KANITLAR VE GEREKÇE : Dava, TTK'nun Geçiçi 7. maddesi uyarınca ticaret sicilinden re'sen terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK'nın geçici 7. maddenin 15. bendinin son cümlesinde "Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” hükmü yer almaktadır. Somut olayda; ihyası istenilen şirketin 19/09/2019 tarihinde sicilden terkin edildiği, davanın yasada belirtilen beş yıllık süre içerisinde açıldığı, davacının terkin öncesinde ihyası istenilen şirketten alacaklı oldukları iddiasında olmaları nedeniyle davada taraf ehliyetinin bulunduğu hususları sabittir. 6102 sayılı TTK.'nun 547....
Dava, şirketin ihyası istemine ilişkindir. Şirketin ihyası davalarında, ihyası istenen şirketin tasfiyesinin TTK’nun geçici 7. maddesi hükümlerine göre yapılması halinde Ticaret Sicil Müdürlüklerine, TTK’nun 529 vd. maddelerince yapılması halinde ise Ticaret Sicil Müdürlüğünün yanında tasfiye memuruna da husumet yöneltilmesi gerekmektedir. Somut olayda ise davacı yan TTK'nun geçici 7. maddesi uyarınca ticaret sicilinden re'sen terkin edilen şirketin ihyası talebi ile açtığı davada husumetin ticaret sicil müdürlüğüne yöneltilmesi ile yetinilmesi gerekirken ticaret sicil müdürlüğünün yanı sıra ihyası talep olunan şirkete de yöneltmiştir. Bu durumda mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir (Emsal Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/02/2018 tarih 2018/213 Esas 2018/1038 Karar sayılı ilamı)....
Bu madde gereğince tasfiye edilmeksizin unvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecek mal varlığı, unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren 10 yıl sonra Hazineye intikal eder. Hazine bu şirket ve kooperatiflerin borçlarından sorumlu tutulmaz. Tasfiye memurlarının sorumlulukları konusunda özel kanunlardaki sorumluluğa ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu kanun veya kooperatifler Kanunu hükümleri uygulanır. Ticaret Sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir." hükmü düzenlenmiştir. Davacı tarafın bildirdiği deliller; ihyası istenen şirket sicil dosyası örneği, ..., ..., ... plakalı araçların tescil kaydı alınmıştır. Somut olayda ihyası istenilen ......
Ayrıca, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünce ihyası istenen şirketin oda kaydından ötürü re'sen sicilden terkin edilmesi sebebi ise, kanunda tadadi olarak sayılan hallerden olmadığı, bu nedenle dava konusu ihyası istenen şirketin terkin işleminin hukuka uygun olmadığı açıktır. İlk derece mahkemesince, ihyası istenen şirketin TTK'nın geçici 7.maddesi uyarınca usulüne uygun terkin edilmediğinden şirket adına kayıtlı ... plakalı İsuzu marka aracın tasfiyesine yönelik olarak sınırlı olmak üzere ihyası ve şirkete tasfiye memuru atanmasına karar vermek gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Öte yandan, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünce ihyası istenen şirketin oda kaydından ötürü re'sen sicilden terkin edilmesi sebebi ise, kanunda tahdidi olarak sayılan hallerden olmadığı gibi (Yargıtay 11....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davacı tarafından ihyası istenen şirket aleyhine rücu davası açıldığı, yargılama sırasında şirketin akıbetinin araştırılması üzerine, sicilden terkin edildiğinin anlaşıldığı, dava dışı şirketin ticaret sicil kayıtları incelendiğinde, ihyası istenen şirketin 23/01/2014 tarihinde TTK'nun geçici 7. maddesi uyarınca re'sen ticaret sicilinden kaydının silindiği, eksik işlemler ile tasfiyenin sonuçlandırılması halinde usulüne uygun yapılmış bir tasfiyeden söz etmek mümkün olamayacağından şirketin yeniden ihyası gerektiği, şirket hakkında açılmış dava olduğu tartışmasız olduğundan, TTK 547. maddesi gereğince devam eden dava ile sınırlı olmak üzere şirketin ihyasına karar verildiği, dava dilekçesinde her ne kadar şirket tasfiye memuru davalı olarak gösterilmişse de, 28/10/2021 tarihli celse davacı vekili, dava dilekçesinde sicil kaydının görmedikleri için soyut olarak, tasfiye memurunu davalı gösterdiklerini, ancak tasfiye memuruna karşı açılmış davalarının...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davacı tarafından ihyası istenen şirket aleyhine rücu davası açıldığı, yargılama sırasında şirketin akıbetinin araştırılması üzerine, sicilden terkin edildiğinin anlaşıldığı, dava dışı şirketin ticaret sicil kayıtları incelendiğinde, ihyası istenen şirketin 23/01/2014 tarihinde TTK'nun geçici 7. maddesi uyarınca re'sen ticaret sicilinden kaydının silindiği, eksik işlemler ile tasfiyenin sonuçlandırılması halinde usulüne uygun yapılmış bir tasfiyeden söz etmek mümkün olamayacağından şirketin yeniden ihyası gerektiği, şirket hakkında açılmış dava olduğu tartışmasız olduğundan, TTK 547. maddesi gereğince devam eden dava ile sınırlı olmak üzere şirketin ihyasına karar verildiği, dava dilekçesinde her ne kadar şirket tasfiye memuru davalı olarak gösterilmişse de, 28/10/2021 tarihli celse davacı vekili, dava dilekçesinde sicil kaydının görmedikleri için soyut olarak, tasfiye memurunu davalı gösterdiklerini, ancak tasfiye memuruna karşı açılmış davalarının...
Bir şirket veya kooperatifin ihyası davasında davacı taraf, şirket ortaklarından herhangi biri, şirket veya kooperatifin en son yetkilileri, o şirkette veya kooperatifte daha önce çalışmış bulunan herhangi bir işçi, şirket veya kooperatiften alacağı bulunan herhangi bir gerçek veya tüzel kişi alacaklı, özetle hukuki menfaati bulunan herhangi bir kişi olabilir. İhya davalarında davalı taraf ise şirket veya kooperatifin en son tasfiye memuru veya tasfiye kurulu ile yasal hasım konumunda bulunan ticaret sicili müdürlükleridir.Davacı yanca, tasfiyenin tamamlanmasından sonra tasfiye edilen şirket hakkında alacak davası açıldığı sabittir. Başka bir anlatımla tasfiyenin tamamlanarak şirketin sicilden terkin edildiği tarihte davacı tarafından İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/180 Esas sayılı davası henüz açılmamıştır....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki şirket ihyası davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın tasfiye memuru vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak davalı şirket yönünden davanın pasif taraf ve dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine, şirketin ihyasına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili kurumun sigortalılarından ....'nin ihyası istenen ...'...
Temizlik Güvenlik İnşaat ve Malzemeleri Üretim Pazarlama Sanayi Ticaret Limited Şirketi'nin ihyası için dava açmak üzere 07/11/2019 tarihine kadar kesin süre verildiği görülmüştür. Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan yazıya 23.10.2020 tarihinde verilen cevapta; ihyası istenen... Temizlik Güvenlik İnşaat ve Malzemeleri Üretim Pazarlama Sanayi Ticaret Limited Şirketi'nin 152900 sicil numarasında kayıtlı olduğu, şirket merkezinin Çankaya/Ankara'da bulunduğu, şirket ortaklarının... ve... olduğu, şirketin TTK'nın Geçici 7. maddesi uyarınca ticaret sicilinden resen silindiği, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'nin 28.01.2014 tarihli ve 8495 sayılı nüshasında silme işleminin ilan edildiği anlaşılmıştır. Şirket ortakları... ve...'...
Sayılı dosyasından verilen karar tasfiyesi istenen şirket lehine olduğunu, yine bu karara karşı davacısı tarafından yapılan istinaf talebinin reddedildiğini ve tasfiyenin sonuçlandığı tarih itibari ile ortada istinaf tarafından da reddedilmiş bir dava bulunduğunu, dolayısı ile... tarihinde ortada kesinleşmiş bir alacak bulunmadığını, kaldı ki, derdest dava olduğu kabul edilse dahi bu dava ihyası istenen şirket aleyhine sonuçlanmadığını ve şirket pasifine etki edecek bir sonuç doğurmadığını, diğer yandan davacı ihyayı asıl olarak ......