isimli şahsın beş yıl süre ile görev yapmak üzere şirket kaşesi altında atacağı münferit imzası ile şirketi en geniş şekilde temsil ve ilzam yetkisi verilerek şirket müdürü olarak seçildiği, 10/06/2011 tarih ve 7834 sayılı Ticaret Sicili Gazetesi ile ilan edilen 30/05/2011 tarihli ortaklar kurulu kararı ile de davacının müdürlük görevinin kaldırıldığı görülmüştür....
Bu nedenle, siyasi parti ilçe teşkilatının hukuki varlığının sona erdiğinin tespiti istemiyle açılan davaya bakma görevinin sulh hukuk mahkemesine ait olduğu bir gerçektir. Benzer uyuşmazlıkla ilgili Yargıtay 20....
Her ne kadar Kurum kayıtlarından da, davacının 10.01.2004 tarihinde şirketteki çalışmalarının sona erdiğinin anlaşılmakta ise de bu durum şirketteki çalışmasının sürdüğüne karine olup temsil ve ilzam yetkisinin devam ettiğinin göstergesi değildir. Hal böyle olunca davacının temsil ve ilzama yetkili olduğu müdürlük görevinden istifa ettiğine ilişkin dilekçesi dava dışı şirketten getirtilip, görevden ayrıldığını iddia ettiği tarihten sonra imza yetkisini kullanarak şirket adına tasarrufta bulunup bulunmadığı araştırılmadan sigorta kayıtlarına göre iş akdinin sona erdiği tarihin temsil ve ilzam yetkisinin sona erdiği tarih olarak kabulünün hatalı olduğu ortadadır. Davacının müdürlük görev ve yetkilerinden istifasının 506 sayılı yasanın 80. Maddesindeki borçtan sorumluluğu ortadan kaldıran “haklı sebepler” kavramı içinde bulunduğu ve bu nedenle istifa tarihinden sonra doğan borçlardan sorumlu olmayacağı açıktır....
Dosyada mevcut belgelere göre, menfi tespit davasının hak düşürücü süre sınırlamasına tabi bulunmadığı, davalı kurum tarafından talep edilen alacağın oluşmasına temsil yetkisi sona erdiği halde davacının yapmış olduğu bir hukuki işlem neden olmadığı gibi, davalı Kurumun da temsil yetkisi sona eren davacı ile dava dışı şirket yönünden 6102 Sayılı Kanun’un 36’ıncı maddesi anlamında üçüncü kişi konumunda bulunmadığı açıktır. Temsil yetkisinin sona erdiğinin Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilanı iyiniyetli üçüncü kişileri korumaya yönelik olup, davacı tarafından şirketteki ortaklığı ve temsil yetkisi sona erdikten sonra şirketi borç altına sokacak hukuki bir işlem yapılmadığından, davacının şirket ortaklığı ve müdürlük görevinden ayrıldıktan sonra şirket adına yetkili olan temsilcilerin ödemesi gereken bir borçtan dolayı şahsi sorumluluğu bulunmamaktadır. Yukarıda yapılan değerlendirmeler ışığında, somut olayda davacının Beyoğlu 36....
sona erdiğinin kabulünün olanaksız olduğunu, somut davada, İzmir ......
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu senet üzerindeki imzanın Baysal Hilmi Saygılı’ya ait olduğunu, adı geçen kişinin 19.03.2018 tarihinde müdür olarak seçildiğini, 21.12.2018 tarihinde müdürlük görevinin sona erdiğini, davacı şirkette her daim payı bulunduğunu ve bononun şirkette bulunan payına binaen imzalandığını, temsil yetkisini aşmak sureti ile bonoyu imzaladığının ortada olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespiti ve tasfiyesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir....
Bölge Adliye Mahkemesi'nce; limited şirket müdürünün istifa ya da başka bir sebeple görevden ayrılmasının tescili zorunlu hususlardan olduğu, davacının müdürlük görevinden ayrıldığının tescil görevinin şirket yönetimine ait olduğu, davacının tek taraflı irade beyanı ile müdürlük görevinden ayrıldığını şirkete bildirmesi ile istifanın sonuç doğurduğu ve davacının iş bu davayı açmasında hukuki yararı bulunmadığı,ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, davacının şirket müdürlüğünden istifasının tespiti ile istifasının Ticaret Sicil Gazetesinde tesciline karar verilmesi istemine ilişkindir....
Şti.’nin 11.08.2016 tarihli ve 2016/03 sayılı ortaklar kurulu kararının 15.08.2016 tarihinde tescil edildiği, şirket müdürlerinden ...’ın müdürlükten istifa ettiği, istifasının kabul edildiği, müdürlüğü sona erdiğinden şirketi temsil ve ilzam yetkisinin de sona erdiğinin ilan edildiği, 27.01.2017 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde... Turizm ve İnşaat San. Tic. Ltd. Şti.’nin 01.01.2017 tarihli ve 2017/01 sayılı ortaklar kurulu kararının 23.01.2017 tarihinde tescil edildiği, şirket müdürlerinden ...’nun müdürlüğüne son verildiği, şirketi temsil ve ilzam yetkisinin de sona erdirildiğinin ilan edildiği, 20.04.2017 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde... Turizm ve İnşaat San. Tic. Ltd. Şti.’nin 03.03.2017 tarihli ve 2017/02 sayılı ortaklar kurulu kararının 14.04.2017 tarihinde tescil edildiği, şirket müdürlerinden ...’ın müdürlüğüne son verildiği, şirketi temsil ve ilzam yetkisinin de sona erdirildiğinin ilan edildiği görülmektedir. 18....