Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hisse devrinin yapıldığı 25/06/2014 tarihi itibarıyla değil, mahkeme kararının kesinleşmesi tarihi itibarıyla müvekkilinin çıkmasına karar verildiğini, hissenin devralındığı aynı gün hissenin devralınan ortağa geri devredildiğini, ancak hissenin geri devrinin davalı şirket pay defterine işlenmediğini, tescil ve ilan işlemlerinin yapılmadığını, ticaret sicil gazetesinde ilan edilen kararlardaki müvekkili imzasının sahte olduğunu, şirket pay defterinin müvekkilinin elinde bulunmadığını, davalının şirket hisse devrini ticaret sicil gazetesinde tescil ettirmekten imtina ettiğini, şirket karar defterine sahte imzalar atılarak kararlar alındığını, bu nedenle çıkma kararının 25/06/2014 tarihi itibarıyla verilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir....

Uyuşmazlık, devir keyfiyetinin şirket pay defterine kayıt edilip edilmediği, bu hususun limited şirket hisse devrinin zorunlu unsurlarından bulunup bulunmadığına ilişkindir. Yerel Mahkemece, şirket pay defterine kayıt olgusunun, hisse devrinin zorunlu unsurlarından bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalılar ... ve ... tarafından temyizi üzerine sayın çoğunluk görüşü doğrultusunda, bu hususun hisse devrinin zorunlu unsurlarından olduğu, mahkemece araştırılması gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece duruşmalı yapılan inceleme sonunda taraf vekillerinin yüzlerine karşı, uyuşmazlık konusu olan şirket paylarına ilişkin verilen ihtiyati tedbir kararına yönelik itirazın yerinde olmadığı, tedbir talebine konu taşınmazın şirket dışında başka kişilere devrinin önlenmesi için tedbir talebinde bulunulduğu, dosya kapsamı ile dava konusu olan şirket hisseleri dolayısıyla şirketin tek malvarlığı olan ve finansal kiralama yöntemi ile kredi kullanımı için tapuda finansal kiralama şirketine devredilen taşınmazın devrinin önlenmesi yönünde istemini HMK'nun 389 vd. Maddeleri kapsamında kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davalı ... vekilinin şirket hisseleri üzerine konulan tedbirin kaldırılmasına ilişkin itirazının reddine, davacı ... vekilinin taşınmaza ilişkin ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile dava konusu şirket ait olup finansal kiralama sözleşmesi kapsamında tapuda ......

      sahibi davacıya ait olduğunu, bu nedenle davalı şirketin ... namına yazılı %5 hissenin sermaye taahhüt borcunu davacıdan, yani yeni hisse sahibinden talep etmesi gerekirken önceki hisse sahibi ...’a sermaye taahhüdünü yerine getirmesi için ihtar keşide edildiğini, Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan edildiğini, davalı şirketin 19/04/2016 tarihli kararı ile ... namına yazılı hisse senedinin ıskatına karar verildiğini, usul ve yasaya, şirket ana sözleşmesine aykırı yapılan işlemler sonucu verilen ıskat kararının iptali gerektiğinden, yönetim kurulu kararının iptaliyle, davacının 23/12/2015 tarihinde davalı şirket ortağı ...’dan devraldığı %5 nama yazılı hissenin devrinin ortaklar pay defterine tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hisse devrinin yapıldığı 25/06/2014 tarihi itibarıyla değil, mahkeme kararının kesinleşmesi tarihi itibarıyla müvekkilinin çıkmasına karar verildiğini, hissenin devralındığı aynı gün hissenin devralınan ortağa geri devredildiğini, ancak hissenin geri devrinin davalı şirket pay defterine işlenmediğini, tescil ve ilan işlemlerinin yapılmadığını, ticaret sicil gazetesinde ilan edilen kararlardaki müvekkili imzasının sahte olduğunu, şirket pay defterinin müvekkilinin elinde bulunmadığını, davalının şirket hisse devrini ticaret sicil gazetesinde tescil ettirmekten imtina ettiğini, şirket karar defterine sahte imzalar atılarak kararlar alındığını, bu nedenle çıkma kararının 25/06/2014 tarihi itibarıyla verilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir....

          DELİLLER VE GEREKÇE : Davacı vekili tarafından ihtarname sureti, ... tarihli pay devri sözleşmesi sureti, ticaret sicil gazetesi sureti delil olarak sunulmuş, mahkememizce ticaret sicil müdürlüğünden davalı şirketin tüm kayıtları celp edilmiş, noter ihtarının şirket yetkilisine tebliğine dair tebliğ evrakı getirtilmiştir. Dava, 6102 sayılı TTK 595.maddesine göre açılmış limited şirket hisse devrinin tespiti davasıdır. TTK 595.madde gereğince hisse devrinin geçerli olabilmesi için noterde yazılmış ise devir sözleşmesi yapılması ve genel kurulun devre onay vermesi şarttır. Davacı tarafından yazılı noter sözleşmesi ibraz edilmiş ve genel kurulun onayı için şirkete ve şirket yetkilisine noter ihtarı ile sözleşme gereği için gönderilmiş, fakat davalı şirket tarafından hisse devrinin onayına veya reddine ilişkin herhangi bir cevap verilmediği gibi tescil de edilmemiştir....

