Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yok hükmünde olan genel kurulda alınan kararlara sonradan icazet verilmesi de söz konusu olmayacaktır.Bu nedenle davalının istinaf sebepleri yerinde değildir.Birleşen dava davacısı .../ın istinaf sebebine gelince ancak hukuki yararın bulunması halinde genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespiti talep edilebilecektir. Bu davacının davalı şirkette bulunan hissesini davadan önce devrettiği, davanın açıldığı tarihte şirket ortağı olmadığı anlaşıldığından genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespitini talep etmede hukuki yararının bulunduğunu da ispatlayamadığından mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun olup, istinaf sebebi yerinde değildir. Asıl dava davacısının istinaf sebebine gelince, asıl davacı dava dilekçesinde neticei talep olarak 29/05/2014 tarihli genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitini istemiştir....

    Dava, anonim şirket genel kurul kararının yokluğunun tespiti istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçe ile genel kurul kararının yok hükmünde olduğunun tespitine, bölge adliye mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Ancak yönetim kurulu çağrı kararının yok hükmünde olmasına rağmen çağrısız genel kurulu düzenleyen TTK 416. maddesi “Bütün payların sahipleri veya temsilcileri, aralarından biri itirazda bulunmadığı takdirde, genel kurula katılmaya ve genel kurul toplantılarının yapılmasına ilişkin hükümler saklı kalmak şartıyla, çağrıya ilişkin usule uyulmaksızın, genel kurul olarak toplanabilir ve bu toplantı nisabı var olduğu sürece karar alabilirler.” şeklindedir. Somut olayda davalı şirket iki ortaktan oluşmakta olup ortaklardan davacı temsilcisi aracılığıyla, diğer ortak ise kendisi toplantıya katılmıştır. Gündem maddeleri görüşülmeden önce ortaklardan herhangi biri toplantı şekline itirazda bulunmamıştır....

      İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; dava konusu 19/11/2018 günlü genel kurul toplantısında davacıyı genel kurulda vekil olarak temsil etmek üzere, davacı tarafından dava dışı şirket yetkilisi ...'a verildiği iddia edilen vekaletteki imzanın davacının el ürünü olmadığı, dava dilekçesindeki anlatımlar ve şirket yetkilisi ...'un bizzat mahkeme huzurunda alınan beyanından, davacı ile aralarında geçmişe yönelik husumet olduğunun anlaşıldığı, davacının, aralarında husumet bulunan şirket yetkilisi ...'a kendisini şirket genel kurulunda temsil etmesi için vekalet vermesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, şirket yetkilisi ...'...

        Şti. unvanlı şirketin %50 hisseli ortağı olduğunu, kalan %50 hissenin ise diğer davalı ...’e ait olduğunu, 26.06.2013 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi'nde ilan edilen 07.06.2013 tarihli genel kurul toplantı tutanağı ile davalılar ... ve ...’un ilk 5 yıl için şirket müdürlüğüne seçildiklerini, fakat genel kurul toplantı tutanağında bulunan imzanın müvekkiline ait olmadığını, dava konusu genel kurulunda sahte imza ile müvekkilinin onay vermeyeceği bir karar alındığını, yine 18.08.2014 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi'nde ilan edilen ve 07.08.2014 tarihli genel kurul toplantı tutanağındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu ileri sürerek, sahte imza ile alınan 07.06.2013 ve 07.08.2014 tarihli genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Dava konusu genel kurul kararının yokluğu iddia edilmediğine ve somut olayda genel kurul kararlarının yokluk ile malûl olduğu sonucu doğuracak herhangi bir sebep bulunmamasına rağmen, genel kurulda alınan 7 no'lu kararın yok hükmünde olduğunun tespiti ve genel kurul tarihin yanlış yazılması davalı lehine hükmün bozulmasını gerektirmiş ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, kararın HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir....

            kararının kaldırılarak, davanın esası hakkında dairece yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda; davalılar ... ve ... aleyhindeki davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı şirket aleyhindeki davanın kısmen kabulüyle; davalı şirketin 06.06.2013 tarihli genel kurul kararları hakkındaki davanın reddine, davalı şirketin 10.07.2014 tarihli genel kurul kararları hakkındaki davanın kabulüyle 10.07.2014 tarihli genel kurulda alınan kararların yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmiştir....

              , şirket genel kurul kararlarının tümünün geçersiz olduğunu, iptal edilmesi gerektiğini, TTK 445.maddesi uyarınca kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine iptal davası açılabildiğini, çağrının usulüne göre yapılmamasının, gündemin gereği gibi ilan edilmemesinin yetkisiz kişilerin genel kurula katılmasının ve oy kullanılmasına haksız olarak izin verilmemesinin bu davanın konusu olabileceğini, genel kurul kararlarına karşı iptal davası açma süresinin zamanaşımına girdiği kabul edilse dahi kararların butlanla malul olduğu gerçeğinin aşikar olduğunu, genel kurul kararlarının yok hükmünde olduğunu, batıl genel kurul kararlarının baştan itibaren hüküm doğurmadıklarını, mahkemece re'sen dikkate alınması gerektiğini, yasada genel kurul kararlarının hangi hallerde butlan sayılacağının belirtildiğini, tespit davasının 3 aylık hak düşürücü süreye ve herhangi bir zamanaşımına bağlı olmaksızın her zaman açılabildiğini, ancak mahkeme...

                faaliyetlerine kayyum tarafından devam edildiğini belirerek davanın kabulü ile 03/03/2020 tarihli genel kurul kararının iptaline, mümkün görülmezse yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmesini, tedbiren şirketin tasfiye işlerinin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  sayılı Yönetim Kurulu kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitine, mahkemenizin aksi kanaatte olması halinde ise anılan kararların iptaline, davalı şirketin 29 Şubat 2020 tarihli 2017-2018 yıllarına ait olağan genel kurulunun ve genel kurulda alınan bütün kararların yok hükmünde olduğunun tespitine, mahkemenizin aksi kanaatte olması halinde iptaline, İleride telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurması ihtimali dikkate alınarak; dava konusu 29.02.2020 tarihli genel kurulda alınan tüm kararlar ile davalı şirketin 02 Mart 2020 tarihli, ..... sayılı, 04 Şubat 2020 tarihli, .... sayılı ve 03 Aralık 2019 tarihli, .........

                    nin genel kurul toplantısı sırasında hükümet komiserlerinin önünden tutanakları alıp yırtmasının da işbu durumu yansıttığını ileri sürerek, davalı şirketin genel kurulunun yok hükmünde olduğunun tespitini talep ve dava etmiş, davacılar vekili, 18.12.2013 tarihli celsede müvekkili ... yönünden davayı takip etmediklerini beyan etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu