WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

dosyası kapsamı birlikte incelenip değerlendirildiğinde; iş bu davanın davalı şirketteki diğer davalı adına görünen hissenin iptali ile şirketin 1/3 hissesinin davacı adına yeniden iadesi ve tescili talebine ilişkin olduğu, davacının istediği ve üzerine ihtiyati tedbir konulmasını istediği hususun ise davalı şirket adına kayıtlı olduğu söylenen taşınmaz / taşınmazların 3. kişilere devrinin önlenmesi ve bu yönde sonuçlar doğabilecek şirket tasarruflarının önlenmesine yönelik olduğu, söz konusu şirketin taşınmazının bizzat kendisinin, aynının yani mülkiyetinin doğrudan iş bu davanın / uyuşmazlığın konusu olmadığı, HMK 389. maddesine göre, diğer koşulları da varsa ancak dava / uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceğinden, iş bu dava yönünden istenen söz konusu türdeki ihtiyati tedbir talebinin kabulü için HMK 389 vd gereğince aranan gerekli koşulların bulunmaması nedeniyle reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.Açıklanan nedenlerle ve mahkemesince de davacının söz konusu...

    Holding A.Ş'nin 16/08/2002 tarihli yönetim kurulu toplantısında davacı ... ile davalı ... hisselerinin yanlış olarak yazıldığı, yönetim kurulunun bir belge ve dayanağı olmadan bir ortağın hissesini azaltması ve çoğaltma yetkisinin olamayacağı, şirkete ait ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen itibar edilen bilirkişi raporlarına göre 16/08/2002 tarihli yönetim kurulu kararının iptali gerektiği, bu karara istinaden yapılan hisse sayıları düzeltilmesinin eski hale getirilerek davacı ... hissesinin 2099, davalı ... hissesinin 1361 olarak kayıt ve tescili gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalı ... Holding A.Ş’nin 16/08/2002 tarihli yönetim kurulu kararının iptaline ve bu karara istinaden yapılan hisse sayılarının düzeltilmesinin eski hale getirilerek davacı ...’ın hissesinin 2099, davalı ...’ın hissesinin 1361 olarak şirket pay defterine kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir....

      TTK 595/2 maddesindeki devir ancak onayla geçerli olacağına dair hükmü somut olaya uygulandığından; dava konusu hisse devrinin onaylanmasına ilişkin önerinin genel kurulda salt çoğunluğun oyunu almadığından kabul edilmemiş eş anlatımla şirket genel kurulun hisse devrinin onaylandığına ilişkin olumlu ve geçerli (salt çoğunlukla) bir karar alınmadığından şirketin hisse devrine onay vermediği sonucuna varılır. Davalı şirket hisse devrine ilişkin istemi görüşmüş ve bu hususa yapılan oylamada hisse devrinin kabul edilmesine ilişkin öneri salt çoğunlukla kabul edilmediğinden red etmiştir. Eş anlatımla şirket hisse devrine onay vermemiştir. Buna göre de şirket hisse devrine onay vermediğine göre artık TTK.595/7 madde fıkra hükmü uygulanamaz. Zira şirket sessiz kalmamış ve onay istemini onaylamayarak red sonucunu doğuran bir karar almıştır....

      TTK 595/2 maddesindeki devir ancak onayla geçerli olacağına dair hükmü somut olaya uygulandığından; dava konusu hisse devrinin onaylanmasına ilişkin önerinin genel kurulda salt çoğunluğun oyunu almadığından kabul edilmemiş eş anlatımla şirket genel kurulun hisse devrinin onaylandığına ilişkin olumlu ve geçerli (salt çoğunlukla) bir karar alınmadığından şirketin hisse devrine onay vermediği sonucuna varılır. Davalı şirket hisse devrine ilişkin istemi görüşmüş ve bu hususa yapılan oylamada hisse devrinin kabul edilmesine ilişkin öneri salt çoğunlukla kabul edilmediğinden red etmiştir. Eş anlatımla şirket hisse devrine onay vermemiştir. Buna göre de şirket hisse devrine onay vermediğine göre artık TTK.595/7 madde fıkra hükmü uygulanamaz. Zira şirket sessiz kalmamış ve onay istemini onaylamayarak red sonucunu doğuran bir karar almıştır....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafından hisse devrinin yapıldığı, söz konusu hisse devrinini şirket yönetim kurulunda onaylandığı, anonim şirket pay devrinin istisnalar dışında tescile tabi bulunmadığı, dava konusu uyuşmazlıkta da anonim şirket hissesinin devrinin tescile tabi olmadığı, davacının anonim şirketteki hisselerini dava dışı ...'...

          Noterliğinin 22/12/2006 tarih ve .... sayılı hisse devir sözleşmesine göre şirket hissedarlarından ....'in 10.000,00 (on bin) YTL ana sermayeli davalı şirketteki mevcut 3.000 (üç bin) YTL sermaye hak ve hissesinin tamamını, Beyoğlu .... Noterliğinin 22/12/2006 tarih ve ... sayılı hisse devir sözleşmesine göre şirket hissedarlarından ...'in 10.000,00 (on bin) YTL ana sermayeli davalı şirketteki mevcut 500,00 (beş yüz) YTL sermaye hak ve hissesinin tamamını ...'a devrettiği, Zeytinburnu .... Noterliğinin 15/03/2011 tarih ve ... sayılı hisse devir sözleşmesine göre şirket hissedarlarından ...'ın davalı şirketteki 60 pay karşılığı 1.500,00 TL hissesini ...'...

            ın davalı şirketteki hissesinin son olarak %87,18'e yükseldiğini, sağ kalan eşin %21,79, çocukların her birinin %8,17 oranında veraset payının bulunduğunu, bu orandaki şirket hissesinin de veraseten müvekkiline verilmesi gerekirken 15.09.2000 tarih ve 46 sayılı şirket kararına dayanılarak bu gereğin yerine getirilmediğini, anılan kararda murisin paylarının sadece erkek mirasçılar arasında paylaştırıldığının belirtildiğini, ancak kararın sahte olduğunun anlaşıldığını, müvekkilinin yardıma ihtiyacı olduğu bir sırada davalı ...'ın yardım bahanesi ile müvekkilini Ankara'ya çağırdığını, davalının müvekkiline aldatıcı beyanlarda bulunduğunu, müvekkilinin de hissesini 1.218.750.000....

              ın da şirket müdürlüğünden istifa ettiğini, ancak müvekkillerince talep edilmesine ve 15.11.2000 tarihinde hisse devrine ilişkin ortaklar kurulu kararı alınmasına rağmen, hisseleri devralan kişilerin şirketle ilgili bu son mevcut durumu Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlatmadıklarını ileri sürerek, müvekkillerinin şirket ortaklığından ve müvekkillerinden Ergün Aybar'ın da şirket müdürlüğünden 15.11.2000 tarihinde ayrıldığının ve hisse devrinin şirketin 15.11.2000 tarihinde 2000/1 sayılı kararı doğrultusunda tescil ve ilanının yaptırılmasına karar verildiğinin tespiti ile ticaret sicilde tescil ve ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ......

                Davalı şirket ----getirtilmiş, incelenmesinde; davalı şirket ----mahkememiz yetki sınırlı içinde kaldığı, davalı şirket yetkilisi ve tek ortağı olan --- tarihinde ---- şirketin tek ortağı ve yetkilisi --- devrettiği, şirketin hisse devrine ilişkin aynı gün ---- tarihinde başladığı şirketteki görevinin devam ettiği görülmüştür. Davalı şirket yetkilisi ve tek ortağı -- devretmeden önce ---tarihinde --- bedelle davacı ---devrettiği, pay devrinin ---- bildirilmediği dosyaya sunulan devir sözleşmesinden ve ---- anlaşılmıştır. --------- pay devrinin ne şekilde yapılacağı düzenlenmiş olup, buna göre devir işleminin yazılı şekilde yapılıp noter tarafından onanması, devrin ortaklar genel kurulunca onaylanması şartıyla pay devri hüküm ifade edecektir. ---- geçerli bir pay devri için yazılı şekilde yapılmış pay devri sözleşmesinin imzasının noterde tasdik ettirilmesi, ortakların ağırlaştırılmış nisap ile devre muvafakat etmeleri ve devrin pay defterine işlenmesi gerekir....

                  'nin % 69 hissesinin adına devri ve tesciline karar verilmesini talep etmiş olup, mahkemece yukarıda açıklanan gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. İşbu davada payın şirket pay defterine de tescili istendiğine göre husumetin hisseleri devralındığı ileri sürülen limited şirkete de yöneltilmesi gerekir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 18/09/2014 tarih.... Karar sayılı emsal ilamı). Hal böyle olunca mahkemece, davanın 2014 yılında açıldığı ve bu zaman zarfında yargılama yapıldığı gözetildiğinde hisselerinin devri ve tescili talep edilen .... 'ne karşı dava açılarak işbu dava ile birleştirilmesinin sağlanması gerekirken usulünce taraf teşkili sağlanmadan hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzeni gözetilerek kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK'nın 353/1-a-6. maddesi gereği kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu