yollamasıyla 1412 sayılı CMUK'nun 322.maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 21/01/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Mala zarar verme HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: 1- Sanığa yüklenen mala zarar verme eyleminin takibinin şikayete tabi olduğu, şikayetin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 73/1-2. maddesinde yer alan "(1) Soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olan suç hakkında yetkili kimse altı ay içinde şikayette bulunmadığı takdirde soruşturma ve kovuşturma yapılamaz. (2) Zamanaşımı süresini geçmemek koşuluyla bu süre şikayet hakkı olan kişinin fiili ve failin kim olduğunu bildiği veya öğrendiği günden başlar." şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, ... ...’a ait olduğu anlaşılan ev konusunda ...’in yetkilendirilip yetkilendirilmediği araştırılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksikl incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi, Kabule göre de, 2- Hükümden sonra 02/12/2016 tarihinde 29906 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak...
Borçlunun ilamlı takibe karşı yaptığı, İİK.nun 33/1. maddesi kapsamında zamanaşımı, ilamın kesinleşmeden icra edilemeyeceği, alacağın genel hükümlere göre icra edilemeyeceği yönündeki şikayetleri İİK.nun 16/l. maddesi gereğince yedi günlük süreye tabi ise de; ilama aykırı olarak fahiş alacak talep edildiği itirazı, ilama aykırılık şikayeti olarak değerlendirilmelidir. HGK.nun 21.06.2000 tarih ve 2000/12-1002 sayılı kararında da benimsendiği üzere başvuru ilama aykırılık nedenine dayalı olduğu takdirde süreye tabi bulunmamaktadır. O halde mahkemece borçlunun ilama aykırı olarak fahiş alacak talep edildiğine ilişkin şikayetinin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken süre aşımı nedeniyle ret kararı verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366. ve HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
e yönelik hakaret suçundan şikayet yokluğu nedeniyle düşme kararı verilmiş ise de düşme kararına dayanak yapılan 28.11.2013 tarihli tutanakta katılan ...'in vazgeçme beyanının bulunmadığının anlaşılması karşısında katılan ... yönünden davaya devam edilmesi gerektiği gözetilmeden düşme kararı verilmesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, ayrıca katılan sanık ...' in katılan sanıklar ... ve ...'e saat 16.00 da gerçekleştirdiği iddia olunan zincirleme hakaret suçundan hüküm kurulmadığı anlaşılmış ise de zamanaşımı müddeti içerisinde hüküm kurulması mümkün görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Kasten yaralama ve mala zarar verme HÜKÜM : Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, mahkumiyet Gereği görüşülüp düşünüldü: Sanık ... hakkında müşteki Veysel dışındaki müştekilere karşı yakarak mala zarar verme suçundan açılan davada, gerekçede suçun oluşmadığı belirtilmesine karşın hüküm fıkrasında bu hususta açık bir karar verilmemiş olduğu anlaşılmakla, zamanaşımı süresi içinde bir hüküm kurulması mümkün görülmüştür. Olay nedeniyle yaralanan ...ve ....'...
Bu sebeplerle kararı temyiz eden şikâyetçi ... ile şikayet olunan ... vekillerinin temyiz istemleri İİK’nun değişik 365/son madde hükmü gereğince reddedilmelidir. 3) Birleşen dosyada şikayetçi ... vekili temyizi yönünden; Şikayet, hacizde sıra cetveline ilişkindir. İcra ve İflâs Kanunu'nun 142'nci maddesine göre sıra cetveline itiraz davaları kural olarak genel mahkemelerde görülür. İtiraz yalnız sıraya ilişkin ise, görev İcra Mahkemesi'nindir. (İİK.m.142/son) Somut olayda, şikayetçi ..., kendi sırasına itirazı yanında ayrıca şikayet olunanın alacağının miktarına, dolayısıyla alacağın esasına da itiraz ettiğine göre, davanın genel mahkemede görülmesi gerekir. İcra Mahkememesi'nce, birleşen dosya yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, esasa girilerek yazılı şekilde hüküm oluşturulması bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle asıl dosyada şikayet olunan ...'...
