İcra Müdürlüğüne yazı yazılarak 2016/5482 E. sayılı dosyadan çıkartılan ve 14.05.2016 tarihi atılmak suretiyle muhtara bırakılan tebligat olup olmadığının sorulması var ise bu tebligata ilişkin tebliğ mazbatasının celp edilmesi , yine anılan icra müdürlüğünden aynı dosyadan mernis (AKS) şerhiyle çıkartılan tebligat olup olmadığının sorulması , var ise bu tebligata ilişkin tebliğ mazbatasının celp edilmesi , ayrıca davacı tarafa iddia ettiği 14.05.2016 tarihi atılmak suretiyle muhtara bırakılan tebligata ilişkin delillerini, davalı tarafa iddia ettiği mernis (AKS) şerhiyle çıkartılan tebligata ilişkin delillerini bildirmek üzere kesin süre verilmesi ve toplanacak deliller incelenerek ve gerekçede incelenen tebligatın ayırt edici unsurları açıklanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsizdir....
a yapılan tebliğlerinin usulsüz olduğu anlaşıldığından, gerekçeli kararın inceleme tarihi itibarıyla on sekiz yaşını ikmal edip şikayet hakkı kendisinde bulunan katılan mağdure Alime' ye usulünce tebliğiyle verildiği takdirde temyiz ve cevap dilekçelerinin eklenip, hükümlerin temyizi halinde bununla ilgili ek Tebliğname düzenlenmesinden sonra Dairemize iade edilmek üzere esası incelenmeyen dosyanın Mahkemesine gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, Oy birliğiyle, 29.05.2024 tarihinde karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ordu İcra Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sıra cetvelindeki sıraya şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde şikayet olunan vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Borçluya gönderilen her iki tebligatta adres aynı olup, ilk çıkarılan tebligatta yer alan adresin yetersiz olduğu ve no:153 numaralı adresin bulunmadığı yönündeki şerh doğru kabul edildiği takdirde, TK'nın 21/2. maddesine göre yapılan ikinci tebligat işlemi olmayan bir adrese usulsüz yapılmış demektir. Eğer ilk gönderilen ve adres yetersizliğinden bila tebliğ iade edilen tebligata düşülen şerhin doğru olmadığı, adresin yeterli ve mevcut olduğu kabul edilecek olduğu takdirde, TK'nın 21/2. maddesine göre tebligat çıkarılmasının ön koşulu olan "adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması" hususları gerçekleşmeyeceğinden, bu halde de TK'nın 21/2. maddesine göre yapılan tebliğ işlemi usulsüz olacaktır....
Somut olayda, davacıya çıkartılan ödeme emri tebliğ tarihinin 27/05/2019 olarak düzeltilmesine karar verildiğine göre, ödeme emri tebliğinin usulsüz olması nedeniyle takip kesinleşmeyeceğinden, bu tarihten önceki hacizlerin hükümsüz kaldığının kabulü gerekir. Ödeme emrinde belirtilen ödeme süresi geçmedikçe, alacaklı tarafça haciz istenemeyeceği gibi, bu koşullar oluşmadan önce konulan hacizler de geçersizdir. Bu durumda henüz haciz isteme hakkı doğmadan borçlunun malvarlığına yönelik olarak gerçekleştirilen hacizlerin yasal dayanağı olmadığından, hacizlerin ve muhafaza tedbirlerinin kaldırılmasına karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacının istemi, İİK'nın 16/1 kapsamında şikayet olup, şikayetin niteliği gereği toplanacak başkaca delil bulunmadığından, İİK'nın 18/son maddesi uyarınca duruşma açılmadan karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik yoktur....
bu yapılan usulsüz tebligat sebebiyle haksız haciz işlemleri uygulanmıştır....
Yatağan İcra Müdürlüğünün 2021/1147 Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, davacı alacaklı tarafından borçlular T1 ve Münir Ortan aleyhine toplam 24.235,21 TL kira alacağının tahsili ve tahliye amacıyla icra takibine geçildiği, takibin konusunu 22/03/2018 tarihli kira sözleşmesi uyarınca ödenmediği iddia olunan 2020 yılı Aralık, 2021 yılı Ocak-Kasım ayları kira bedellerinin oluşturduğu, 13 örnek ödeme emrinin 19/11/2021 tarihinde borçlu davacıya tebliğ edildiği, borçlu davacı vekilinin 07/02/2022 tarihinde usulsüz tebligata ilişkin itirazlarını içerir dilekçe sunduğu anlaşılmıştır. Davacının, tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin başvurusu, İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğindedir. Şikayet başvurusu, şikayete konu işlemin öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminden haberdar olmuş ise geçerli sayılır....
Borçlular vekili, şikayet dilekçesinde müvekkillerinin takipten 10/02/2020 tarihinde haberdar olduğunu beyan etmiş ise de, tebligatların bizzat borçlular imzasına yapıldığı, borçlu T2 gönderilen tebligatın eşi T1 imzasına usul ve yasaya uygun olarak yapıldığı ve böylelikle borçluların takipten haberdar olduğu, ayrıca mahkememizin 2020/45 Esas sayılı dosyasında aynı icra dosyasına ilişkin yapılan usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verildiği, bu açıklamalara göre ıttıla tarihinin tebliğ tarihi olduğu ve bu tarihten itibaren 7 günlük şikayet süresi içerisinde dava açılması gerekirken yasal süre geçirildikten sonra 13/02/2020 tarihinde mahkememize başvurulduğu anlaşılmakla yetki itirazının, borca ve imzaya itirazın süresinde yapılmadığından reddine, usulsüz tebligata ilişkin memur işlemine yönelik şikayetin ise mahkememizin 2020/45 esas sayılı dosyasında karar daha önce karar verildiğinden karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkündür. Ancak, yasanın öngördüğü bu olanağı kullanmayanlar, aynı şikayet nedenleri ile ihalenin feshini talep edemezler. Somut olayda, yine satış ilanının 29/01/2019 tarihinde borçlu/davacıya tebliğ edildiği, yukarıda da açıklandığı gibi davacı tarafın bu tebligatın usulsüzlüğünü açıkça ileri sürmediği sabit olduğuna ve buna göre davacı taraf satışa kıymet takdir raporuna yönelik şikayet hakkını süresinde kullanmamış olduğuna göre süresinde şikayet edilmeyen satış öncesi işlem kesinleştiğinden, artık bu hususa dayalı olarak da ihalenin feshi istenemez....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre davalı tarafından davacı hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde bulunulduğu, davacı tarafından ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile ve takibe konu senedin kambiyo vasfına haiz olmadığı ileri sürülerek şikayette bulunulduğu, ilk derece mahkemesi tarafından usulsüz tebligat şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verildiği, davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır....