"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi .... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İcra memurunun işleminin yasaya veya olaya uygun bulunmaması nedeniyle icra mahkemesine başvurularak şikayet yolu ile kaldırılmasının istenmesi kural olarak yedi günlük süreye tâbidir. Şikayet süresi, şikayet konusu işlemin öğrenildiği günden başlar (İİK'nun 16/1). Bu kuralın iki önemli istisnası vardır. 1-Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet olunabilir (m.16/2)....
İcra memuru işleminin yasaya veya olaya uygun bulunmaması nedeniyle icra mahkemesine başvurarak şikayet yolu ile kaldırılmasının istenmesi kural olarak yedi günlük süreye tâbidir. Şikayet süresi, şikayet konusu işlemin öğrenildiği günden başlar (İİK'nun 16/1). Bu kuralın iki önemli istisnası vardır. 1-Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet olunabilir (m.16/2). Bu hükmün amacı, ilgilileri icra memurunun bir hakkı yerine getirmekten kaçınmasına karşı korumaktır. 2-Kamu düzenine aykırı olan işlemlere karşı da süresiz şikayet yoluna gidilebilir. Anılan ilke doktrinde benimsenmiş ve Yargıtay uygulamalarında da kabul edilmiştir. Somut olayda talep konusu bir hakkın yerine getirilmemesine ilişkin olduğundan İİK'nun 16/2. maddesi uyarınca süresiz şikayete tâbidir. Anılan konuda icra mahkemesine her zaman şikayet olunabilir....
Somut olayda davalı vekili dava edilen alacaklar bakımından zaman aşımı def'ini ileri sürmüştür. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davalı vekilinin davaya yönelen zaman aşımı def'i nedeni ile dava tarihinden geriye doğru 5 yıl için yani 17.12.2002-01.10.2007 tarihleri arasındaki süre için fazla mesai ücreti hesaplanacağının belirtilmesine rağmen 1998-2007 yılları arasındaki hizmet süresi için fazla mesai ücreti hesap edilmiş, davalı vekilinin davaya yönelen zaman aşımı def'ini bu şekilde dikkate almamıştır. Mahkemece zaman aşımı def'ini dikkate almadan hazırlanan rapora itibarla fazla mesai ücretinin hüküm altına alınması hatalıdır. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 15.10.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; İİK’nun 347. maddesinde düzenlenen üç ay ve bir yıllık sürelerin hak düşürücü süre niteliğinde olduğu gözetilmeksizin şikayet hakkının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesine karar verilmesi, Kanuna aykırı ve şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri bu sebeple yerinde görüldüğünden, hükmün BOZULMASINA, bozma sebebi 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 322. maddesi uyarınca, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, hükmün birinci fıkrasındaki “zaman aşımı nedeniyle” ibaresi karardan tamamen çıkartılarak başkaca yönleri kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye aykırı olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14/01/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
ye bağlı olarak anlaşmalı marketlerde "aktivite elemanı"olarak çalıştığını, 08/11/2008 tarihi itibariyle iş akdinin haksız fesih edildiğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti alacaklarını istemiştir. B) Davalı Cevabının Özeti: Davalıladan ... firması davacının hiçbir zaman firmalarında çalışmadığını, iş sözleşmesinin .... İle yapıldığını, iki şirket arasında organık bağ bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalılardan ... ve ... firmaları ortak cevap dilekçelerinde ; davacının tüm hakları ile birlikte ... Tanıtım Ltd. Şti'ne devredildiğini, devir tarihinden itibaren 2 yıl geçtiği için sorumlulukları bulunmadığını bu sebeple husumet n...niyle davanın reddi gerektiğini fazla mesai yapılmadığını, fazla çalışma ücretinin zaman aşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak,davacının, asıl işveren ......
Ancak tazminat, ceza kanunlarının daha uzun bir zaman aşımını öngördüğü bir fiilden kaynaklanıyorsa, ceza zaman aşımı uygulanacaktır. 07/10/2002 tarihli kaza neticesinde, davacının oğlu Taner Yeşilbaş vefat etmiş, dava dışı Cemal Özkan hakkında, kaza tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK 455/1-son ve 2918 sayılı KTK 119 maddeleri kapsamında kamu davası açılmıştır. 765 sayılı TCK 102/4 maddesi gereği, ceza zaman aşımı süresi 5 yıldır. (Yargıtay HGK 2013/4-440 - 2014/115 Sayılı ilam). 07/10/2002 tarihli, müteveffa Taner Yeşilbaş'ın ölümüne sebep olan olaya ilişkin ceza zaman aşımının, olay tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK 455/1 ve 765 sayılı TCK 102/4 maddesi gereği 5 yıllık zaman aşımına tabi olduğu, zaman aşımı süresinin 07/10/2007 tarihinde dolduğu, davanın 19/09/2017 tarihinde açıldığı, davalının cevap dilekçesinde zaman aşımı definde bulunduğu anlaşılmakla, davanın zaman aşımı sebebiyle reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmamıştır....