Mirasçıların itirazı; mirasçı olunmadığı, mirasın reddedildiği gibi itirazlarla, imhal, itfa, zamanaşımı (İİK 71) ve benzeri itirazlar olabilir. Murisin külli halefi olan mirasçının, asıl borçlu murisin itiraz hakkı kalmadığı durumlarda yeniden itirazda bulunması mümkün değildir. Burada dikkat edilmesi gereken husus; asıl borçlu murisin, itiraz (şikayet) hakkının olup olmadığıdır. Somut olayda, alacaklı tarafından borçlular .... aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte....'e gönderilen birinci haciz ihbarnamesinin 27.10.2014; ikinci haciz ihbarnamesinin 27.11.2014; üçüncü haciz ihbarnamesinin ise 7.01.2015 tarihinde tebliğ edildiği, haciz ihbarnamelerine itiraz edilmediği tespit edilerek... aleyhine takip dosyasından haciz işlemlerinin tatbik edildiği ve son olarak adı geçene takip dosyasından gönderilen 103 davetiyesinin 5.06.2015 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmış olup...'...
A.Ş deki alacağına İİK 89/1. maddesi uyarınca haciz ihbarnamesi göndererek 12.01.2007 tarihinde ihtiyati haciz uyguladığını, şikayet edilenin ise borçlu hakkında yaptığı icra takibinde borçlunun 3. kişideki alacağına haciz koymak için gönderdiği haciz ihbarnamesinin alo post yöntemiyle 15.01.2007 tarihinde 3. kişiye ulaştığını, 3. kişinin borç miktarı itibariyle haczi koymadığını belirttiğini, bunun üzerine şikayet edilenin talebi üzerine 3. kişiye tekrar müzekkere yazıldığını, tebligatın usulsüz olduğunu, müvekkili bankanın kamu bankası olması nedeniyle ilk hacze iştirak ettirilmesi gerektiğini ileri sürerek, sıra cetvelindeki sıralarına itiraz etmiştir. Şikayet edilen vekili, müvekkil bankanın haczinin kesin haciz, şikayet edenin haczinin ise ihtiyati haciz olduğunu, tebligatın usulüne uygun olduğunu savunarak, şikayetin reddini istemiştir....
Şikayetçinin itirazı şikayet edilenin alacağının aslına değil haczinin düştüğüne ilişkindir. Bunun sonucu ise şikayet edilenin alacağının şikayetçinin alacağından önce veya sonra yazılmasıdır. Bu durumda alacağın esası ile ilgili bir itiraz bulunmadığından ihtilafın icra hukuk mahkemesinde sıra cetveline şikayet olarak görülmesi gerekirken yazılı şekilde görev yönünden red kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, şikayetçi vekili ve şikayet edilen vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 30.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen sıra cetveline şikayet sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin ....02.2013 gün 2012/6579 Esas 2013/1020 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi şikayetçi vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü: - KARAR - Şikayetçi vekili, borçluya ait üçüncü kişi nezdindeki alacağın haczi sonrası ... .... ... Müdürlüğü'nün 2012/4810 Esas sayılı dosyasında düzenlenen sıra cetvelinde ilk sırada müvekkilinin alacaklı olduğunu, ... dosyasına pay ayrılması gerekirken, hacizleri düşmüş olan şikayet olunanların alacaklı olduğunu, ... dosyalarının pay ayrılmasının hatalı olduğunu, her iki şikayet olunan dosyasında bir yıllık satış isteme süresine uyulmadığını, ayrıca şikayet olunan şirketin alacaklı olduğunu, dosyanın takipsizlik nedeni ile düştükten sonra haczin yenilenmediğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir. Şikayet olunanlar vekili, şikayetin reddini istemişlerdir....