Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 esas, 1991/344 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere “...usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın, bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir”. Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi, karşı tarafça ancak yazılı belge ile ıspatlanabilir. Hukuk Genel Kurulunun 12.02.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ıspat edilemez. Somut olayda, alacaklı vekilince borçlunun usulsüz tebligat şikayetinden sonra 10.02.2015 tarihinde icra dairesine sunduğu haricen borçlunun kısmi ödeme yaptığına dair 20.03.2014 tarihli belgenin tarihi borçlunun tebligata muttali olduğu tarih olarak kabul edilemez....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/06/2021 NUMARASI : 2021/142 ESAS 2021/455 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Mersin 3. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 16/06/2021 tarih, 2021/142 Esas, 2021/455 Karar sayılı kararına karşı istinaf kanun yoluna davalı vekili tarafından başvurulması üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için düzenlenen inceleme raporu dinlendikten ve dosya içerisinde bulunan tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından davacı aleyhine Mersin 2. İcra Müdürlüğü 2020/6073 E. sayılı adi kiraya ve hasılat kiralarına ait takip başlatıldığını, örnek no 13 ödeme emri usulsüz olarak tebliğ edildiğini, usulsüz tebligata rağmen kesinleşen icra takibinin davacı tarafından haricen öğrenildiğini, tebliğ mazbatalarının haricen incelenmesinde 15.09.2020 tarihli iade dönen ve 29.09.2020 tarihli Teb....
İcra Müdürlüğünün 2020/25715 esas sayılı dosyasından borçluya usulsüz tebliğ edilen ödeme emrinin tebliğ tarihinin usulsüz tebligata ıttıla tarihi olarak bildirilen 02/02/2021 tarihi olarak düzeltilmesine karar vermiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı borçlu şirketin adresine gönderilen tebliğ evrakının bila tebliğ iade edildiğini, borçlunun başka adresinin bulunmadığını, borçluya gönderilen ve bila tebliğ iade edilen tebligata ilişkin işlemlerin usulüne uygun olduğunu, ilk gönderilen tebligatın bila tebliğ iadesi üzerine TK'nın 35/4. maddesi uyarınca borçlu şirketin ticaret sicilde kayıtlı adresine yapılan tebliğ işleminin usul ve yasaya, yerleşik Yargıtay kararlarına uygun olduğunu, bu durumda davacının şikayetinin reddi yerine kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Şikayet, ödeme emrinin borçluya usulsüz tebliğ edildiği iddiasına dayalı tebliğ tarihinin düzeltilmesi istemine ilişkindir....
Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayet edilen alacaklı temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Şikayet edilen alacaklı istinaf dilekçesi içeriği tekrar ederek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık; ödeme emri tebligat işleminin usulsüz olduğuna dair şikayete ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK md 16., TK md. 16 3....
Mahkeme; ödeme emrinin davacı borçluya 11/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği, yapılan bu tebligata karşı yasal süresinde tebligatın usulsüz olduğu yönünde bir başvuruda bulunulmadığı, yasal 5 günlük itiraz süresinin sona ermesinden sonra 16/08/2021 itirazda bulunulduğu, itirazın süresinde yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrar etmekle birlikte kefile yönelik itirazlarının süresiz şikayete tabi olduğunu, ödeme emri tebliğinin vekile yapılması gerektiği halde asıla tebliğ edilmesi nedeniyle usulsüz olduğunu beyanla Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
T4 ve Sivas Çamlıbel Elektirik Dağıtım şirketi tarafından şirkete ödenmeyen elektrik borcunun olduğu bahsi ile tarafına ait olmayan bir adrese alacaklı vekili ve ilgili şirket tarafından mernis adresi olarak gösterilmek suretiyle örnek 7 ödeme emri düzenlendiğini, bu ödeme emrinin de müvekkiline Sivas Posta işleme dağıtım merkezi posta memuru tarafından " Bizzat Tevziat esnasında gösterilen adreste muhatabın kendi imzasına tebliğ edildi imza edildi " diye tebligata not yazıldığını, 73 barkot nolu mazbata 01.08. 2022 tarihinde Uyap'a tarandığının belirtildiğini, daha sonra bahse konu tebligat hakkında Sivas Posta Dağıtım ve işleme merkezi 16.08. 2022 tarihin de 73 barkot nolu Tebliğ mazbatasının " E53639214- 100- 2297 sayı ile ,73 Barkot Nolu tebligata ait usulsüz işlem Hk."...