            Mahkemesinde görülmekte olan dava sonucunda alacaklı olduğuna karar verildiğini, karar konu 2.147.554,65 TL'yi davalının zimmetine geçirildiğini, müvekkilinin hisse devrinden vazgeçtiğini, müvekkilinin hisse devrinin geçerlilik kazanması için şirket genel kurulunda onay niteliği taşıyan herhangi bir imza atmadığı halde imzası taklit edilerek 19.08.2014 tarih, 2014/02 numaralı kararla hisse devir sözleşmesinin onaylandığını ve 12.09.2014 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlandığını ileri sürerek, 19.08.2014 tarihli ortaklar kurulu toplantısında alınan hisse devrine ilişkin karardaki imzanın sahte olduğunun tespitini, hisse devrinin şirket genel kurulunda müvekkilinin imzasının taklit edilerek onaylanmış olduğundan usulüne uygun alınmayan ortaklar kurulu kararının ve şirket hisse devri sözleşmesinin iptalini istemiştir....

              (Yargıtay HGK, 17/11/2020, E. 2019/17- 853, K. 2020/907) Yukarıda anılan maddi olaylar ve yasal ilkeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı tarafın dava dilekçesinde anonim şirket hisse devrinin iptali talep edilmiş olup, hisse devrinin iptal edilerek eski ortak Ferit Aydiş'e avdet etmesi halinde davacının herhangi bir hukuki yararından bahsedilemez. Zira davacı taraf, hisse devreden Fırat Aydiş'in daha önceden Aygün İnşaat ... Ltd. Şti.'nin ortağı iken Aygün İnşaat ... Ltd. Şti.'ni temsilen Baçırtaş Batman ... AŞ'nin toplantılarına katıldığını, Ferit Aydiş'in gerçekte Baçırtaş Batman ... AŞ'de bir payının olmadığını, sehven şirket kayıtlarında bu şekilde gözüktüğünü, gerçekte Baçırtaş Batman ... AŞ'deki hisselerin Aygün İnşaat ... Ltd. Şti.'ye ait olduğunu iddia ederek eldeki davayı açmıştır. Hisse devrinin iptal edilip payların yeniden Ferit Aydiş adına tescil edilmesi halinde, hisseler Baçırtaş Batman ... AŞ nezdinde Ferit Aydiş adına kayıtlı olmaya devam edecektir....

              ./12/2014 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında hisse devrine onay verilmediğini, davalı şirket tarafından hisse devrinin haksız şekilde reddedildiğini, oysa müvekkili tarafından hisselerinin satın alınması için davalılara ihtarname gönderildiğini ileri sürerek hisse devrinin usul ve yasaya aykırı olarak davalı şirket tarafından pay defterine işlenmemesi sebebiyle devrin ticaret siciline resen yapılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı şirket vekili; ...’nın 595. maddesi gereğince esas sermaye payının devir işleminin geçerli olabilmesi için ortaklar genel kurulunun onayının şart olduğunu, limited şirketlerde genel kurulun sebep göstermeksizin dahi onayı ret edebileceğini savunarak davanın reddini istemiştir. Diğer davalılar, davaya cevap vermemiştir....

                un hisse devrinin tescili konulu başvurusu üzerine Türk Ticaret Kanunu’nun 598, Maddesi vc Ticaret Sicili Yönetmeliğinin 22. maddesi uyarınca; tescil talebinde bulunmaya yetkili kişinin şirket müdürü olması ve şirket müdürünün de ... olarak belirlenmesi sebebiyle şirket yetkilisini tescile davet etme gereği hasıl olduğunu, hisse devrinin tescili için ...'ne ve şirket yetkilisine 6102 sayıl Türk Ticaret Kanunu’nun 598. maddesi ve 33. maddeleri uyarınca 19/04/2022 tarihinde tescile davet yazısı yazıldığını, 30 gün içerisinde tescil başvurusu yapılması, eğer tescili gerektiren bir husus yoksa bu durumun ispat edilmesi, aksi takdirde TTK. madde 33 uyarınca idari para cezası talebinin mahallin en büyük mülki amirine iletileceği ve yetkili Asliye Ticaret Mahkemesi'nde hukuki sürecin başlatılacağının ihtar edildiğini, şirket yetkilisi ...'...

                  UYAP Entegrasyonu