Ancak tazminat, ceza kanunlarının daha uzun bir zaman aşımını öngördüğü bir fiilden kaynaklanıyorsa, ceza zaman aşımı uygulanacaktır. 07/10/2002 tarihli kaza neticesinde, davacının oğlu Taner Yeşilbaş vefat etmiş, dava dışı Cemal Özkan hakkında, kaza tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK 455/1-son ve 2918 sayılı KTK 119 maddeleri kapsamında kamu davası açılmıştır. 765 sayılı TCK 102/4 maddesi gereği, ceza zaman aşımı süresi 5 yıldır. (Yargıtay HGK 2013/4-440 - 2014/115 Sayılı ilam). 07/10/2002 tarihli, müteveffa Taner Yeşilbaş'ın ölümüne sebep olan olaya ilişkin ceza zaman aşımının, olay tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK 455/1 ve 765 sayılı TCK 102/4 maddesi gereği 5 yıllık zaman aşımına tabi olduğu, zaman aşımı süresinin 07/10/2007 tarihinde dolduğu, davanın 19/09/2017 tarihinde açıldığı, davalının cevap dilekçesinde zaman aşımı definde bulunduğu anlaşılmakla, davanın zaman aşımı sebebiyle reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmamıştır....
Ancak; Sanığa isnat olunan eylemin, TCK'nın 125/1. maddesi kapsamındaki takibi şikayete bağlı olan hakaret suçunu oluşturduğu, mesaj tespit tutanağına göre sanığın eylemini katılana karşı 16.06.2010 tarihinde gerçekleştiği, katılanın ise sanık hakkında 14.02.2011 tarihinde şikayetçi olduğu, şikayet süresinin zaman aşımı süresince fiilin öğrenilmesi tarihinden itibaren 6 ay olduğu, şikayet hakkının bu süre içerisinde kullanılması gerektiği, bu itibarla öğrenme tarihinin tespiti ve şikayet hakkının süresi içerisinde kullanılıp kullanılmadığının araştırılması ve sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı ve sanık E.. A..'in temyiz nedenleri yerinde görülmekle, tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 02/11/2015 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
Bu durumda 7036 Sayılı Kanun 15. madde ile 4857 Sayılı Kanunu'na eklenen ek 3. madde ile, 16. madde ile eklenen geçici 8. madde gereği zaman aşımı süresinin henüz dolmamış kısmı, ek 3 üncü maddede öngörülen süreden uzun olduğundan, değişen 5 yıllık sürenin dolması ile zaman aşımı süresi dolmuş sayılacaktır. Dosya içeriğine göre, zaman aşımı süresi 2022 yılında dolacağından ileri sürülen zaman aşımı defi yerinde değildir. Ancak Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26. maddesi, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/1- ç ve 326. maddeleri gözetilerek dava öncesi ödenen arabuluculuk ücreti ile zorunlu giderlerin yargılama giderleri olarak hüküm altına alınmaması hatalıdır....
Karar, davacı ve davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Kararın gerekçe kısmında "davalı tarafın zaman aşımı defi de göz önünde tutularak dava tarihi 11.04.2013 tarihinden geriye doğru 5 yıllık zaman dilimine rastlayan 11.04.2008- 31.12.2012 tarihleri arasında ve davada hasım gösterilen işvereni ... Taşımacılık Gıda Tur. İnş. Tem. Hizm. San. Tic. Ltd. Şti. nezdinde çalıştığı dönem için hesaplama yapılmıştır. Davanın kabulü halinde hesaplanan alacaklardan sadece alt işveren davalı ... Taşımacılık Gıda Tur. İnş. Tem. Hizm. San. Tic. Ltd. Şti. ile asıl işveren ... Belediyesi müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu üzere" denilmesine karşın hüküm kısmında ayrım yapmaksızın "davalıların müştereken müteselsilen sorumluluğuna" denilmek suretiyle davalı ... Taşımacılık İnşaat Tem....