No:11 İç Kapı No:5 Karşıyaka/İZMİR adresinde bulunmaması üzerine, bu adrese tebliğ yapılamadığından bahisle 29/04/2021 tarihinde Tebligat Kanunu’na aykırı olarak tebligat muhtara bırakılarak takibin kesinleştirildiğini, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 10.maddesi gereğince ilk olarak tebligatın, kendisine tebliğ yapılacak şahsın bilinen son adresine yapılacağını, bilinen son adresin tebligata elverişli olmaması veya tebliğ yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan adresine tebligat yapıldığını, tebligatın müvekkilinin bilinen son adresi olan yazlıktaki adresine çıkarılması gerekirken, müvekkilinin bilinen son adres araştırması yapılmaksızın doğrudan mernis adresine tebligat çıkarılmasının usulsüz olduğunu, tebligatın müvekkilinin bilinen son adresine yapılmaması, doğrudan mernis adresine yapılması nedeniyle yapılan bu usulsüz tebligat nedeniyle itiraz süresinin de kaçtığını ve zarara uğradığını, borca ilişkin itirazların icra müdürlüğüne öğrenme tarihinden sonra süresi...
Davacı borçlunun tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin talebinde haklı olduğu ve hukuki yarar mevcut olduğundan usulsüz tebligata ilişkin şikayetin kabulüne, ödeme emri tebliği tarihinin şikayet tarihi olarak düzeltilmesine, satışın ödeme emri tebliğ tarihi ile henüz takip kesinleşmeden yapıldığı anlaşıldığından , kararın kesinleşmesine müteakip satışın iptaline, davacı borçlu aleyhine yapılan takibin ilamsız takip olduğu dikkate alınarak , ilamsız takiplerde borca itirazın icra dairesine yapılması, satışa ve kıymet takdirine ilişkin hususların mahkemece değerlendirilmesi gerektiğinden" gerekçesiyle "Şikayetin KABULÜNE, buna göre Ağrı İcra Müdürlüğü’nün 2017/3804 sayılı takip dosyasından davacı borçluya gönderilen ödeme emrinin tebliği tarihinin öğrenilme tarihi-şikayet tarihi olan 23/12/2019 olarak DÜZELTİLMESİNE, 2- Ödeme emrinin tebliğ tarihi itibari ile henüz takip kesinleşmeden yapıldığı anlaşılan davacı-borçlu aleyhine yapılan satışın kararın kesinleşmesine müteakip İPTALİNE, 3- Davacı...
Davacılar, aynı dava dilekçesi ile hem usulsüz icra emri tebliğine ilişkin memur muamelesinin şikayet yoluyla iptalini, hem de bu takip nedeniyle 18.11.2009 tarihinde haczedilen menkullerin kendilerine ait olduğunu belirterek istihkak iddiasında bulunmuştur. Mahkemece davacıların istihkak iddiasına ilişkin talepleriyle ilgili dava tefrik edilerek mahcuzların değeri üzerinden dava harcı tamamlatılıp yargılamaya devam edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyla hüküm tesisi isabetli görülmemiştir. Kabule göre de; İstihkak davalarına İİK 97/11.madde hükmünce genel hükümler dairesinde ve basit yargılama usülüne göre bakılır. Mahkeme, yasada belirtilen durumlar ayrık olmak üzere tarafları çağırıp dinlemeden hükmünü veremez....
Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır" hükmünü amir olduğunu, davacı her ne kadar huzurdaki şikayetin öğrenme tarihi olarak kabulünü talep etmiş olsa da Perşembe İcra Müdürlüğünün 2019/75 E. sayılı dosyasının incelenmesinde ve aşağıda detaylıca anlatıldığı üzere gerek davacı asile gerekse davacı vekiline bir çok kez icra dosyasından tebligat yapıldığını, yine bir çok kez davacı vekilinin icra dosyasına talepte bulunduğunu, bu şartlar altında usulsüz tebligata ilişkin şikayetin süresinde olmadığının aşikar olduğunu, nitekim Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2015/3935 E. 2015/513 K. sayılı kararında bu durumun "7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun kendisine gönderilen tebligatın usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması "şikayet" niteliğindedir....